Sevgili okurlarım, adına AKP denilen iktidarın sonsuz marifetlerini her geçen gün ve hep birlikte izliyoruz.
Daha doğrusu izlemek zorunda bırakılıyoruz.
Medyanın büyük çoğunluğunu çeşitli yollarla ellerine geçirdiler.
Sadece medya değil, ülkede mevcut bütün kurumlar artık onların elinde...
Buna TSK dahil, Kızılay dahil, her yer dahil ama verilen herhangi bir hesap yok.
★★★
31 Mart seçimlerinde gerçek bir hezimete uğradılar. Bu yenilginin altında ezilmeye devam ediyorlar.
Bursa, Balıkesir, Manisa gibi Büyükşehir belediyeleri bile ellerinden çıktı gitti.
CHP’nin çoktan hak etmiş olduğu büyük bir zaferdir...
Bu sayede CHP birinci parti oldu ve AKP kurulduğu günden beri ilk kez ikinciliğe düştü.
Devletin tümünü ele geçiren bir partinin ikinciliğe düşmesi bizim gibi düşünen milyonlarca insanımızı sevindirdi.
★★★
Kendi adıma söylüyorum, ben her seçimde CHP’ye oy veren, ama partici olmayan, hiç kimsenin adamı olmayan bir vatandaşım.
Şu andaki duruma baktığımda, eğer genel bir not vermek gerekirse CHP’ye 10 üzerinden 7 veririm.
Yerel seçimlerde büyük bir başarı elde edildi.
Buna eyvallah...
Ve üç değerli siyasetçi en ön plana çıktı:
Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş.
Üçüne de saygı duyuyorum.
Özgür Özel CHP genel başkanlığında, İmamoğlu İstanbul, Mansur Yavaş ise Ankara Büyükşehir’de çok büyük işler başardılar.
★★★
Bunlar madalyonun görünen yüzü...
Ama bir de görülen, ancak üzerinde fazla durulmayan öteki yüzü var. Onun üzerinde de iyi düşünmek gerekir.
Önümüzde, 2028 yılında cumhurbaşkanlığı seçimi var.
AKP, CHP’nin ısrarla vurguladığı erken seçime karşı çıkıyor ama savaş hali falan olmadıkça cumhurbaşkanlığı seçiminin ertelenmesi mümkün değil.
★★★
Benim anladığım kadarıyla CHP kesiminde bu adaylık işine şimdiden soyunmalar başlamış durumda.
Şimdi belki sorarsınız bunu nereden çıkardığımı...
Hiçbir yerden çıkarmıyorum.
Bazıları gibi derin siyaset kulislerinde dolanıp her şeyi bildiğini iddia eden gazetecilerden değilim ve hiçbir zaman da olmadım.
Yukarıdaki tahmini sadece aklım, mantığım ve gazetecilik deneyimlerim doğrultusunda yazıyorum...
★★★
AKP iktidarının demokratik yollarla en kısa zaman içerisinde bu memleketin başından gitmesi gerektiğine inanıyorum.
Bunun en önemli nedenlerinden biri ise Recep Tayyip’in başımızdan gitmesi gerektiğidir.
O gittiği takdirde Türk Milleti kazanmış olur.
Partisi ise tarihin karanlıklarına gömülür gider.
★★★
Ancak bizi bu süreçte bir tehlikenin beklediğini unutmayalım...
Benim endişem şudur:
“Özel, İmamoğlu ve Yavaş arasında adaylık mücadelesi kızışırsa ne olur?”
Kendi aralarında şimdiden bazı üstü örtülü iğneleyici laflar başladı.
Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla!..
Bu gibi kapalı uyarılar devreye sokuldu.
★★★
Böyle bir sürtüşmeye girmeye niyetli olanlar her kim olursa olsun onları şimdiden uyarmayı (haddim olmayarak) görev biliyorum.
Bazı iğneleyici laflardan vazgeçin.
Aksi takdirde size oylarını veren milyonlarca insanımıza zarar verirsiniz.
Şimdi aranızda üstü kapalı bile olsa mücadele zamanı değil.
Üstelik birbirinizin rakibi değilsiniz.
Tüzük kurultayınızı da sağ salim bitirdiniz.
Şimdi size düşen görev, pusuda sizlerin açığını beklemekte olan iktidarın eline koz vermekten kaçınmaktır.
Kimin cumhurbaşkanı olacağına zamanı gelince karar verilir.
Acele edip kendi aranızda birtakım tartışmalara girmek sadece sizlere değil, size oy veren milyonlarca insanımıza zarar verir.