Emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ’la, 4 Temmuz 2020’de yaptığımız söyleşide, Türkiye’nin Libya’da desteklediği Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ordusunun, Trablus’u kuşatan Hafter birliklerini ağır bir yenilgiye uğrattıktan sonra, doğuya doğru 450 kilometrelik hamle yaparak, stratejik Sirte kentinin kapılarına dayandığını ve burada ikinci bir zafer için yığınağa başladığını belirtmiştik.

Sirte ve hava üssü Jufra, yeni harekâtın hedefleri olarak ilan edilmişti. Bu görüş o güne kadarki başarıda büyük payı olan Ankara tarafından da coşkuyla paylaşılıyordu. O kadar ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan “Trablus yönetiminin yeni hedeflerinin Sirte ve Jufra’yı ele geçirmek” olacağını beyan etmiş ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın resmi Twitter hesabında söz konusu yeni hedefler hakkında haritalar ve bilgiler açıklanmıştı.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da “Hafter Sirte’den çekilmezse operasyon var” diyordu. İşte böyle bir siyasi havanın hakim olduğu ortamda yaptığımız söyleşide Şükrü Elekdağ, “Ankara’nın stratejisinin ve öngörülen operasyonun son derece hatalı olduğunu” gerekçeleriyle izah etmiş ve uygulanması halinde “Türkiye için felaketli sonuçlar doğuracağı” uyarısında bulunmuştu.

Nitekim 22 Temmuz’da sürpriz bir gelişme oldu. AKP yönetimi Moskova ile Libya’da ateşkes sağlamayı öngören bir ortak bildiri yayınlayarak, tam bir U dönüşü yaptı ve Sirte-Jufra harekâtından vazgeçti.

★★★

Şükrü Elekdağ, bu büyük dönüşün nedenlerini, şöyle açıklıyordu:

“Ankara’nın kararının nedenlerini anlamak için Vatiyye Üssü’ne yapılan saldırıyla ilgili gelişmeleri incelemek gerekiyor.

3 Temmuz’da Savunma Bakanı Akar ile Genelkurmay Başkanı Güler, Sirte harekâtı hazırlıklarını denetlemek amacıyla Libya’ya gittiler.

Ankara, Libya’daki askeri kapasitesini güçlendirmek için aldığı önlemler çerçevesinde Vatiyye Üssü’ne konuşlandırılması muhtemel F-16 uçaklarının korunabilmesi için buraya MIM-23 Improved Hawk hava savunma füzeleri ile 35 mm’lik Korkut hava savunma sistemlerini yerleştirmişti.

Akar’la Güler’in Libya’dan ayrılmasından 24 saat sonra, Vatiyye Üssü’nün kimliği belirsiz uçaklar tarafından vurulması, Trablus ve Ankara’da şok etkisi yarattı.

Libya kaynakları, üsse yerleştirilen hava savunma donanımlarının imha edildiğini ve saldırının, Mısır’ın Libya sınırında bulunan Sidi Barani üssünden havalanan Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) ait Mirage 2000-9 tipi savaş uçakları tarafından yapıldığını açıkladılar.

BAE Veliaht Prensi Bin Zayed’in danışmanı Abdülhalik Abdullah’ın, saldırı günü paylaştığı tweet ile ‘BAE, Türkiye’ye tüm onurlu Araplar adına hak ettiği dersi verdi’ demesi, failin BAE olduğu hususundaki şüphelerin yoğunlaşmasına yol açtı. Personel zayiatı olmadığını ve saldırıya misliyle karşılık vereceğini açıklayan Ankara, aradan bir ay geçmesine rağmen bu konuda sessizliğini korudu.

★★★

Libya’da Türkiye’nin karşısında, Hafter, BAE, Mısır, Rusya ve Suudi Arabistan’dan oluşan beşli bir hasım cephe var. Esasında bu cepheye Fransa’yı da ilave etmek lazım. Çünkü Makron, Sirte’nin savunmasında Fransa’nın fiilen Mısır’ın yanında yer alacağı hususunda Sisi’ye teminat vermiş. Kanımca, Vatiyye saldırısı bu altılı cephe tarafından planlanmış ve BAE tarafından icra edilmiştir!.. Bununla Ankara’ya şöyle bir mesaj verilmek istenmiştir: Vatiyye’ye F-16’ları konuşlandırmak için yeniden hazırlığa girişilir  ve bu amaçla buraya  hava savunma sistemleri getirilirse, onları tekrar vururuz. Buraya konuşlandıracağınız uçaklar da ayni akıbete uğrar!..”

★★★

Değerli okurlarım,

Yukarıdaki satırları, tüm öngörüleri doğru çıkan emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ ile 5 Ağustos 2020 tarihinde bu köşede yayımlanan söyleşimizden alıntıladım.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, AKP sözcülerinin 15 Temmuz hain darbe girişiminin arkasındaki iki devletten biri olarak gösterdikleri BAE’ne ait savaş uçakları Vatiyye Üssü’ndeki hava savunma sistemlerimizi bombalamış ve böylece Jufra ile Sirte’ye yapılacak harekatı engellemişti. BAE Veliaht Prensi Bin Zayed’in danışmanı Abdülhalik Abdullah da saldırı günü paylaştığı  tweet ile “BAE, Türkiye’ye tüm onurlu Araplar adına hak ettiği dersi verdi!..” demişti.

★★★

Peki buna karşılık AKP iktidarı ne yaptı?

Çok değil, iki hafta önce onurlu her Türkün, devletimizden hak ettiği karşı dersi vermesini beklediği Veliaht Prens Zayed, Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından turkuaz halılar serilerek karşılandı!..

Ve kapalı kapılar ardındaki baş başa görüşmelerden sonra BAE’nin, ülkemiz varlıklarını satın almak için 10 milyar dolarlık bir fon ayırdığı açıklandı!..

Sıkıştıkça dış güçler masalını anlatmayı seven bu iktidar için başka söze gerek var mı?..