"BİZ AK PARTİ'YE BİR OY VERDİK, KEŞKE VERMESEYDİK"
Kılıçdaroğlu'na 10 aydır sıkıntısının olduğunu dile getiren Hülya Gültepe, derdini şu sözlerle anlattı:
"Elektrik kesik, su kesik, doğalgaz kesik. Her kapıyı çaldım, kapıyı açan yok. Kaymakamlığa, valiliğe gittim beni görüştürmediler. Kapıdan bile içeri sokmadılar. Bana dediler valiye git. Valiye gidiyorum, kaymakama git diyor. Kaymakama gidiyorum belediyeye git diyor. Hangisine gideceğim başkanım, bilmiyorum.
Benim derdime kimse çözüm olmadı şu ana kadar. Ben çalışmıyorum. Eğer çalışırsam bir ekmek getirebilirim evime. Kimse iş vermiyor. Biz bir hata ettik. Biz Ak Parti'ye bir oy verdik, gerçekten çok büyük bir hata ettik. Keşke hiç vermeseydik. Bize hiç bir şey yapmadılar.
Ne belediye başkanı, ne vali, ne kaymakam, ne cumhurbaşkanı hiç bir şey yapmadı. Dilekçe yazıp cumhurbaşkanına gönderiyorum, cevap yok. 40 tane falan dilekçe gönderdim. Keşke siz cumhurbaşkanı olsanız, başıma gelseniz. Gerçekten çok istiyoruz."
"MÜCADELEMİZ, 4 MİLYONA YAKIN ABONENİN HAKKINI ARAMAK İÇİN"
Kılıçdaroğlu da sorunların çözüleceğini vurgulayarak, "Meraklanmayın, hepsi düzelecek. Siz yalnız değilsiniz aslında. Türkiye'de milyonlarca kişinin elektriği kesik. Elektriği kesik olanların tamamı zaten yeterli gelire sahip değil. Fakir fukara vatandaşlar. Dolayısıyla sizin sesiniz olmak, sizin sesinizi bütün Türkiye'ye duyurmak istedik. Bir haksızlık varsa onun duyurulması lazım. Bu mücadele, sadece bireysel olarak sizin için değil, elektriği kesilen 4 milyona yakın abonenin hakkını, hukukunu aramak için..." dedi.
Gelen faturaları Kılıçdaroğlu'na gösteren Gültepe, eşinden dul maaşı aldığını ancak yetmediğini dile getirdi.
"BUNDAN SONRA BİZ SİZİN ARKANIZDAYIZ"
İşsizlikten yakınan Gültepe, "İş arıyoruz, iş bulamıyoruz. Hep Suriyeli, İranlılar. Asgari ücret yükselmiş diyorlar biz veremeyiz diyorlar. Bana Erdoğan'a git diyor. Erdoğan'a gidip ne yapacağım? Erdoğan, sarayda oturuyor. Televizyonda söylemekle olmuyor gelsin fakirlerin evine baksın. Fakirlerin durumu ne. Nasıl yaşıyorlar?
Geçen kaymakamla görüştüm, durumumu anlattım. 'Evraklarını al, hallederiz pazartesi' dedi. Daha yeni hallediyorlar. Yetimlere, öksüzlere sahip çıkacağım söylemekle olmuyor. Evine git bak. Cumhurbaşkanımız eve girmiyor. Sadece Suriyeli, İranlılara girip çıkıyor. 'Ben kazanacağım...' Ne kadar kazanırsan kazan, fakirin belasını kazanıyorsun.
Benim Allah'tan başka kimseden korkum yok. İster benim kafamı uçursun, ben ondan korkmuyorum. Allah'tan korkuyorum. Gelsin benim durumumu görsün. Benim bin tane oyum olsa, bundan sonra vermem. Ben bir hata ettim. Keşke o hatayı etmeseydim. Bundan sonra biz sizin arkanızdayız." ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE DERİN BİR TRAJEDİYLE KARŞI KARŞIYA”
Kılıçdaroğlu ziyaret sonrası dışarıda kendisini bekleyen basın mensuplarına açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu, “Elektriği uzun süredir kesilen bir ailedeydik. Aileyi dinledim. Yaşanan trajedi onların kaderi değildi. Eğer Türkiye’de bir aile elektrik borcunu ödeyemiyorsa bir sorun var demektir. Kimse keyfinden ‘elektrik borcunu ben ödemiyorum’ demez. Ya yiyecek, ya da elektrik borcunu ödeyecek. Geliri bu kadar sınırlı. Yemeğini yediği zaman elektrik borcunu ödeyemiyor. Dolayısıyla Türkiye böyle derin bir trajediyle karşı karşıya.” dedi.
“DEĞİŞİMİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
Değişime ihtiyaç olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu,
“Dünyanın değişmesi lazım, Türkiye’nin de değişmesi lazım. Bir değişime ihtiyacımız var. Birlikte yaşamaya ihtiyacımız var. Her evde huzura ihtiyacımız var. Bizim evlatlarımıza, gençlerimize borcumuz var.
Daha güzel bir Türkiye’yi onlar için inşa etmek istiyoruz. Onlara karşı sorumluluğu bütün siyasetçilerin yerine getirmesi lazım. Böyle bir sorumluluktan hiç bir siyasetçi kaçınamaz. Bu milletin karakteri değişimden yanadır. Değişimin garantisi milletin karakteridir. Değişimi gerçekleştireceğiz.” şeklinde konuştu.
5’Lİ ÇETE VURGUSU
“Bu millet zulme karşı kulaklarını tıkamaz.” diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle noktaladı: ”
Zulme karşı kulaklarını tıkamadığı için de biz birbirimize emanetiz. Her bir vatandaş, diğer vatandaşa emanettir. Eğer birimiz bir zorlukla karşılaşıyorsak, hiç birimiz rahat değiliz. Eğer bir kişimiz, karanlıkta kalıyorsa hiç birimiz aydınlıkta değiliz.
Olaylara bu çerçevede bakmak lazım. Eğer siz, elektriği kesip insanları karanlığa mahkum ediyorsanız, 5’li çeteye dünyanın milyarlarını aktarıp, elektriği kesiyorsanız o zaman bir sorunumuz var demektir.
Devlet 5’li çetelere kaynak aktarmak, milyarları aktarmak için değil, vatandaşın elektriği kesilmesin diye, vatandaşın evinde rahat oturması, yatması, kalkması, gülmesi için vardır sosyal devlet.
Eğer sosyal devlet 5’li çetelere kaynak aktarıyorsa bir sorunumuz var demektir. 5’li çetelere kaynak aktarmak için değil, vatandaşın elektriğini güvence altına almak için sosyal devletin olması lazım.”
