Sevgili okurlarım, iş sonunda olacağına vardı. Türk ordusunun pırıl pırıl genç teğmenleri TSK’dan ihraç edilmek üzere.

Kaç teğmenin ihraç edileceğini henüz bilmiyoruz ama suçları (!) belli!

Diploma töreninde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan atmak.

Ya kimin askeri olacaklardı?

Cumhuriyet’e, laikliğe ve Atatürk’e hakaretler savuran Milli Eğitim Bakanı’nın mı?

★★★

Bu iktidardan önceki yıllarda bizim bir ordumuz vardı.

Biz ordumuza güvenirdik, ters giden bir şeyler olursa “Merak etmeyin, bu ordu orada aslanlar gibi duruyor. Hiçbir şey olmaz” derdik!

Sonunda bir amiral olayı patladı, hepimize ders oldu.

2021 yılı nisan ayında yazdığım iki yazıda durumu özetle şöyle anlatmıştım:

★★★

Türk ordusunda halen görev yapmakta olan bir amiralin sarıklı cübbeli fotoğrafları birkaç gün önce medyada yer aldı.

Bunları üniformasının üzerine giymişti.

Fotoğraf bir tarikat tekkesinde çekilmişti.

Tekkenin kapısında amiralimi üzerinde görevinin simgesi olan forsu çekilmiş tek yıldızlı makam aracı da bekliyordu!

Ancak amiralin yüzü tam olarak belli değildi.

Bunları görünce çoğunuz gibi ben de ‘Yok artık, bu kadarı da olmaz. Bu haber mutlaka asparagas’ demek zorunda kalmıştım!..

★★★

Bu adamın ismi daha sonra manşetlerde yer buldu.

Mehmet Sarı.

Üstelik Harp Okulu mezunu değil. Dolayısıyla kurmay da değil ama amiral yapılmış.

TSK’ya yıllar önce sözleşmeli subay olarak alınmış. Sivil üniversite bitirmiş, Yüksek Askeri Şura tarafından amiralliğe terfi ettirilmiş.

TSK’daki unvanının ‘Hoca efendi’ olduğu iddia ediliyor.

İnşallah günün birinde kendisini Deniz Kuvvetleri Komutanı olarak da görürüz. Amin!

★★★

Ey benim şanlı ordum...

Atatürk ilkelerinin, Atatürk devrimlerinin koruyucusu, en büyük güvencemiz olan ordum!..

Demek ki gün gelecek bir amiralin bile tekke ziyaretlerine, üniformasının üzerine geçirdiği sarık, takke ve cübbesiyle tarikat ayinlerine katıldığına tanık olacakmışız.

Maşallah!

Ne diyeyim, Allah bu günlerimizi bize aratmasın.

★★★

Sana neler oldu, bu durumlara nasıl düştün ey benim sevgili ordum, şanlı ordum!

Milli Savunma Bakanlığı şimdi bu hoca efendi amiral hakkında soruşturma başlatmış!..

Demek ki Bakanlık onu hiç tanımıyormuş!..

İş artık şirazesinden çıktı.

Soruşturma başlatsa ne olur, başlatmasa ne olur!

Anladın mı ey benim şanlı ordum, anladın mı?”

★★★

Aradan birkaç gün geçti, yine nisan 2021’deki ikinci yazımda durumu bir kez daha özetlemiştim:

Güvendiğimiz Türk Ordusu’nda neler oluyor, birileri neler yapıyor?

Hiç kimse hiçbir şey bilmiyor!..

Neden?..

Çünkü karşımızda yanıtı özellikle verilmeyen, ya da verilemeyen kuşkulu bazı sorular var.

Generallik ya da amirallik mertebesine ulaşmak her orduda olduğu gibi bizim ordumuzda da gurur verici bir şeydir.

Öyle idi! 

Ama biz haftalardan beri, ilk kez tanık olduğumuz bir olayı tartışıyoruz.

Cübbeli amiral!

Fotoğraflarının çekildiği ibadet yerlerine (tekke, mescit vesaire) devletin kendisine tahsis ettiği resmi makam aracıyla gidiyor.

Kırmızı plaka üzerinde tek yıldız...

Ve aracın üzerinde amirallik forsu.

★★★

Olay bütün yönleriyle ortaya çıktı... İnkâr edilmesi mümkün değil.

Cumhuriyet ordusunda böyle biri!..

Şaşırtan husus şu: 

Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ‘sessizliği’ korumakla yetiniyor.

Saray da öyle.

★★★

Gerçekleri görelim...

Bu olayda Türk Ordusu milletimiz indinde rencide edildi, incitildi.

Ama gelin görün ki ülkeyi yöneten iktidar böyle düşünmüyor.

Eğer öyle olsaydı amiral hakkında gerekli işlemler derhal başlatılır ve sonucu hakkında kamuoyuna bilgi verilirdi.

Onların bütün derdi sonucu gizlemek, belki de amirali bu yolla aklamış olmak. 

Aksi geçerliyse sonucu açıklamış olmaları gerekirdi.

★★★

Karşımızdaki tablo çok vahim...

Amiral hakkında ne gibi işlemler yapıldığı açıklanmıyor.

Ne bileyim, bu iktidarın yeni kurallarına göre ordumuzda üniformanın üzerine takke, sarık ve cübbe giyip sağda solda tarikat evlerinde dolanmak belki de serbest bırakılmıştır!

Ne günlere kaldık sayın ordum, daha ne diyeyim!

Amiral olayında 2021 yılında olanları iki yazıda böyle özetlemiştim.

★★★

Şimdi sıra geldi günümüzdeki teğmenler olayına...

Biraz düşünelim lütfen...

Bir yanda üniformasının üzerine sarık takmış amiral Mehmet Sarı...

Hakkında hiçbir işlem yapılmıyor, yapılsa bile açıklanmıyor.

Mehmet şimdi emekli. Maaşını tıkır tıkır alıyor.

En sonunda, kamuoyunun da baskısıyla emekli olmuş durumda.

Öbür yanda ise teğmenler olayı...

Dönem okul birincisi Ebru Eroğlu başta olmak üzere “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye haykıran genç teğmenlere ihraç yolu!..

Cumhuriyet’in 101. yılında akıl almaz bir insafsızlık.

Ne demeli, ne yapmalı, kime anlatmalı!