Sevgili okurlar...… Dün ak­şam saatlerinde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in şaşırtıcı açıkla­ması üzerine daha önceki yazımı iptal edip, aceleyle bu satırları yazdım.

Cumhurbaşkanı Erdo­ğan, Meral Akşener’e madalya takmalı!

Saray’a ve AKP’ye bun­dan büyük hizmet olamaz!

Meral Hanım şok açık­lamasıyla âdeta “Benim adayım Tayyip Erdo­ğan” demek istedi.

Altılı Masa’yı terk ettiğini açıklayan Meral Akşener’in kendi partisi­nin kurmaylarının etkisinde kaldığı kesin...…

Bu hareketiyle güçlü bir lider olmadığını, onun-bunun sözüyle hare­ket ettiğini gösterdi.

★★★

İYİ Parti’nin Altılı Masa’dan ayrılması, doğal olarak en çok AKP’yi ve Saray yandaşlarını sevin­dirdi...

Zaten uzun süredir Altılı Masa’yı yıkmak için çaba sarf ediyor, senaryolar üretiyorlardı… Amaçlarına ulaştılar!

Kişisel kanaatime göre çok büyük bir siyasi hata yapan Meral Akşener, kendi ayağına kurşun sıktı...

Bu akıl dışı karar ve davranış ülkemizin geleceği için tabii ki, çok kötü oldu. Fakat, uzun yılların verdiği tecrübeyle söylüyorum, Akşener ve İYİ Parti için de felâket olacak!

Altılı Masa’nın uzun süren çabaları boşa gitti, Meral Hanım “Ortak Akıl” yerine yine “TEK ADAM Rejimi”ne teslim oldu.

★★★

Akşener ve partisini tarih affetmeyecek...…

Yalnız tarih değil, inanın ki, vatandaş da affetmeyecek!

İYİ Parti’nin yükselişi duracak, tıpış tıpış geri git­meye başlayacak, seçimde almayı bekledikleri yüzde 20’nin üstündeki oylar yerine, yüzde 10, belki de daha aşağı oy alacaklar.

Meral Akşener “Oyun bozan” oldu, Altılı Masa’dan kalkıp milletin kurtuluş umutlarını yok etti. Millet ona gereken cezayı mutlaka verecek, sıradan bir politikacı ve sıradan bir parti haline gelecek ve öyle kalacak!

Gecekondu görünümlü kamu hastaneleri!


İstanbul’un en köklü hastanelerinden Cerrah­paşa Tıp Fakültesi için, depreme dayanamayacağı gerekçesiyle yıkım kararı alınıp, hafta içinde tahliye işlemleri başlatılınca, diğer kamu hastanelerinin duru­munu merak ettim.

CHP Sağlık Politikala­rı Genel Başkan Da­nışmanı Coşkun Bel bu konuda uzmandır.

Ona, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi için alınan yıkım kararını ve tahliyeyi hatırlatıp olası bir İstanbul depreminde, diğer devlet hastanelerinin buna dayanıp dayanama­yacağını sordum… Acı acı tebessüm etti ve dedi ki:

“İstanbul’da sağlık hizmeti veren bazı kamu hastanelerimizin durumuna yakından ta­nık olduğum için, bun­lara ‘Hastane’ demeye dilim varmıyor.

Kaderine terk edilen bu yapılara ben ‘Gecekondu görünümlü hastane­ler’ diyorum. 24 yıl önce meydana gelen Gölcük Depremi’nde ağır hasar alan hastanelerimiz ne yazık ki, kendi kaderlerine terk edildi.

Bırakınız yenilemeyi, güçlendirme anlamında bile bir çivi çakılmadı.

Örneğin asırlık Haydar­paşa Numune Hasta­nesi... Yapılarının yüzde 80’inin hasarlı olduğu ra­porlarla ortaya konulmuştu.

“Hastane, depremde hasar aldığı için, sağlık kurulu, onkoloji (kanser) merkezi, gibi yoğun has­ta potansiyelinin olduğu önemli birimler bir gecede kondurulan ‘prefabrik’ yapılarda halkımıza hizmet veriyor.

2003 yılında Devlet Planlama Teşkilatı Numune Hastanesi’nin depreme karşı güçlendiril­mesi için Sağlık Bakanlı­ğı’na o günkü parayla 5,2 trilyon lira kaynak aktardı.

Her ne hikmetse bugüne kadar ne güçlendirme, ne de yenileme oldu!

Kamu hastanelerini 20 yılda yenileyemeyen iktidar, deprem bölge­sinde inşa edeceğini açıkladığı on binlerce konutu bir yıl içinde nasıl tamamlayacak, merak ediyorum!”

GÜNÜN SÖZÜ

Zaman, eşi olmayan bir ilaçtır. En derin acıları bile dindirir!