Sevgili okurlarım kim ne derse desin Türk ekonomisinin en büyük hastalığı yolsuzluk ve savurganlıktır.
Bu hastalık bizi kemirdi, ısırdı, yatağa düşürdü ama üstesinden bir türlü gelemedik.
Biz bu öldürücü mikropların üzerine de hiçbir zaman gidemedik.
İhale yasası geçmiş yıllarda, özellikle AKP iktidar olduktan sonra defalarca değiştirildi.
İşlerine gelmeyen hususlar birer birer cımbızlandı...
Ama bu göstermelik işler hiçbir işe yaramadı...
Zira ihale yasası ile defalarca oynayan AKP iktidarının belli amaçları vardı.
Kamu ihalelerini kendi yandaşları arasında paylaştırıp o yolla hortumlanmasını sağlamak.
★★★
Şimdi ihalelerin tamamına yakını onlara gidiyor. AKP’nin oluşturduğu irili ufaklı müteahhit çeteleri piyasayı sardı.
Milletin mamasının en büyük lokmaları onların arasında pay ediliyor.
Türk Milleti onların en büyüklerine beşli çete ismini boşuna takmadı.
Malı iktidar torpiliyle götüren en büyük beşli!
Sonra onları izleyen daha küçükler var ama en küçük dediğiniz bile milyarlarca dolarla, trilyonlarca lirayla oynuyor.
★★★
Bunların iktidar yılları boyunca en büyük pislik, ne yazık ki başta İstanbul olmak üzere bazı AKP’li belediyelerde döndü.
Bunlar hükümetten aldıkları güç ve destekle milletin parasını har vurup harman savurdular.
Bu süreç ne yazık ki günümüzde de aynen devam edip gidiyor.
Yolsuzluk, savurganlık, işsizlik...
Gün geldi, özellikle 31 Mart seçimleri sonrasında bunların ‘marifetlerinin’ bir bölümü ortaya çıktı ama hükümeti ilgilendirmiyor ki...
Bunlar başımıza bela olan enflasyonu da azdırmıştı.
★★★
AKP iktidarının bu durumda en büyük endişesi kaynak yetersizliği idi!
IMF bu olumsuz koşullarda acaba ne diyecekti!
İktidar bir şeyden korkuyordu...
“Ya IMF günün birinde su koyverirse... Ya Türkiye’yi kınar ve eleştirirse...”
O durumda ne yapılacaktı?
Bizim Recep Bey bu korkuyu defalarca dile getirmek zorunda kaldı:
“Hiç kimse endişe etmesin, IMF bize karışamaz.”
★★★
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz dün şatafatlı bir basın açıklaması yaptı.
Yanına ilgili bakanları da aldı, konuştukça konuştu:
“Orta vadeli bir program hazırladık. Amacımız enflasyonu tek haneye düşürmektir.”
Açıkladığı program resmen IMF’nin taleplerini yansıtıyordu.
Her ne kadar inkar etseler de IMF’nin kucağına oturmuşlardı.
Gizlenen şey IMF’nin adı idi!
★★★
Sözlerini şöyle özetlemek mümkün:
“Orta vadeli programın amacı 2026 yılında enflasyonun tek haneye düşürülmesidir. Yatırım, üretim, istihdam ve ihracat artacak ve gelir toplumun tüm kesimlerine eşit biçimde yansıtılacaktır...”
Hemen söyleyeyim, Cevdet Bey bize artık kanıksadığımız eski masallardan bir bölüm okuyor.
Tek değişiklik, bu masalın adı değişmiş ve orta vadeli program olmuş!
Şöyle diyordu:
“Programımız başarıyla çalışmakta ve sonuç üretmektedir...”
★★★
Peki ama 85 milyon insanımızın baş belası olan enflasyon ne zaman düşecek?
Bunların ifadesine göre inşallah birkaç yıla kadar düşmüş olacak!
O zamana kadar kim öle kim kala!
Dikkat ediniz, bu konuda belli bir zaman vermeleri bile mümkün olmuyor, lafı ağızlarında geveledikçe geveliyorlar.
İşsizlik de azalıyormuş.
★★★
Kendisiyle hiç tanışmadık ama benim tanıdığım Cevdet Bey efendi ve saygın bir adamdır.
Kesin sonuç almadan böyle hayali olayları ve hayali rakamları piyasaya sürüp medet umması ona yakışmıyor.
Dedim ya, bu masalları yutan artık yok.
Bunlar AKP’nin arka bahçesi ve propaganda aygıtı olan TÜİK’in piyasaya sürdüğü martavallar.
Vatandaş üç yıl daha beklesinmiş, enflasyon inşallah düşecek, işsizlik azalacakmış!
Ya olmazsa, bu palavraların hesabını yıllar sonra kim verecek?
Eğer yine iktidarda iseler, o takdirde çıkıp ortaya millete seslenirler:
“Kimse kusura bakmasın, bizim orta vadeli program vardı ama o da tutmadı. Harç bitti yapı paydos.”