Elektronik oylamada ya makineye giren girdiği gibi çıkmazsa…

Oluyor böyle şeyler.

Yaşanmışı var.

Yıllardır bizimle kıyaslanan Venezeula’nın hikayesine gelin bir göz atalım.

***

Türkiye, başkanlık sistemini tartışmaya başladığı günlerden bu yana Venezuela ile kıyaslanır durur.

Suudi Arabistan’ı geçen petrol rezervleriyle dünyanın en zengin ülkelerinden biri olması gerekir Venezuela’nın aslında.

Ama değil.

Halkın çok sevdiği Hugo Chavez getirdi başkanlık sistemini Venezuela’ya.

O güne kadar halkın kurtarıcısı olarak görülüyordu.

Sonrasında işler değişti.

Muhalefet de basın da susturuldu.

Baskı arttı.

Kanser sebebiyle ölmeden bir süre önce tüm yetkilerini yardımcısına devretti.

Yardımcısı Maduro lise mezunu, eski bir otobüs şoförüydü.

Sendikacılıktan gelmiş, yıllar içinde Chavez’in sağkolu olmuş, önce Dışişleri Bakanlığı sonra Başkan Yardımcılığı yapmıştı.

Chavez’in ölümü sonrasında Nisan 2013’te yapılan seçimlerde rakibi Harvard mezunu Henrique Capriles’di.

Oyların çalındığı tartışmalarının gölgesinde, yüzde 1,5’luk farkla kıl payı seçimleri kazandı.

Sonrasında muhalefet üzerindeki baskı iyiden iyiye arttı.

Kendisinin başkanlığını kabul etmeyenlere konuşma yasağı getirildi.

Yeniden seçim isteyen muhalefet liderleri darbe yapacakları iddiasıyla tutuklandı.

Yayınını beğenmediği radyo ve televizyonları kapattı.

Kendi yandaş medyasını oluşturdu.

***

2018’deki seçimlere katılım yüzde 46’da kaldı.

Ama Maduro başkandı.

Hiçbir şey değişmedi.

%68’le yeniden seçildi.

Bu sırada suç oranları zirve yaptı.

Polis ve ordunun sokakları çetelerden temizlemek için başlattığı operasyonda 9 bin kişi öldü, binlerce kişi tutuklandı.

Muhalefete göre gerçek amaç büyük bir baskı ortamı yaratmaktı.

***

Maduro’nun 28 Temmuz 2024’teki seçimleri %51,9 ile kazandığı duyuruldu.

Ancak hiçbir kanıtı yoktu bu zaferin.

Oy makinelerinin bastığı tutanakları görebilen olmadı.

Muhalefet ve kalan muhalif basın kendi yayınladıkları belgelerle seçimin asıl kazananının Edmundo Gonzalez olduğunu iddia etti.

Günlerce protestolar oldu.

ABD, AB, Arjantin, Brezilya gibi ülkeler sonuçları tanımadıklarını duyurdu.

Yine hiçbir şey değişmedi.

Maduro başkandı, başkan kaldı.

***

Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçtiği 16 Nisan 2017’deki referandumdan bu yana Venezuela örneğini konuşuyor.

Referandumdan günler önce Venezuelalılar bir videoyla yaşadıklarını anlatıp uyarmıştı bizleri.

Video “Eskiden Venezuela’da iyi kötü bir demokrasimiz vardı. Başkanı seviyorduk. Ona güvendik. Yollar, köprüler, hastaneler yapıyordu” diye başlıyordu.

Başkanlık sistemine geçildikten sonra olanları ise şöyle özetliyorlardı.

“Yolsuzluk rekor kırdı. Devletin bütün mallarını varlık fonuna devrettiler. İşler bir anda kötüye gitmeye başladı. Gazetecileri ve karşı çıkanları hapse tıktılar. Başkan hastalanınca yerine halefi geçti. Adam eski bir otobüs şoförüydü. Ülkeyi kafasına göre yönetmeye başladı. Başkanlık sistemi yüzünden kimsenin elinden bir şey gelmedi. Şu an enflasyon %700. Hırsızlık aldı başını yürüdü. Çok kötü durumdayız.”

Video “Sevgili Türkler, büyük bir hata yapıyorsunuz. Bütün gücü bir insanın eline vermeyin. Gelecekte, işin ehli olmayan bir insan başa gelip ülkenizi mahvedecek” diye bitiyordu.

***

O dönem dost ve kardeş Venezuela halkının söyledikleri kulak ardı edildi.

Hala daha ediliyor.

Üstelik Türkiye’de Erdoğan sonrası ile ilgili hiçbir tahminimiz de yok.

Allah sonumuzu benzetmesin…

Yine aynı temennide bulunacağım bir tartışma daha var iki ülkede de.

Elektronik oylama sistemi.

Haziran 2023’te YSK Başkanı Ahmet Yener "Elektronik oylamaya geçilmesi benim düşünceme göre şart. Bir ya da iki seçim sonrası elektronik oylamaya belki önce yurt dışından başlarız” demişti.

Yener ABD’deki seçimleri yerinde inceledi.

“Elektronik seçime hazırız” açıklaması çok ses getirince YSK hemen yeni bir açıklama yaptı.

“Yurt içindeki seçimlere yönelik elektronik oy verme yöntemleriyle ilgili mevcut bir çalışma söz konusu değil” denildi.

Ama zaten “yurt içi” diye vurgulanan bu açıklama Yener’in ilk ifadesiyle çelişmiyordu.

Elektronik oylamaya ilk başta yurt dışından başlanma planı olduğu aşikardı.

***

Tekrar dönelim Venezuela’ya…

Venezuela’ya 2004 yılından bu yana elektronik oy verme sistemini tedarik eden firmanın adı Smartmatic.

2017 yılındaki yerel seçimlerden sonra Venezuela hükümetine 1,5 milyar dolarlık tazminat davası açtılar.

“Bunlar bizim sonuçlarımız değil, sonuçlarla oynanmış” dediler.

Verilen oylar belliydi de, makinelerden çıkan aynı değildi.

Şirket CEO’su Antonio Mugica kullanılan oy sayısı ile açıklanan katılım oranları arasında 1 milyon fark olduğunu duyurdu.

Düzenlediği basın toplantısında “Seçim sonuçlarının manipüle edildiğini şüphesiz bir şekilde biliyoruz” ifadesini kullandı.

Tepki olarak Venezuela ile yapılan anlaşmalar feshedildi.

Reuters da 8 milyon oyun 4,3 milyonunun son 1,5 saatte kullanıldığı bilgisine ulaştı.

Ancak yine hiçbir şey değişmedi.

Maduro başkandı, başkan kaldı.

***

Yıllar sonra Türkiye “iç” ve “dış” tehditlere açık bu sistemi tartışıyor.

Ne diyeyim, Allah sonumuzu benzetmesin…