İş dünyası 19 Mart’ı işaret ederek, “krizi biz çıkarmadık ama bedelini biz ödüyoruz” diye tepki gösteriyor. Artık şikayet ve taleplerini daha yüksek sesle dile getirmeye başladılar. Buna karşılık bakanlara karşı tepkilerini gösterirken, hiçbirinin krizle ilgili sorumlu adresi vermeye yanaşmadığı gözleniyor.
Geçen hafta yapılan TOBB’un Şüra Toplantısı’ndan aldığımız izlenim; “Hükümetin artık iş dünyasının taleplerine karşı kayıtsız kaldığı” yönündeydi. Toplantıya katılan bir oda başkanının, yanındaki kişilere dönüp, “Başından beri AKP’ye oy veriyorum, yılların iş adamıyım. Ancak şimdiye kadar hiç böylesine kötü, ağır koşulları yaşamamıştım” dediğini, birinci ağızdan dinledim.
Bunun yanında toplantıya katılan oda başkanlarının, genel olarak yakındıkları ortak şikayetlerden birinin “hükümetin artık umursamaz davrandığı, şikayetleri can kulağıyla dinlemediği” yönündeydi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı toplantıdaki “en yumuşak tavrı gösteren ve tepkileri yumuşatmaya çalışan kişi” olarak tanımladılar. Ancak aynı toplantıda Yılmaz’ın “abartmayın” diyerek “birkaç ay içinde manzaranın değişeceğini” söylemesi de homurdanmalara neden olmuş.
Daha çok toplantıda yer alan bakanların tavrını “umursamaz” olarak niteleyip, bu tavra kızıyorlar. Sadece Cevdet Yılmaz’a “taleplerimizi en azından samimi olarak dinlediniz” diyerek teşekkür edenler olduğunu öğrendik. “Bu sözler, aynı zamanda bakanlarda gördükleri ketum tavra da bir tepkiydi” yorumunu yaptılar.
Toplantıya katılanlardan “sanki bakanlara ne söylenirse söylensin, olumlu bir tavır göstermemek konusunda yeminli gibiydiler” yorumunu da dinledim. Bakan Mehmet Şimşek’in toplantıda dile getirilen hiçbir talebe karşı olumlu bir yanıt vermediği, taleplerin hepsine “programı bozar” diyerek karşı çıktığını söylediler.
ŞİMŞEK’TEN BAŞKA ÇARE OLMADIĞI GÖRÜLÜYOR
Ancak, kızılmasına rağmen, iş dünyasından Şimşek’in bakanlığına ilişkin genel bir karşı tavır izlenmiyor. İş insanlarındaki hava; Şimşek’ten önceki yönetimin çok daha kötü olduğu, hiçbir şekilde önlerini göremedikleri yönünde. Tabii ki Berat Albayrak ve Nurettin Nebati dönemlerinden özel olarak faydalananlar, Şimşek’e karşı çıkıyorlardır ama genel olarak hava Şimşek’in yanında.
“Şimşek’in gelip, sonunda doğru dürüst kararlar alınmaya başlandığını, ekonomiyi krize girmekten kurtardığı” görüşünü paylaşıyor. Buna karşılık ketum ve umursamaz görünen tavrından, yani kişisel olarak iletişimi sağlıklı yapamadığından yakınanlar fazla. Yani Şimşek konusunda “Yeni Şafak” gazetesindeki yorumlar iş dünyasında taraftar bulmuyor. Şimşek’in istediklerini yapamadığını, aslında ekonomide istikrar için yolun doğru olduğunu söylüyorlar. Açıkcası; “Mehmet Şimşek’in gitmesi halinde ekonominin düzeleceğini” söyleyen iş insanına rastlamadık.
İş insanları, planlanan ölçüde olmasa da, ekonomide işlerin rasyonel yola girmeye başladığı ama “19 Mart kriziyle birlikte her şeyin tepetaklak olduğu” görüşünde. Aslında 19 Mart öncesinde de şikayetler başlamıştı ama artık nisan ayında programın yumuşamaya başlayacağını görüp, morallerini bozmuyorlardı. 19 Mart kriziyle birlikte tüm moraller bozuldu, kimse önünü göremez oldu.
İş dünyasının, genel olarak, “krizdeki asıl sorumluluğun, yargı kararları nedeniyle, Cumhurbaşkanı’nda olduğu” görüşünde olduğunu biliyoruz. Ancak bunu özel sohbetler dışında, kimse kamuoyu önünde dile getirmiyor. TÜSİAD Başkanlarına açılan davanın etkili olduğu ortada.