Ali Ekber ERTÜRK/ANKARAÜç yıllık uzman Çavuş Melih Garip Ünsal’ın anne-babası da buna isyan ediyor.
SÖZCÜ’ye konuşan acılı anne Münevver Ünsal ve baba Baki Ünsal, “Biz onu vatana sapasağlam verdik. Ama vatan onu şehit bile saymıyor’’ dedi. Melih’in iki hafta hastanede yaşam savaşı verdikten sonra ölümünün ardından CHP lideri Kılıçdaroğlu cenazeye katıldı ve aileyi ziyaret etti. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar da başsağlığı telgrafı gönderdi. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu aileyi aramadı.
‘’YARALIYIM, HAYKIRIYORUM’’Aslen Sivas Divriğili olan Baba Baki Ünsal, duygularını şu sözlerle dile getirdi:
‘’Beni en çok yaralayan, Adli Tıp olayıdır. ‘Oğlum şehit midir, değil midir’ tartışmasıdır. Ben bunun için haykırıyorum. Çocuğum, Dağlıca’daki çatışmadan sonra destek kuvveti olarak oraya gitti. Orada rahatsızlandı. 14 gün Van’da yoğun bakımda kaldı ancak kurtarılamadı, şehit düştü. Ben, oğlunu vatan görevi sırasında kaybetmiş bir babayım. İsterdim ki oğlum, Cebeci Şehitliği’nde toprağa verilsin. Ama yapmadılar. ‘Şehit mi değil mi, onu tespit edeceğiz’ deyip Adli Tıp’a gönderdiler. Bu da bizi bir kez daha yaraladı. Benim çocuğum bu muameleye reva görülmemeliydi. Bir baba olarak, akan kanın durmasını istiyorum. Bu evlatlar hepimizin. Binlerce ana kuzusu’’
ONURUNU İSTİYORUM
Acılı anne Münevver Ünsal da “Ben oğlumu sapasağlam verdim. Sağlık raporlarıyla verdim. Oğlumu vatana sapasağlam verdim ama vatan bana bu şekilde gönderdi. Şehit bile saymadı. Çocuğumu kaybettik ama onuru da çiğneniyor. Oğluma bunu çok görmemeliydiler” diye konuştu.

SARIKAMIŞ ASKERLERİ DE Mİ ŞEHİT DEĞİL ?
Ailenin avukatı Erdal Işık da, Melih Ünsal’ın şehit sayılıp sayılmama konusunun, Şehitlik Yönergesi’ndeki dar yorumdan kaynaklandığını savundu. Işık, Yönerge’de, sadece çatışma anında ölen ya da çatışmada aldığı yaradan dolayı daha sonra yaşamını yitirenlerin “şehit” sayıldığını belirterek, “Bu yönergeye göre Melih’i şehit saymıyorlarsa, o zaman Sarıkamış’ta yaşamını yitirenleri de saymamaları gerekir. Oradaki 90 bin askerimiz çatışmada değil, donarak öldüler” dedi.
Işık, 2012’de Afyonkarahisar’da meydana gelen patlamada ölen 25 askerin de başlangıçta “şehit” sayılmadığını, ancak Yönerge’ye daha sonra “doğal afet sırasında yaşamını yitirenler” eklemesi yapılarak bu askerlere şehit statüsü verildiğini de anımsattı.