Kuru fasulyenin tarladan sofraya uzanan yolculuğu
Kırklareli'nde kadınlar tarafından yetiştirilen kuru fasulye, zahmetli bir yolculuğun neticesi sofralara geliyor.
Istranca Dağları'nın eteklerinde haziran ayında ekimi yapılan Çavuşköy fasulyesi, kaynak sularıyla sulandıktan bir süre sonra otlarından arındırılması için çapalanıyor.
Vize ilçesine bağlı Çavuşköy'de kadınlar tarafından 5 ay özenle bakımları yapılan fasulyeler ardından hasat ediliyor.
Kadınlar imece usulü tarlalardan hasat ettikleri fasulyeleri serilen naylonların üzerinde kuruması için bir süre bekletiyor.
Daha sonra traktör yardımı ile hasat edilen demetlerin üzerinden geçilerek fasulyenin tanelerinden ayrılması sağlanıyor.
Bir kısmı çevre illere pazarlanan fasulyenin, bir kısmı da üreticilerin kışlık ihtiyaçlarını karşılıyor.
Odun ateşinde çömlekte 30 dakikada kaynatılan fasulye damaklarda güzel bir lezzet bırakıyor.
Kentte 2 bin dekar alanda fasulye üretimi gerçekleştiriliyor.
"ÇAVUŞKÖY FASULYESİNİ YEMEYEN FASULYE YEDİM DEMESİN"
Fasulye üreticisi Ayten Taşkıran, fasulyelerinin doğal su kaynakları ve köyün temiz havasından dolayı lezzetli olduğunu söyledi.
Çavuşköy denilince akla hemen kuru fasulye geldiğini belirten Taşkıran, fasulyenin üretiminin çok meşakkatli olduğunu kaydetti.
Ürünün ekmesi, sulaması, kazması ve bakımının zahmetli olduğunu anlatan Taşkıran, özellikle yazın sıcak havada çalışmanın kendilerini çok zorladığını söyledi.
Fasulyelerinin çok rağbet gördüğünü vurgulayan Taşkıran, ata tohumu kullandıklarını belirtti.
Ürettikleri mahsulü pazarlamada hiçbir sıkıntı yaşamadıklarını ifade eden Taşkıran, şöyle devam etti:
"Fasulyemiz 30 dakika soba üzerinde pişiyor. Öyle düdüklü tencere falan biz bilmeyiz. Çömlekte yapınca daha bir lezzetli oluyor. O yüzden köyümüzün fasulyesi meşhurdur. Çavuşköy fasulyesini yemeyen fasulye yedim demesin."
Üretici Bahar Tezer ise gelin geldiği köyde 20 yıldır fasulye üreterek aile bütçesine katkı sağladığını belirtti.
Haziran ayında toprakla buluşturdukları tohumları 5 ay sonra hasat etmeye başladıklarını anlatan Tezer, "Istranca Dağları’nda köyümüzün toprağından mı suyundan mı artık bilmiyoruz, fakirin de zenginin de yemeği diyebilirim. Herkes gelip fasulyemizi alıyor. Hasat zamanı çok zorlanıyoruz. Sökümünü, dövümünü yapıyorsun, savuruyorsun. Bunlar hep emek isteyen işler. Verim çok olursa tabii ki mutlu oluyorsun" diye konuştu. (AA)