Sabri Uzun, 1978’de Emniyet İstihbarat kadrosuna geçti. 1996’da Ordu Emniyet Müdürlüğü’ne (GM) atandı. Meral Akşener’in İçişleri Bakanlığı döneminde İstihbarat Dairesi Başkanlığı’na getirildi. 1999’da görevden alındı. 2001’de tekrar aynı göreve atandı. 2002’de yeniden alındı. 2003’ün Haziran ayında AKP döneminde yeniden başkanlığa getirildi. Aralıklı olarak 6 yıl istihbarat dairesi ondan soruldu.

Attığı bir tweette Cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle Sabri Uzun gözaltına alındı. 26 Nisan 2019’da tutuklandı. Hakkında tutuklama kararı veren hâkim, daha önce bir ilimizde AKP Gençlik Kolları Başkanlığı yapmıştı. 8 Temmuz 2019’da tahliye oldu ve tutuksuz yargılandı. Yakın bir dönemde de hakkındaki suçlamadan beraat etti.

“AHLAKSIZLIĞI KABUL EDİLEMEZ”

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında Cumhurbaşkanına hakaret ve yıllar önce attığı tweetler gerekçe gösterilerek açılan davada 4 yıl 11 ay 20 gün hapis cezası verildi. Cezanın Yargıtay tarafından onanması üzerine Sabri Uzun, sosyal medyada şu mesajı paylaştı:

“Sayın Kaftancıoğlu, Halide Edip, 23 Mayıs 1919 günü İngiliz işgali altındaki İstanbul Sultanahmet Meydanı’nda özgürlük nutku atmıştı. İşgalciler bile ona, senin gibi ceza vermemişlerdi. Türk kadınlarını sizin şahsınızda kutluyorum.”

Vayy, bu mesajı yazan sen misin? Emniyet Genel Müdürlüğü resmi sitesinde, o güne kadar hiç alışık olunmayan bir dille şu karşılık verildi:

“İstihbarat Daire Başkanlığı yapmış birisinin böyle bir AHLAKSIZLIĞI kabul edilemez. EGM İstihbarat Başkanlığı.”

İstihbarat Dairesi Başkanlığı yetkililerinin, böyle bir dil kullanmayacağından Sabri Uzun çok emindi. Bunun, Emniyet’te daire başkanlığı görevine getirilen bir gazeteci tarafından yazıldığını öğrendi. Gazeteci kökenli daire başkanının böyle bir hakarette bulunacağına da ben inanamadım. Anlaşıldı ki üst makamların emri üzerine “AHLAKSIZLIĞI” sözcüğü yazılmış.

İFADESİ ALINMADAN

Sabri Uzun’a yapılan bu hakarete emekli meslektaşlarından tepki gösterenler de oldu. Peki bunun sonunda neler yaşandığına bakalım:

Sabri Uzun’un ifadesine bile başvurulmadan birinci sınıf emniyet müdürü rütbesinin söküleceği, silahının ve kimliğinin alınacağı duyulmuştu. Emniyet’in bu konuda acelesi olduğu, başka emniyet mensuplarının benzer açıklamalar yapmasını önünü kesmeyi amaçladığı anlaşılmıştı.

Raporlu olduğu için Uzun ifade vermeyi kabul etmediğini İçişleri Bakanlığı’na yazılı olarak bildirdi. Buna rağmen hakkında “375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) geçici 35. Maddesinin ilgili hükümleri kapsamında Bakanlık makamının 10 Haziran 2022 tarihli onaylarının bir numaralı sırasına kayden rütbelerin alınması kararı verilmiştir” denildi.

“TERÖRİST İLAN EDİLDİM”

Sözü edilen KHK’nın 35. Maddesinin (D) fıkrasının 3. Bendini okuyalım: “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu’nca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin rütbeleri ilgili bakanın onayı ile geri alınır.”

Sabri Uzun, 15 Haziran 2022 tarihinde tebligatı alıp okuduktan sonra çok şaşırdı. Tebliğ-tebellüğ belgesinin altına yazdığı notla durumunu şöyle açıkladı:

“Sabri Uzun, İçişleri Bakanlığı tarafından ‘terörist’ ilan edilerek rütbesi, kimliği ve silahı alındı. Karara asla üzülmüyorum. Çok mutluyum, huzurluyum, moralim de çok yerinde. Bu ülke adına her yaptığımdan, mağduriyetten şeref duyuyorum. Allah daha fazla mağduriyet nasip etsin. Yolum Mustafa Kemal’in yoludur.”

ATATÜRK’ÜN YOLU

2007-2014 yılları arasında Sabri Uzun’un telefonunun dinlenmesi için 12 kez karar alınmış. FETÖ’cülerin yasadışı dinlemelerini gerekçe gösterip İçişleri Bakanlığı’nı mahkemeye verip tazminat da kazanmıştı. Uzun, üzerindeki soruşturma baskıları için şunları söylüyordu:

“Atatürk’ün yolunda gidenler korkmaz, morali bozulmaz. Biz gücümüzü halktan alıyoruz ve halka güveniyoruz. Atatürk bize bunu öğretti. Hz. Ali’nin bir sözüne dayanarak ben de ‘Sonu ölüm bile olsa asla boyun eğmeyeceğim’ diyorum.”

AVCI NE YAPTI?

Emniyet’te konuşanı, yazanı susturmak için öyle bir uygulama başlatıldığı ve bunun “1 Numaralı” olanının da Sabri Uzun olduğunu tebligat numarasından öğrendim. Hanefi Avcı da yıllarca istihbarat kadrosunda çalıştı. İstihbarat Dairesi başkan yardımcılığı görevinde de bulunmuştu. Avcı, bir televizyon programında, Selahattin Demirtaş’la ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararına uyulması gerektiğini söyledi.

Bu kez Avcı’ya, “Sen bunu nasıl söylersin” denildi ve rütbesinin alınması için işlem başlatıldı. Avcı, hukuk mücadelesi sonucu silahını ve kimliğini alabilmişti. Bu kararlarla, sosyal medya paylaşımlarıyla, emekliye ayrılmış bile olsa Emniyet mensuplarına “Konuşmayın, karışmayın. Konuşursanız rütbeniz, kimliğiniz, silahınız alınır” mesajıydı. Buna da ilk Sabri Uzun’la başlanmıştı. 

SABAH, KAPISI ÇALINDI

Yeni yılın ilk günü İstanbul’da büyük bir kalabalığın katılımıyla İsrail’i protesto, Gazze’ye destek mitingi yapılmıştı. Sabri Uzun, paylaşımında bir yandan İsrail’le ticaretin devam ettiğini, bir yandan kınandığını belirtti ve bu konuda eleştiride bulundu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, paylaşımı Cumhurbaşkanına hakaret olarak değerlendirdi. Başlatılan soruşturma kapsamında Uzun, dün sabah gelen polisler tarafından gözaltına alındı. Uzun, Ankara’daki işlemlerinin ardından otomobille İstanbul’a götürüldü. Avukat Muzaffer Özbayrak, gözaltı ve Uzun’un İstanbul’a götürüldüğünü doğruladı.