Akyüz ailesinin tamamı Wushu sporuyla ilgileniyor.


Siyasetten ve Korona salgınından başımızı kaldıramadığımızdan olsa gerek, olayı atlamışım. Elif Çongur’un Birgün Gazetesi’ndeki “wushu were here” yazısını okuyunca haberdar oldum ve merak edip detaylarına baktım.

Olay şu: Çin’in geleneksel savaş sanatlarından olan Wushu’yu ülkemizde icra eden, dünya şampiyonu Elif Akyüz, Türkiye’de yapılan son ulusal şampiyonada hem sporcu olarak müsabakalara katılmış hem hakemlik yapmış. Hakemler arasında annesi de varmış ve hakem olduğu turnuvada sporcu olarak şampiyon olmuş. Wushu Kungfu Federasyonu’nun başkanvekili de Elif Akyüz’ün babası Abdurrahman Akyüz’müş.

Bir aile bu kadar işin içinde olunca, mevzuatta hakemlerin müsabakalara katılamayacağı da yazınca meslektaşlarımız konuyu doğal olarak haber yapmış.

Türkiye Wushu Kung Fu Federasyonu Başkanı Mehmet Zeki Akıncı da hem haberlere hem haberleri yapanlara çok öfkelenmiş.

Wushu bir savaş sanatı olunca Başkan Akıncı da önemli bir savaş stratejisi olan “en iyi savunma saldırıdır” taktiğine başvurmuş ve hemen “vurun gazeteciye” moduna girmiş. “Yanıt vermeye değmez” dediği iddialara karşı tam iki sayfalık bir açıklama döşenmiş. Açıklama dediysem, siz millete hitaben yazılmış bir “manifesto” olarak anlayın. Şu cümleleri okuyunca ne demek istediğimi anlayacaksınız:

“Mesele, makûs, karanlık bir niyetin bir senaryo bir kalkışmanın bir bölümünün tezahürü olarak tespit edilmiştir.

Pervasız, aşikâr yalanlarla yapılan yaygara bir öncekilerin devamı niteliğinde maksatlıdır.

Türkiye’de ve dünyada belli bir güruhun, örgütlü olarak, kendilerine meslek edindikleri yalan, iftira, yapıştırma, karalama, yalanları birbirine yapıştırıp yalan kurguları ve senaryoları üretme son zamanların modası, alışkanlığı halini almış ve bir sektör olarak karşımızdadır. Bu pervasız örgütler bir menfaat yumağı olarakda holdingleşmişlerdir.

Gasp, şantaj, zimmet, dolandırıcılıktan sicili bulunan daha da vahimi aynı zamanda vatan satan, hain örgütün gönüllü militanı bu müptezeller, çeşitli farklı, siyasi, içtimai cenahların muzurlukta birleştikleri global bir çetedirler.

Amaçları meşru seçilmiş iktidarları gayrimeşru yöntemlerle, darbelerle devirip, kendi menfaat imparatorluklarını Dünya Siyonizm’iyle işbirliği yaparak kurmaktır.”

Yok daha neler?

Resmen “Bize yapılan saldırı, hükümete yapılmak istenen bir darbedir, yapanlar da Siyonist, FETÖ’cü çetelerdir, gaspçılardır” diyor.

Orada da bırakmıyor ve bakın nasıl devam ediyor:

“Sizin maksadınızı ve amacınızı biliyoruz. Derdiniz başörtüsü! Biz başörtülü insanı dünya şampiyonu yaptık ve dünya karşımıza geçti. Bizi müsabakalarına almadılar. Fakat kızlarımız başörtüsündeki dik duruşu ve yaptığı spordaki üstünlüğü ile hepsinin ağzını açık bırakmıştır. Dünya şampiyonluğuna da Türkiye Şampiyonluğu’na da yakışan, insanlığa yakışan kızlarımızdır.”

Başkan Akıncı son derece etik dışı bir olayı örtbas etmek için nasıl damardan girmiş görüyorsunuz. Yaptıkları sporu öyle göklere çıkarmış, işine öyle büyük anlamlar yüklemiş ki, açıklamayı okuduktan sonra bana “Wushu nedir” diye soran arkadaşıma “FETÖ, PKK bilumum terör örgütleriyle ve Siyonizmle savaş sanatı ve aynı zamanda bir aile sporu” diyesim geldi.

Akıncı’nın, bugünden tezi yok, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın konuşma metinlerini yazan ekibin başına geçmesini tavsiye ediyorum.

Ayrıca, Akıncı’nın açıklamasından anlaşılıyor ki Dünya Wushu Şampiyonu Elif Akyüz’ün eski milli güreşçi Hamza Yerlikaya’dan hiçbir eksiği yok. Derhal kendisi için banka yönetim kurulu üyeliği, babası için bakan yardımcılığı, annesi için üst kurul üyeliği gibi görevler ayarlanmalı.

Ülkemiz adına bu kadar hayırlı işler yapan, Beştepe’ye bu kadar selam çakan, bu kadar “becerikli” insanları öyle federasyona küçük arazi tahsisleri, birkaç madalya, birkaç müsabakada hakemlik ve federasyon görevleriyle geçiştiremezsiniz!