1960’ların başında Mossad ajanı Eli Cohen, Suriye’de kendini zengin bir iş insanı olarak tanıttı. Kısa sürede ordu içinde yükseldi. 1965’te yakalandığında, Suriye Savunma Bakanı’nın danışmanı konumundaydı. Cohen’in en ünlü taktiği, Golan Tepeleri’ndeki askeri mevziler etrafına “gölge sağlasın” diye diktirdiği okaliptüs ağaçlarını Mossad’a hedef işareti olarak bildirmesiydi.
Bu ağaçlar, 1967 Altı Gün Savaşı’nda İsrail hava saldırılarının koordinatları oldu. Cohen’in istihbaratı sayesinde Golan Tepeleri yalnızca iki günde İsrail’in eline geçti.
★★★
Yıl 1970. Mısır Cumhurbaşkanı Abdülnasır’ın damadı Eşref Mervan, Mossad’a gönüllü ajan olarak başvurdu. İlk buluşma Milano’da, ikincisi Londra’da gerçekleşti. Daha ilk görüşmede uzattığı zarf, İsrail tarihine geçti: Sovyet silah sevkiyatları, Enver Sedat’ın Moskova’daki gizli temasları ve Mısır-Suriye savaş planları yer alıyordu.
Kod adı “Melek - The Angel” olan Mervan, Sedat’ın danışmanıydı. Verdiği bilgilerle Tel Aviv’in savaş stratejileri baştan yazıldı. 5 Ekim 1973 gecesi, Yom Kippur Savaşı başlamadan yalnızca saatler önce, “Yarın sabah saldıracaklar” diyerek İsrail’i uyardı.
★★★
İran’a geçelim... Eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, yıllar sonra bir Türk televizyonunda itirafta bulunmuştu: “Mossad’a karşı kurduğumuz özel istihbarat biriminin başındaki adam, meğer Mossad ajanıymış!”
Üstelik sadece o değil, aynı ekipten 20 kişi daha İsrail’e çalışıyormuş. İran’ın nükleer sırları, doğrudan Tel Aviv’e servis edilmiş.
2018 itibariyle Mossad, dünya genelinde 2 bin 700 suikast düzenlemişti.
★★★
Bu tabloya bir de İsrail’in liderlerini ekleyelim:
David Ben-Gurion: İsrail’in kurucusu. 1948 Savaşı sırasında hem ülkeyi yönetti hem de orduyu sıfırdan kurdu.
Yitzhak Rabin: Altı Gün Savaşı’nın generaliydi. Kudüs’ü alan adam. Başbakan oldu, barış yaptı, öldürüldü.
Ariel Şaron: 1973’te Mısır birliklerini arkadan kuşatıp Süveyş’i çevirdi. Sonra başbakan oldu, Gazze’den çekildi.
Ehud Barak: Kadın fahişe kılığında Tunus’ta limandaki FKÖ karargahına girdi, teröristlere suikast düzenledi. En çok madalya kazanmış İsrailli komutandı, başbakan oldu.
Netanyahu: Özel kuvvetler geçmişi var. Ama asıl halk kahramanı, Entebbe baskınında kurtarma operasyonunu yöneten asker ağabeyi Yonatan’dı.
Hepsi yarı otomatik uziyi 10 saniyede söküp geri takan cinsten adamlar...
★★★
Gelelim bugüne...
Tek gecede, savaş başlamadan bir ülkenin komuta kademesindeki ilk 20 kişi ortadan kaldırılıyorsa, artık savaş taktiğinden değil, stratejik mutlak hâkimiyetten bahsediyoruz.
İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları lideri, Hava Kuvvetleri, İHA, Hava Savunma ve Kudüs Gücü komutanları... Hepsi hedef alındı. Üstelik bir kısmı evinde, yatağında Tahran kırsalına gizlice kurulan İsrail dron üssünden havalanan dronlarla bombalandı. Bunlara Hamaney’in ulusal güvenlik danışmanı da dahil.
Henüz bir yıl önce Cumhurbaşkanı Reisi’nin şüpheli helikopter kazasında hayatını kaybettiğini hatırlayalım. Daha birkaç ay önce, yeni seçilen lideri tebrik etmeye gelen Hamas lideri Haniye’nin, Tahran’ın göbeğindeki rezidansta havaya uçurulduğunu da ekleyelim.
Ve hâlâ bazıları Mossad’ı İran’da birkaç emir erinin devşirilmiş ajanlığına ya da genelkurmayın köşesinde iş yapan simitçiye indirgemeye çalışıyor.
Hayır.
Durum şu: İran’da gençler, genç beyinler, Mollaların baskısından o kadar bıkmış usanmışlar ki, İsrail’in 8200 adlı siber istihbarat birimine koşa koşa üye oluyorlar.
Diğer taraftan, Mossad’ı altta değil, tepede arayın.
O ajan, Hamaney’in çayını getiriyor, mektubunu açıyor, güvenlik brifingini hazırlıyor olabilir.
Mossad ajanları arka kapıdan girmiyor.
Ön kapının anahtarı zaten onlarda...