Sevgili okurlarım, Türkiye’de çeşitli unvanlar yaratıp kendilerini özellikle televizyon ekranlarında öyle tanımlatan niceleri ortaya çıktı.

Onların görüntülerini ve ekranda görünen bazı alt yazıları izlerken hayretlere düşüyorum, şaşırıyorum.

Ne unvanlar varmış da haberimiz yokmuş!

Bazılarının ismini cismini bilmediğimiz neler varmış neler!

-Araştırmacı yazar.

-Sosyoloji uzmanı.

-Siyaset stratejisti.

-Siyaset bilimci.

-Güvenlikçi yazar.

Çoğu kendisi için yeni unvanlar yaratmış, ekranlar onlarla dolu.

Yaptıkları ise bir program boyunca doğrusuna yanlışına bakmadan ekranda ahkam kesmek.

Adam gibi konuşup kamuoyunu aydınlatan değerli yorumcuları elbette tenzih ederim.

★★★

Gazeteci arkadaşım Murat Bardakçı çok değerli bir araştırmacı yazar. Gerçek bir tarih uzmanı ve araştırmacı.

Türkiye’nin geçmişine ilişkin çok önemli kitap ve belgesellerin yazarı.

Onun yeni çıkan son kitabını henüz bitirebildim:

“Makbule”  (Turkuvaz Kitap.)

Atatürk’ün tek yakını, kendisinden üç yaş küçük kız kardeşi.

Onu hemen hiç bilmiyoruz, hakkında pek bir şeyler bilindiği de söylenemez.

Murat her zaman olduğu gibi yine devlet arşivlerine girmiş ve önemli belgelere ulaşmış... Kitap belgelerle dolu.

★★★

Makbule aslında okur yazar olmayan bir kadın. Okumayı yazmayı ilerleyen yaşlarında öğrenmiş.

İstanbul ve Ankara’da yaşıyor ama çoğu zaman İstanbul’da.

Ankara’ya geldiğinde Çankaya’nın bir parçası olan Camlı Köşkte kalıyor.

İstanbul’da çeşitli taşınmazlara sahip.

Mustafa Mecdi Bey isimli bir iş adamıyla evli. Çocukları yok.

Hayattaki tek yakını ve gerektiğinde sığındığı, yardım istediği tek kişi ağabeyi Atatürk.

Murat Bardakçı’nın ortaya çıkardığı cumhurbaşkanlığı arşivi belgelerinde Atatürk’e yazdığı, hepsi de “Sevgili ağabeyciğim” diye başlayan çok sayıda mektup ve kendisi için yapılan harcamalar yer alıyor.

★★★

Mektupların hemen hepsinde parasal açıdan zor durumda olduğunu vurguluyor ve maddi yardım istiyor.

Bir de ayrıca torpil mektupları var!

Selanik’ten tanıdığı ve Türkiye’ye geldikten sonra zor duruma düşmüş olan bazı ortak tanışlarına ve akrabalara iş bulunmasını istiyor.

Atatürk köşk çalışanlarına talimat veriyor, Makbule’nin maddi taleplerinin kendi kişisel parasından karşılanmasını emrediyor.

Kocası, iş adamı Mustafa Mecdi tuhaf bir adam. Bir sürü akıl almaz işlere girişip hepsini ayrı ayrı batırıyor. Bu yüzden bir ara Romanya’ya kaçıp uzunca bir süre orada yaşıyor.

Atatürk çok kızıyor, getirilmesini istiyor.

Sonunda geliyor ama bir süre sonra boşanmak zorunda kalıyorlar.

★★★

Makbule çok sayıda kişisel harcamasını çeşitli mektuplarla Çankaya’ya iletip kendisine ödenmesini rica ediyor. Yurt dışında yaptığı bazı lüks giysi alışverişlerinin ya da İstanbul’da aldığı yiyecek maddelerinin parası dahil.

Kitaptan anladığım kadarıyla Atatürk bu aşırı istekler karşısında çaresiz kalıyor ve bütün ödemeleri yapıyor. O kadar ki, Makbule’nin bazen Atatürk’ten bu yüzden azar işittiği bile oluyor.

Ödese bir türlü, ödemese dedikodular çıkacak.

İki kardeşin birlikte göründüğü sadece bir tek fotoğrafı var, işte size bu yazıda yer alan o fotoğraf.

Murat Bardakçı da zaten o fotoğrafı kitabın kapağında kullanmış.

★★★

Murat Bardakçı çok iyi bir araştırmacı yazar.

Gerçek hayatta fikirlerimiz bazen ters düşse de, O’nun belgesel kitaplarını hayranlıkla okuyorum...

Çünkü Murat ahkâm kesmiyor, palavra atmıyor, arşivlere girip belgeleri konuşturuyor, yakın tarihimizin hemen hiç bilinmeyen bir yönünü belgelerle ortaya çıkarıyor...

Makbule O’nun yeni çıkan son kitabı. Okumanızı öneririm.

Ellerine sağlık.