Küresel kabus pandemide, Türkiye’de önce müziğin sesi kesildi... Ülke kademeli olarak normalleşirken, müzik emekçileri herkesin gözü önünde açlığa mahkum edildi. Aralarında enstrümanlarını satanlar hatta canına kıyanlar oldu. Son ses dinleyip avaz avaz şarkılarına eşlik ettiğimiz müzisyenlerin, “Biz de varız”, “Evimize ekmek götüremiyoruz” çığlıkları ne yazık ki iktidar kanadından duyulmadı. Ve İYİ Parti’nin Meclis toplantısında kürsüye çıkan MÜYORBİR Başkanı Burhan Şeşen,  “Biz müzisyenler nedense hep devlet babanın üvey evladı gibi gözüktük. Ey bu ülkeyi yönetenler, bir aşk acısı çektiğinizde hiç mi bir şarkım size teselli olmadı?” diye sordu. HaftaSonu’na konuşan sanatçı Şeşen,  sorularımızı yanıtlayıp müzik emekçilerinin sıkıntılarını anlattı... - Pandemi süreci müzisyenleri nasıl etkiledi? “Etkilemedi. Üzerlerinden silindir gibi geçti” demek daha doğru olur. Zira öylesine bir dönemden geçiyoruz ki, ne anlamak ne de anlatmak mümkün değil. - Nasıl sıkıntılar, trajediler yaşandı? Hangi birini söylesem ki... Çaresizlikten canına kıyanları mı? Bir müzisyenin manevi olarak da çok önemli bir bağ kurduğu enstrümanını satmasını mı? Evimizi geçindirmek için üç kuruş paralara hiç bilmediğimiz iş kollarında çalışmayı mı? Annelerin, babaların bir zamanlar müzisyen olmasını istedikleri çocuklarını bu yaşananlar karşısında başka alanlara yöneltmesini mi? Hangi birini sayayım? Bu süreçte sadece iktidar değil, yerel yönetimler de özel şirketler ve holdingler de (bazı istisnalar hariç) ne yazık ki müzisyenlere, müzik emekçilerine ve performans salonlarına; kısacası müzik sektörüne yardımcı olmadı. Ayrıca müzisyenler olarak hep bir şeyler isteyen bir meslek grubu da olmak istemiyoruz. Çalışma şartlarımızın pandemi koşullarına göre, kurallara ve yasaklara uyarak açılmasını istiyoruz. Bu da bu kadar zor olmamalı etrafımızda bunca örnek varken. - Kültür Bakanlığı sanatçılarımız için gerekli desteği sağladı mı? Bu zamanda Kültür Bakanlığı derdimizi dinleyen, bizimle empati kurmaya çalışan ve de yardımcı olmaya çalışan tek bakanlıktı. Ocak ayından bu yana yürüttüğümüz “Müzik Susmasın” projesinden yaklaşık 31 bin müzisyen faydalandı. Mayıs sonuna kadar başvurusu kabul edilen müzisyenler aylık bin liralık destek aldı. Ticaret Bakanlığı’nın yaptığı 3 bin lira hibeden de yine başvurusu kabul edilen müzisyenler vergi mükellefiyeti şartı aranmadan yararlanabilecek. Yeni başvurular konusunda da taleplerimizi ilettik.

“Gelişmiş ülkeler sanatçılarına sahip çıktı”

Şeşen, “Uygar ülkelerin hükümet yöneticileri konsere, tiyatroya, sinemaya, opera ve baleye gittikleri için ülkelerinin sanatçılarıyla empati kurdular ve onlara sahip çıktılar. Tek tek rakam vermeyeyim ama bizden katbekat fazla destek yaptılar. Zira sanat bizim yöneticilerimiz tarafından lüks olarak algılanırken, gelişmiş ülke yöneticilerinin olmazsa olmazı” dedi.

İKTİDARIN SANATLA DERDİ VAR

- İktidarın sanata ve sanatçıya karşı tutumu nasıl? İktidarın sanatla ve onu üretenlerle ilgili bir derdi var. Aslında muhafazakar, dini merkezine alan, ahlak bekçiliğine soyunan, demokrasiden uzak ve militarist tüm iktidarların sanatla bir sorunu var. Zira onun bağımsız, özgür ve kamuoyunu etkileme gücü her zaman bu tarz iktidarın karabasanı. Sanatla, sanatçıyla uzlaşmak, onu anlamak yerine, yasaklamakla, aşağılamakla, cezalandırmakla bir yere varılacağını ummak bu yüzyılda olacak iş değil. Zaten olmuyor da...

Yapılan destek çok yetersiz kaldı

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğinden sektörün tamamının yararlanamadığını söyleyen Burhan Şeşen, “Gönül isterdi ki bu destek sadece müzisyenleri değil, tüm sektör paydaşlarını kapsasın. Ses ve ışık sistemi firmaların, performans salonu sahipleri, müzik enstrümanı ithalatçıları gibi... Ama ne yazık ki bu gerçekleşmedi...” dedi.

Kültüre ayrılan pay sorgulanmalı

Tüm sektör paydaşlarına destek sağlanamamasını değerlendiren Şeşen, “Bence bunun sebebi Kültür Bakanlığı’na ayrılan bütçenin yetersizliği. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bütçesinin niye alt sıralarda olduğu mutlaka ama mutlaka sorgulanmalı” dedi.
Usta sanatçı; Meclis’te sanat emekçilerinin sesi olmuştu...

EN ACİL SORUNUMUZ EKONOMİ

Sanatçı Burhan Şeşen, beklentilerini şöyle sıraladı: “Yaklaşık altı aydır bakanlık, müzik meslek birlikleri ve müzikle ilgili STK’lar yoğun bir çözüm arayışı içerisindeyiz. Şu anda en acil sorunumuz müzisyenlerin ekonomik durumu. Bunun için de devlet desteği dışında ‘canlı müzik yapılan’ bütün mekanların açılması birinci sırada. Bilim Kurulu’nun biraz keyfi davrandığını ve de iktidarla ters düşmemek için yanlış kararlar aldığını düşünüyorum. Hepimizin gözleri önünde parti kurultayları yapılmadı mı? Yüzlerce kişinin katıldığı cenaze namazları kılınmadı mı? İsrail’i protesto için binlerce kişi yürümedi mi? Şampiyonluk kutlamaları yapılmadı mı? Bizler de artık hem saat kısıtlamasının 24:00’e kadar uzatılmasını hem de konser verebileceğimiz mekanların açılmasını bekliyoruz.”