TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO)İstanbul Şubesi, 17 Ağustos 1999 depreminin 22. yıldönümü nedeniyle basın toplantısı düzenledi. İMO İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, beklenen büyük Marmara Depremi’nin ulusal bir yıkıma neden olacağına dikkat çekerek ulusal seferberlik çağrısı yaptı. Suna “Milat olarak kabul edilen Marmara depreminin üzerinden geçen 22 yıl boyunca ne merkezi yönetim ne de yerel yönetimler sorumluluğunu yerine getirmiştir. Ne yapılarımızın ne de kentlerimizin deprem güvenliği sağlanmıştır. Ne İstanbul ne de Türkiye depreme hazırdır. Türkiye afetlere açık bir ülkedir ve yapılarımızın deprem güvenliği yoktur” dedi.
“TAM BİR YIKIM OLACAK”
Suna, “Beklenen deprem İstanbul ve Marmara bölgesi için her açıdan tam bir yıkım olacaktır. 2004 yılındaki Deprem Şurası’nda bir konuşma yapan dönemin Başbakanı Erdoğan, ‘acılardan ders alacağız’ demişti. 2020 İzmir depreminden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan yine ‘acılardan ders alacağız’ dedi. Ne acılardan ders alındı, ne de binalarımız, kentlerimiz depreme hazır hale getirildi. Hamasi yaklaşımlarla gerçekçi ve kalıcı çözümler üretilemediği, 1999 depreminden sonra yaşanan Afyon, Bingöl, Van, Elazığ, İzmir depremlerinde açıkça görüldü” diye konuştu.
“İSTANBUL’DA YAPI STOKU ESKİ”
Suna, İstanbul’un yapı stokunun çok eski olduğunu, binaların büyük kısmının 40 yaş ve üzerinde olduğunu vurgulayarak “Yüz binlerce İstanbullunun hayatı her an tehlikededir. En iyimser deprem senaryolarında bile on binlerce kayıp yaşanacağı öngörülmektedir” uyarısında bulundu.
“MEVCUT YAPI STOKU TEHLİKEYE DAVETİYE ÇIKARIYOR”
Ülke genelinde yaklaşık 20 milyon yapı bulunduğu bilgisini paylaşan Suna şunları kaydetti:
* İstanbul’da ise 1 milyon 100 bin civarında yapı var. Hem ülke genelindeki hem de İstanbul özelinde yapı stokunun en az yarısının mühendislik hizmeti almadan üretildiği, ya yapı denetime hiç tabi olmadığı ya da sağlıksız ve işlevsiz denetim gördüğü, kaçak ve ruhsatsız olduğu bilinmektedir.
* Mevcut yapılarda kolon kesme, kat ilavesi gibi ruhsat dışı tadilatlar sıradanlaşmıştır. Son ‘imar barışı’ uygulamasına başvuru sayıları ve konuları bu açıdan da ayrıca değerlendirilmelidir.
* 1999 depreminde merkez üssünden 100 kilometre uzaklığına rağmen İstanbul-Avcılar'da 50 binanın tamamen yıkılmış, 30 binanın orta ve az hasar almış ve bine yakın yurttaşımızın hayatını kaybetmiş olması bu durumun somut bir örneğidir.
* Son yıllarda deprem görmediği halde göçen binalar, yıkılan istinat duvarları İstanbul'un yapı stoku hakkında fikir vermektedir.
“TÜRKİYE İLK SIRADA”
Türkiye’nin 2020 yılında ölümlü deprem yaşanan ülkeler arasında ilk sırada yer aldığını belirten Suna, Türkiye’nin dünya ölçeğinde afete karşı kırılgan ülkeler sıralamasında de ilk dörtte bulunduğunu söyledi.
“KANAL İSTANBUL YERİNE DEPREME BÜTÇE”
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın İstanbul’da 300 bin konutun acilen yenilenmesi gerektiğini açıkladığını hatırlatan Suna Kanal İstanbul projesini eleştirerek şunları kaydetti:
* İstanbul’un depreme hazır hale getirilmesi, İstanbulluların can ve mâl güvenliğinin sağlanması temel, vazgeçilmez, ertelenemez, ötelenemez bir ihtiyaç olarak önümüzde duruyorken iktidar servet sahiplerine yönelik bir rant projesi olan Kanal İstanbul’a öncelik vermektedir.
* Kanal İstanbul projesine aktarılacak kaynakların çok daha azıyla, İstanbul büyük ölçüde depreme hazır hale getirilebilir. Yalnızca bu nedenle dahi Kanal İstanbul bir ihanet projesidir.
'İstanbul da Türkiye de depreme hazır değil'
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO)İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, 17 Ağustos 1999 Depremi’nin 22. yıldönümünde çok önemli uyarılarda bulundu. Depreme karşı ulusal seferberlik çağrısı yapan Suna, İstanbul’un da Türkiye’nin de depreme hazır olmadığını vurguladı. Suna, Kanal İstanbul’a aktarılacak kaynağın çok daha azıyla İstanbul’un büyük ölçüde depreme hazır hale getirilebileceğini söyledi.
