SEVGİLİ okurlarım, Türkiye siyaseti açısından şu günlerde bazı önemli gelişmelere tanık olmaktayız.
Bazıları barış çubuğu yakalım peşinde.
Yakın geçmişte bile toplumun kendilerinden yana olmayan kesimlerine en ağır sözleri söylemekten çekinmeyenler şimdi aynı kesimlere dostluk eli uzatmayı deniyorlar.
Örneğin Devlet Bahçeli en büyük karşıtlarından biri olan DEM Parti ile Meclis’te el sıkışıyor ve bunun gerekçesini böyle açıklıyor.
★★★
Bu iki parti arasında bundan sonra sıcak ilişkiler kurulması, birbirlerine ‘anlayışla’ yaklaşmaları acaba mümkün olur mu?
Elbette olmaz ve asla olmayacak.
Her iki taraf da ayrı yolların yolcusu.
Devlet Bey kusura bakmasın ama böyle yapmacık dostluk gösterileri eşyanın tabiatına aykırıdır. Ciddiye alınmaz.
Kameraların önünde şov yapmaktan öteye geçmez.
Devlet Bey’in DEM için şimdiye kadar söylediği bütün sözler oracıkta, arşivlerde duruyor.
Kendisiyle konuşma olanağım olsa sorardım:
“Sizin hangi yaptıklarınızı ciddiye alalım, hangi sözlerinize inanalım!”
★★★
Burada Özgür Özel’e de değinmek gerekiyor...
En sonda söyleyeceğimi hemen şimdi, en başta söylemem gerekiyor.
Lütfen dikkat etsin, geçici olmasını dilediğim bir “yıpranma süreci” henüz başlamış olmasa bile kapıda olduğu anlaşılıyor.
Piyasaya her gün bir takım anketler sürülüyor.
Bunların çoğunun ne ölçüde güvenilir olduğunu bilmiyorum ama kafamda çok ciddi kuşkular var.
Önüne gelen masa başına çöküp kendince anket
hazırlıyor ve partilerin oy oranlarını medya kuruluşlarına servis ediyor.
Bunlar doğrudur veya palavradır ama mutlaka dikkate alınması gereken çok önemli hususlardır.
★★★
Özgür Bey gündeme getirdiği sorunların büyük çoğunluğunda haklı. Kendisine ve partisine güvenim var.
Ama unutmasın, karşısında önemli bir siyaset oyuncusu yer alıyor.
Siz ne yaparsanız yapın onun üç özelliği var:
İşine gelmeyen ülke sorunlarını bilmiyor, görmüyor ve duymamış oluyor!..
Ve önceden ayarlanmış olan yandaş medyanın sonsuz desteği ile her seferinde zeytinyağı gibi üste çıkmayı başarıyor.
Şimdi piyasada yer alan bazı anketlere göre CHP yeniden ikinciliğe düşmüş ve ilk sırayı AKP’ye, başka bir deyişle Recep Tayyip’e kaptırmış.
Özgür Özel ve CHP bu oyuna düşmemeli.
Aksi takdirde kendilerine oy verip arka çıkan milyonlarca insanımız hayal kırıklığına uğratılmış olur ve bunun altından kalkmak çok zordur.
★★★
Meclis’te önceki gün gizli oturum yapıldı...
Anlaşıldığı kadarıyla konuşmalarda ‘yeni bir şey’ yok.
Burada üzerinde durulması gereken husus şudur:
Bütün yürütmenin en tepesinde olan, her şeyi bildiği varsayılan, devlet içinde devlet olan Recep Tayyip o toplantıya niçin gelip bildiklerini anlatmadı?..
Zira son zamanlarda işleri iyice karıştırmıştı...
Bir avuçluk İsrail’in bizim vatan topraklarımızda gözü olduğunu iddia etmiş, Filistin’deki Arap örgütlerini Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğindeki Kuvayı Milliye’ye benzetmeye bile kalkışmıştı!
★★★
Oysa bu değerli fikirlerini Meclis kürsüsünde (hem de oturumu gizli yapmadan) tekrar edebilse ne iyi olurdu!
Ama hayır...
Gelmeyi büyüklüğüne
sığdıramadı ve yerine iki
memurunu gönderdi. Onları konuşturdu.
Milli Savunma Bakanı ile Dışişleri Bakanı.
Türk Milleti şu olanların acaba
farkında mı?
★★★
Özgür Özel’e haddim olmayarak bir eleştirim daha olacak...
Meclis açılışında Recep Tayyip’e ayağa kalkarak yanlış yaptı. O, cumhurbaşkanı unvanı taşıyan bir parti genel başkanıdır.
İlk kimliği budur. Arkasında milletin sadece bir bölümünün desteği vardır.
İkincisi, Özgür Bey bu yumuşama ve normalleşme kavramlarını artık bir kenara bırakmalıdır.
İyi giden ne var ki yumuşama ve normalleşme olsun!
CHP’ye oy veren milyonlarca insanımız bir kez daha mutsuzluk yaşamasın.