Sevgili okurlarım, Türkiye’de tepemizde kaynatılan sular bir türlü durulmuyor...
Çoktan beri kendi sorunlarımızı unuttuk, gözlerimizi Arap alemine çevirdik ve oralardan gelen doğru veya yalan haberlere odaklandık.
Bazılarımız Türkiye Cumhuriyetini o Arap aleminin kurtarıcısı yapmaya, onlardan medet ummaya soyundu.
Türklüğümüzü neredeyse unutacaktık!
★★★
İktidar medyası önce Filistin davasına, Filistin’i kurtarmaya soyundu.
Aylardan yıllardan beri gece yatıyorduk Filistin, sabah kalkıyorduk karşımızda yine Filistin.
Neyse ki sözünü ettiğim bu Filistin tantanası şimdilik biraz durulmuş gibi.
İktidar medyası bile bu işten epeyce vazgeçmiş gibi görünüyor.
Peki ne olacak, aradaki boşluğu nasıl dolduracağız!
İmdadımıza Suriye yetişti!
Şimdi varsa yoksa Suriye...
Kurtar bizi Suriye...
82. vilayetimiz, camilerinde namaz kıldığımız, uğruna milyarlarca dolar harcadığımız, milyonlarca Suriyeliyi kendi vatanımızda ağırlamayı sürdürdüğümüz bir başka Arap ülkesi.
★★★
Bu olaylarda beni bir Türk vatandaşı olarak en çok inciten ve rencide eden nedir, ondan kısaca söz edeyim...
Bizi kandırmaya yönelik yalan kampanyaları...
Tanık olduğumuz, bazılarını gözlerimizle gördüğümüz, bazılarını ise kulaklarımızla duyduğumuz yalanlar.
Bir küçük örnek vereyim...
Şam’da düşük rejimin bir hapishanesi var. Özel inşa edilmiş büyük bir cezaevi kompleksi.
Bizim iktidar medyası haftalar boyunca acayip yayınlar yaptı:
Burada binlerce kişi işkence görmüş ve öldürülmüştü!
Türkiye’yi yöneten Tayyipgiller iktidarı da (ne yazık ki) bu iddialara ortak olup çığırtkanlık yaptı.
★★★
Fakat aksilik bu ya, cezaevi kazmalarla, balyozlarla, küreklerle kazıldıkça kazılıyor ama herhangi bir ceset bulunması mümkün olmuyordu!
Bu durumda bizim iktidar, ellerindeki büyük ve önemli bir propaganda kozunu kaçırmış olacaktı!..
O halde ellerindeki bu kozu yitirmemek için ne yapmalıydı?
80 kişilik bir AFAD arama kurtarma ekibini Türkiye’den Şam’a getirdiler...
Ellerinde arama köpekleri, modern arama kurtarma aygıtları vardı ve hemen işe koyuldular.
★★★
Kazı işlemleri başladı...
Cezaevinin bütün hücrelerine girildi.
Duvarlar ve beton bloklar yıkıldı.
Fakat hayret, aradan 10 gün geçmesine karşın, bilindiği kadarıyla ortaya ceset falan çıkmıyordu!
Bizimkilerin yeri göğü inleten bu kayıp cesetler tantanası şimdilik (ve zorunlu olarak) sona ermiş görünüyor!
★★★
Şimdi burada bir ekleme yapayım ki sözlerim yanlış anlaşılmasın.
Esad’ın avukatı değilim. Bunları diktatörlük rejimini savunmak için yazmıyorum.
Benim tepemi attıran hadise, Türk Milletine şu son AFAD ve Suriye değil, her konuda böyle kocaman yalanlar söylenmesidir.
Parti propagandası uğruna söylenen yalanlar...
Milyonlarca insanımız adına istirham ediyorum, bizi eşek yerine koymasınlar.
Filistin olayında da karşımıza böyle bir sürü yalanlarla çıkmışlardı.
80 kişilik AFAD ekibini Türkiye’den Şam’a getiriyorlar ama sonuç sıfır...
Ya da sonuç alındıysa bunun millete açıklanması gerekmez mi?
★★★
Şimdi soruyorum:
AFAD işkence ve ölüm olaylarıyla anlatılan Şam’daki cezaevinde bir şeyler buldu mu?
Bulduysa ne buldu?
Bu sorulara da yanıt verilmeyeceğine adım gibi eminim ama yine de soruyorum.
Zira bunların en büyük özelliklerinden biri gerçekleri milletimizden saklamaktır.
Bir olayın peşine takılırlar, o olayı uzun süre gündemde tutup propaganda vesilesi yaparlar, amaca ulaşamayınca da gerçekleri unutturup gizlemeye kalkışırlar.
Bunu da bekleyelim bakalım, belki bir ses verirler!