
Yine karanlık, yine çok çirkin.
Yine çok kanlı, yine yoğun acılı.
Her yanımızı yüksek bir çaresizlik duygusu kaplamış durumda.
Ankara’yı vurdular yine. Daha yazın sonunda yaşadığımız saldırının şokunu atlatamadan bir yenisini yaşadık. Hem de devletin gözünün bebeğine.
Saldırı sonrası ilk yaşananlar artık saldırının kendisi kadar acı.
Dakikalarla yayın yasağı geliyor.
Hani sanki ambulanslar daha olay yerine bile varmadan.
Hop Twitter, Facebook, Instagram yavaşlatıldı.
Biz eli kalbinde ülkenin haline kan ağlayan insanların haber alma hakkımız elimizden alındı.
Bu çok korkunç bir an.
Ülkenin sözde en korunaklı, devletin kalbinin attığı yerde bomba patlamış ve hükümet bir anda hepimizi karanlığa mahkûm ediyor.
Böyle olunca da sahneye provokatörler çıkıyor. Gözümüz güvendiğimiz gerçek gazetecileri ararken ekranlar karardı.
Ki sanki basın çok özgürmüş ve özgürlük ve özgüven dolu haberler yapıyormuş gibi bir de yasak geldi üzerine.
Şimdi elimde olmaksızın başkanlık tartışmalarına bakıyorum. Sanıyorum Türk tipi başkanlık sistemi gelirse yayın yasağı koymakla da yorulmayacak sevgili devletimiz.
Ülke bu hale gelmiş, dış politika çökmüş, insanlar servise binip eve götürdükleri ekmeklerle bombalanır olmuş, hâlâ gerçeği bizden yasaklamaya çalışıyorlar ya, beni en çok bu sarsıyor.
Ankara’mızı kanatmışlar, biz haberi BBC’den, Associated Press’ten almaya çalışıyoruz.
Olanları bizden saklayınca biz ‘Survivor’ izleyip horlaya horlaya uyumuyoruz.
Aksine daha çok korkuyoruz, provokatörler alıyor sazı eline...
Gazeteciden korkulan bir iklimde normal galiba.
Allah evine ateş düşenlerin yardımcısı olsun, kaybettiğimiz masum canlara rahmet eylesin...

Apple’ın kapısına maliyeciler gider mi bu sabah?
Bizimki gibi elindeki cumhuriyet kazanımı özgürlüklerini yitirip Batılı ülkelerin geniş özgürlükler okyanusuna iç geçirerek bakanlar için çok ilginç bir olay yaşanıyor. Dünyanın en büyük şirketlerinden Apple, ABD’nin meşhur federallerine yani FBI’a kafa tutuyor.
Hem de tek bir telefonun şifresi yüzünden!
Apple, San Bernino kentinde meydana gelen saldırının failinin akıllı telefonuna erişimine izin veren mahkeme kararına itiraz etti. Bizzat şirketin CEO’su Tim Cook’un yaptığı açıklama bizim gözlerimizi yaşartacak cinsten: “Hükümet Apple’dan kendi kullanıcılarımızı hack’lememizi ve müşterilerimizi koruyan onlarca yıllık güvenlik ilerlemelerini tahrip etmemizi istiyor...”
O dakikadan beri bekliyorum. Ne Obama çıkıp “Eyyy Mr. Cook” diye başlayan bir nara attı, ne de firmayı paralelci olmakla ya da terörü desteklemekle suçladı.
Bildiğim kadarıyla Maliye de tepesine çökmedi Apple’ın.
Mesele hukuka ve temel hak ve özgürlüklere saygı çerçevesinde ilerliyor.
Ne ütopik değil mi bizim için?

14 yaşındaki çocuğa fuhuş saygın bir hareket mi?
Ya gel de delirme.
Gel de isyan etme.
Bu mu muhafazakâr Türkiye’nin ulaşabildiği en yüksek ahlaki seviye?
Diyarbakır’da 14 ve 17 yaşındaki iki kız kardeşe fuhuş yaptıran adamın “Duruşmadaki saygın tutumu (!)” nedeni ile 5 yıllık hapis cezası 4 yıla indirilmiş.
Görüyor musunuz? İki küçük bebeğe fuhuş yaptıran adamda saygın bir şey bulabiliyor değerli Türk adaleti!
Bu nasıl bir hayal gücü, bilmiyorum.
Ama işte bu hayal gücü biz tüm kadınların başının belası!
Bu hayal gücü tüm katillerin, fuhuş yaptıranların koruyucu meleği.
Vah bize, vahlar bize!