Oğuz transfer döneminde manşetlerde ve medya yorumlarında en çok konuşulan yerli oyuncuydu. Milli Takım’a seçilmiş ve geleceği konusunda iyi sinyaller vermişti. G.Saray ve F.Bahçe’nin transfer listesindeydi. F.Bahçe transfer etti. Sonra Oğuz kayboldu, unutuldu gitti. Zenit ile yapılan özel maçta hatırlandı. Dün ilk 11 başladı. Formanın hakkını veriyordu. 2 gol atmıştı. Onu takdir ettim. Hep çalışmış ve görev beklemiş. “Boş ver nasıl olsa oynamıyorum” duygusuna kapılmamış.
Mert Hakan oyunun içinde ince düşünen, oyun aklı yüksek bir isim. Bunu biz biliyorduk ama herhalde Mourinho hazır görmüyordu hem Oğuz’u hem de Mert Hakan’ı. F.Bahçe, Tadic’in penaltısıyla maça golle başlamıştı zaten. Fark üçe çıktıktan sonra kaybedecek hiçbir şeyi kalmayan Kayserispor, biraz atak yaptı ve Djiku’nun kendi kalesine attığı golü gördük. Böyle pozisyonlarda kalecilerin ve diğer savunma oyuncularının bağırarak kritik durumda olan arkadaşını kesin uyarması gerekiyor. Sessizlik gol yedirir. Geriye yaslanmak risktir. “Maçı ben kazandım” düşüncesi yanıltıcıdır. Livakovic boşa çıkınca Kolovetsios golü attı. Orta alanın direncinin düşmesi şaşırtıcıydı.
Kayserispor sadece hücumu düşününce savunmada dengesiz yakalandı. Golü atana kadar etkisiz kalan En Nesyri, topu ağlara gönderirken, yaşanan kriz ortamına son verdi. Szymanski ve Dzeko’nun zamanında oyuna girdiğini söyleyebilirim. Kostic, 5. golü çok rahat attı. Maçın yıldızı Oğuz, Szymanski’ye “Al da at” dedi. 6 olmuştu.
Yalnız F.Bahçe takımı, rakibi karşılamada zaman zaman sorun yaşıyor. Savunma problemleri, baskı artınca tehlikeli bir hal alıyor. Bu mesele çözülmezse ileride baş ağrısına yol açar. Kayserispor takımı, bu kadro yapısıyla zaten dayanamazdı. Yedikleri 6 gol, sonraki haftalar için morallerini bozacaktır.