Bakalım!
Sonu nasıl gelecek?
75 bin kişilik Taliban askeri, Afgan elbiseleri içinde ellerinde birer silah, öbür ellerinde telsiz, ayaklarında terlik; uçakları, helikopterleri, tankları, SHA’ları olan ve NATO askeri eğitiminden geçmiş 300 bin kişilik orduyu, tek bir kurşun atmamacasına korkutup kaçırdı.
Afganistan’da Tank!
Terlikten korktu.
Vatanı.
Ve kadınları.
Taliban’a bıraktı.
Kaçtı.
Ne bu?
Taliban, böylece Afganistan’ın Başkenti Kabil de Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda “süper güç ABD’nin cenazesini” kaldırdı! Rusya ve Çin, ABD’nin Taliban karşısında diz çökme görüntüsünü kutladılar.
Ancak 30 günde gelir.
Ancak 90 günde alır.
Diyorlardı.
Taliban 9 günde geldi.
Saray’a el koydular.
Süper güç ABD ve onun Başkanı Biden bu kadar kof olabilir mi?
★★★
Diyorlar ki, ABD Genelkurmayı’nın, ABD istihbaratının, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın arkasına NATO güçlerini alarak Afganistan’da Taliban’ı yok etmek üzere eğitip- donattığı 300 bin kişilik Afgan Ordusu’nun subayları hırsız, soysuz, vatan duygusundan ve millet gerçeğinden nasibini almamış oldukları için savaşmayı öğrenme yerine, hırsızlığı geliştirdiler.
Hayali taburlar yaptılar.
Taburlar aslında yoktu.
Var gösterdiler.
ABD’den para sızdırdılar.
ABD’nin parasını çaldılar.
Süper gücüyle ve korkunç kudretiyle dünyayı 100 yıldır soyan ABD, Afganistan’da bir avuç sahtekar siyasetçi ile subaya Taliban’ın gücünü kırsın diye kurulmuş ordu için gönderiler paraları çaldırdı, öyle mi?
Buna kim inanır?
Vardır bir hesap.
Hadi diyelim ki bu sahtekar, soyguncu, millet ve vatan duygusu bilmez subaylar savaşmadı, ülkeyi Taliban’a bırakıp kaçtılar peki çok güçlü, kudretli, Özbek General Raşit Dostum, niçin savaşmadı? Raşit Dostum, ülkesini bırakıp kaçan Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani’nin yardımcısıydı ve kendisine mareşallik unvanı da verilmişti.
Mareşal!
Cumhurbaşkanı!
İkisi birlikte kaçtılar.
Yoksa bunlar ABD’nin önerisi gereği Taliban ile anlaşıp mı uğurlandılar? 90 günde ancak alabileceği Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı 9 günde, kurşun atmadan ele geçirebilen Taliban, Afgan Cumhurbaşkanı’nın parasını otomobile doldurup kaçmasını önleyemedi, öyle mi?
Buna inanmak saflık!
Oyun nedir.
★★★
Oyun aslında ABD’nin, Taliban ile el sıkışması mıdır? Belli ki, perde arkasında bir pazarlık yapıldı. Ve Taliban’a Afganistan yönetimi terk edildi. Bunun karşılığında Afganistan’ı levye yapıp yeni bir oyun mu tezgaha sürüldü? Türkiye bu oyunun neresinde?
Göreceğiz.
Taliban, Taliban’dır.
ABD ise ABD’dir.
Taliban’ı üretir, büyütür; sonra gerektiğinde onunla da savaşır, döner yeniden anlaşır. Girdiği her ülkeye vura vura, bombalaya bombalaya, öldüre öldüre barış- demokrasi- özgürlük- piyasa- ekonomi getireceğini iddia eder, ne barış, ne demokrasi, ne özgürlük arkasında mezbelelik bırakır çıkar.
Sonra döner.
İşbirlikçisini dövdürür.
Taşeronunu satar.
Bombaladığıyla bir olur.
Vuruştuğuyla barışır.
75 bin kişilik Taliban, ABD’nin eğittiği 300 bin kişilik orduyu tek bir silah atmadan kaçırttı! Taliban da “el kesen ve halka teşhir eden katılığını yumuşatacağı” sözünü verdi. Hollywood filmi gibi!
TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)
Kaçak Afgan ruh olsa bile geçemez!
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, kendisine yakın bulduğu gazetecileri de yanına aldı ve Genelkurmay Başkanı, KKK Komutanı, Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı ile birlikte İran sınırımızdaki karakollarda incelemede bulundu. Savunma Bakanı gazetecilere “sınırlarımız tam koruma altında” dedi ve sınırların 4 kademeli korumaya alındığını açıkladı: Birinci kademe: Komando askerler yerleşti. İkinci kademe: Jandarmalar yerleşti. Üçüncü kademe: Polis harekat yerleşti. Dördüncü kademe: Devriye birlikleri yerleşti. Sınır boyumuz ayrıca yüksek duvarlar, yüksek duvarlar üzerine jilet teller, 4 metre eninde 4 metre genişliğinde hendekler, gözetleme kuleleri, termal kameralar ve gece görüş sistemleri ile de donatıldı. Bu durumda Afgan sığınmacı kaçak olarak ruh olsa bile sınırımızı geçemez. Göreceğiz.
