Sevgili okurlarım, Türkiye’nin yönetim katında, bize uzak düşen yerlerde neler olduğunu bilmiyoruz...

Nasıl bilelim ki...

Oraları apayrı bir alem.

Lüks ve şatafat dolu yaşamlar.

Bunları söylerken Saray dışında aklıma ilk gelen Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın giderek biriken sorumsuzlukları.

Elinde yüz milyarlarca lira var ve bu paraları har vurup harman savuruyor. Kuruluşun garajında son model araçlar.

Audi, Mercedes vesaire...

Yurt içinde ve yurt dışında beş yıldızlı otellerde gerçekleşen davetler, şimdi yurt dışında açıldığı öğrenilen lüks kompleksler.

★★★

Peki ama sadece Diyanet mi böyle?

Hayır, hepsi aynı yolda ve Saray’ın izinde.

Sürekli ortaya atıp karşımıza çıkardıkları bir atasözümüz var:

İtibardan tasarruf olmaz!

Devletin ve milletin paraları işte bu sakat anlayış doğrultusunda çarçur ediliyor.

Bunlar sanki analarından lüks ve zenginlik içinde doğmuş mirasyedi bebeler gibi.

★★★

Recep Tayyip’in görkemli bir Saray’ı var. Orası apayrı ve bizlere kapalı bir şatafat dünyası! İnanılmaz bir lüks, inanılmaz harcamalar!

Bunları neden söylediğime gelince...

Recep Tayyip’in sarayında bundan birkaç gün önce bir akşam yemeği daveti vardı.

Ekranda görünce insan daha da beter şaşırıyor.

Muazzam bir salon.

Salonda belki 200 yemek masası. Yuvarlak masalar.

Her bir masada en az 10 kişi oturuyor.

★★★

Ekranda izliyorum, yemek servisi başlıyor...

Lütfen abarttığımı sanmayın, tam bu sırada mutfaktan salona ellerinde tabaklarla 150 kadar garson giriyor.

Beyaz ceket ve siyah pantolonlu, papyonlu garsonlar masalara yöneliyor ve yemek servisi başlıyor.

Saray’da bu kadar garson olması aklın alacağı şey değil ama, demek ki oluyor!..

★★★

Peki, yüzlerce kişiden oluşan bu kalabalık ve görkemli davete kimler çağrılı imiş, sofralar kimler için hazırlanmış?

Lütfen şaşırmayın, emekli vatandaşlarımız içinmiş!

Gerçi ekrana yansıdığı kadarıyla içlerinde Binali Yıldırım vesaire gibiler de var ve onlar da aç karınlarını doyuruyorlar, ama neyse...

Peki ikramlar ne?

Saray mutfağında özel hazırlanmış bonfile... Salata... Börek... Zeytinyağlı sebze, meyve, tatlı ve dondurma.

★★★

Karnını doğru dürüst doyuramayan emekli vatandaşlarımızın hali malûm...

Peki bu yemek davetinin amacı ne?

Hemen söyleyeyim, bu gibi davetlere çağrılacak olanlar kim olursa olsun, isimler önce sıkı bir araştırmadan geçiriliyor ki araya ‘yabancılar’ sızmasın, birileri kendisini protesto etmeye yeltenmesin!

Sonra sıra gündemin asıl maddesine geliyor.

Recep Tayyip çıkıyor kürsüye ve danışmanları tarafından önceden hazırlanmış olan yazılı metni elektronik aygıttan okumaya başlıyor...

Yani artık gına getiren ve bıktıran propaganda konuşmalarından biri daha...

Emekli vatandaşlarımızı nasıl sevdiğinden, asgari ücretlilerle birlikte onları enflasyona ezdirmediğinden falan dem vuruyor.

Başka bir gezegenden gelmiş gibi.

Her zaman olduğu gibi devlet kesesinden kendisi için oy avcılığı yapmaya kalkışıyor.

★★★

Bu sonsuz Saray harcamaları Recep Tayyip’in elindeki en önemli kozlardan biri.

Soran olsa bile onu hiç ırgalamıyor, bildiği yoldan asla şaşmıyor. Benim tahminim, bu gibi bazı harcamalar sadece kendisinin yetkisinde olan sonsuz örtülü ödenek parasından karşılanıyor.

Peki ama bu gibi davetlere çağırılıp ‘onurlandırılan’, ama gerçek yaşantılarında inim inim inleyen emekliler bu oyunlara düşer mi?

Benim burada kısaca anlatmaya çalıştığım Saray’da bir yemek gecesi, sadece bir tek örnek.

Daha neler var neler.

İtibardan tasarruf olmaz arkadaş!

Kim takar devletin parasını, kim takar milletin parasını!