Org. Tolon’un eşi Ayla, oğlu Tolga ve gelini Harika, “tahliye olmasın” kararını değerlendirdi: Askerlere yapılan haksızlıklar tarihe geçecekAynı okullarda okumuş, aynı koğuşları paylaşmışlardı. Kader onları cezaevinde de bir araya getirdi. 26. Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ile eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Silivri Cezaevi’nde yine aynı odayı paylaştı.
Kendilerinden bir dönem önce mezun olan emekli Orgeneral Tuncer Kılınç da 8 ay önce aynı odaya geldi.
İki kez tutuklandı
Cezaevinin kıdemlisi Hurşit Tolon Paşa’ydı. Evi aranmış, 4 Temmuz 2008’de “Ergenekon” soruşturması kapsamında tutuklanmıştı. Bu tutukluluk tam 7 ay 7 gün sürdü. Tahliye edildi. Ancak 10 Ocak 2012’de ikinci kez tutuklandı.
Akıl-sır erdiremediler
Üç komutan, odalarında ara sıra “kıdem” üzerine sohbet ediyor, okuyor, yazıyor, spor yapıyor, bulaşık yıkıyordu. Bir de kendilerine nasıl bir kumpas kurulduğunu değerlendiriyorlardı... Hadi bu kumpası anlamışlardı ama Malatya Zirve Yayınevi’nde, üç kişinin başları kesilerek öldürüldüğü cinayete Tolon’un dahil edilmesine, bu yüzden onun tutuklu olmasına, davanın bir numaralı sanığı haline getirilmesine akıl-sır erdiremiyorlardı.
Tuzak bekliyordu ama...
Orgeneral Hurşit Tolon, teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın İmralı’ya getirildiği dönemde, ada komutanıydı. Mahkeme salonunun hazırlanmasından, güvenlik önlemlerinden hep o sorumluydu. Öcalan’a dokunan herkes gibi kendisine de bir takım oyunlar yapılacağını bekliyordu. Ancak Silahlı Kuvvetler’den atılmış eski askerin “gizli tanık” olarak ifadeleriyle Zirve Davası’nın sanığı olabileceğini hiç düşünmemişti.
Karara itiraz edecek
Cinayeti işleyenler, davaları 5 yıl içinde sonuçlanmadığı için tahliye edildi. Ancak Tolon Paşa, “Kaçar, delilleri karartır” diye bırakılmadı. Savcı “Tahliye” dedi, mahkeme başkanı “Tahliye” dedi ama iki üye “Hayır” dediği için Org. Hurşit Tolon’un tutukluluk halinin sürmesine karar verildi. Hurşit Paşa’nın avukatları İlkay Sezer ve Dilek Helvacı, “Tutuklu kalsın” kararına itiraz için dilekçe hazırladı. Biz de mahkemeye yapılacak yeni başvuru öncesi Tolon Ailesi’yle bir araya geldik.
“Bu nasıl işkencedir?”
Org. Hurşit Tolon’un eşi Dr. Ayla Hanım, iftiralar karşısında tüylerinin diken diken olduğunu söyledi ve ekledi:
“Ergenekon iftirasından tutuklandığında; yapılan haksızlığa, adaletsizliğe çok üzül-müştüm. İnsan sevgisiyle dolu, örnek bir insana, bizim kahramanımıza kumpas kurulduğunun farkındaydık. Ancak bizi asıl üzen; Zirve iftirası oldu. Böyle bir şeyi rüyada görsek inanmazdık. Bu nasıl bir iftiradır, bu nasıl bir işkencedir.”
Oğlu Tolga; “Gizli tanığın” suçlamasıyla tutuklanmasının, cinayeti işlemekle suçlananlar serbest bırakılırken kendisinin cezaevinde tutulmasının Tolon Paşa’nın gururunu incittiğini anlattı. Babasından söz ederken gözleri dolan Tolga Tolon, şunları söyledi:
“Böyle şey olur mu?”
“Bu nasıl bir iftiradır. Birbirini tanımayan, birbiriyle bir tek konuşması bile olmayan bir örgüt olabilir mi? Babam, Genelkurmay Genel Sekreterliği yaptı. Hafta sonları sabah 07.00’de evden ayrılırdı. O yoğunluk içinde bir de örgüt yönetiyormuş. Bu kadar tuhaf şey olabilir mi? Bu davada tek doğru olan babamın o tarihte Malatya’da bulunmuş olması.”
“Babam sembol isimdi”
Hurşit Tolon Paşa’nın gelini Harika Tolon ise “Vatanını, milletini bu kadar seven bir insana böyle bir şey yaptığını söylemelerinden daha büyük iftira olamaz. Ama bunu ilgili makamlar hâlâ göremedi. Babam sembol bir isim olduğu için seçildi” görüşünde.
Zirve Yayınevi’nde üç kişiyi kestikleri iddia edilen sanıkların tahliye olmasına isyan eden Dr. Ayla Tolon’u dinliyorum:
“Tolon çok üzgün”
“Yeni yasayla haklarında o suçlamada bulunulanlar tahliye edildi. Eşimin ise içeride tutulması bu yüzden daha da ağrıma gidiyor. Tolon Paşa’nın da bu duruma çok üzüldüğünü gözlerindeki ifadeden anlıyorum. O da, biz de çok yıprandık. Tolon Paşa’yı bilen insan onun böyle bir katliam emrini verebileceğini aklından bile geçirmez.”
Ayla Hanım’ın ayrılırken son sözleri şöyle oldu:
“İnşallah bu sıkıntılarımız en yakın zamanda biter. Bir an önce hakkın, adaletin yerini bulmasını bekliyoruz. Vicdanlı hakim ve savcılara güveniyoruz. Onların da ailesi, çocukları var. Her inişin bir çıkışı vardır. Biz de çıkışa geldiğimize inanıyoruz. Eskileri bitirip artıya geçiyoruz. Hepimiz bir bedel ödedik. Ama bu bedeller Türk Milleti’ne feda olsun. Askerlere yapılan haksızlıklar da, onların kahramanlıkları ve fedakarlıkları da tarihe geçecektir.”
Gizli tanık ifadesiyle Zirve’nin sanığı oldu
Emekliye ayrıldıktan sonra Tolon Paşa boş durmadı, konferanslar verdi. Malatya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu da onu “21. Yüzyılda Türkiye” konulu konferansa konuşmacı olarak davet etti. Hurşit Tolon, eşi Dr. Ayla Hanım’la Malatya‘ya gitti. İşte, onların Malatya’da bulunduğu gün, Zirve Yayınevi katliamı gerçekleştirildi. Ordudan atılmış “gizli tanık” katliamın Tolon’un emriyle gerçekleştirildiğini, kendisinin de bunu planlamak için geldiğini söyledi. Davanın aynı zamanda sanığı da olan gizli tanık İ.Ç’nin bu ifadesiyle Tolon Paşa, Zirve Davası’nın bir numaralı sanığı haline geldi.
Malatya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon’dan tahliyesi üzerine Zirve Yayınevi Davası’ndan da tahliyesi istenen Hurşit Tolon’un bu talebini perşembe günü reddetti. Mahkeme Başkanı, suç isnadının sadece gizli tanık beyanına dayandığını belirterek tahliye yönünde oy kullandı, ancak 2 üye hakim tutukluluk halinin devamını istedi. Karar oy çokluğuyla alındı. Davada, ‘cinayet’ işlemekle suçlanan 5 sanık ise tahliye edildi.
Cezaevinde, betonu delen yeşile bakıyor
Cezaevindeki herkes gibi Tolon da yeşile hasret. Nasıl olduysa olmuş, Tolon Paşa’nın cezaevindeki havalandırma betonunun çatlağından dikenli bir ot çıkmış. O otu özenle, bezenle büyütüyor. Suluyor, elini dikenli yapraklarına dokundurup seviyor. Betonu yarıp çıkan ot, Hurşit Tolon’a bir umut oluyor. Bir gün kendisinin de tahliye edileceğine, yargının mutlaka gerçeği göreceğine inanıyor.
Her pazartesi günü olduğu gibi bugün de Hurşit Paşa Ayla Hanım’a telefon edecek. 10 dakikalık konuşmaya gelini Harika, oğlu Tolga’yı da sığdıracak. Sonra, yine üzgün, yine umutlu olarak tek başına kaldığı odasına dönecek.