Zevksizliğin heykelini diktiler
Heykelin Anadolu’daki geçmişi binlerce yıl öncesine dayansa da son dönemde bu sanatın kötü örnekleri sık sık karşımıza çıkıyor. Bu topraklardaki zengin kültürün estetikten uzak şekilde yansıtılmaya çalışılması tepki çekiyor.
Aslında “Anadolu’nun tarihi heykelle yazılmıştır” denilebilir.
Bu topraklarda var olan birçok medeniyet, başyapıt sayılan çok sayıda heykel bırakmıştır.
Geçmişten günümüze bir köprü kuran bu eserler bugün hâlâ müzelerde en çok ilgi gören eserler arasında...
Hatta maalesef Anadolu’dan kaçırılarak yurtdışındaki önemli müzelerde sergilenen çok sayıda heykel de var.
Son yıllarda sık sık karşımıza çıkan heykeller ise adeta Anadolu’nun bu zengin kültürel geçmişine ihanet ediyor. Kötü örnekler arasında ilk akla gelenlerden biri Mersin’in Mut İlçesi’ndeki “Köylü Güzeli” heykeli.
Sanat Eleştirmeni Saygın Ünel bu heykel için, “Sanattan ya da tarihten anlamaya gerek yok. Akıl dışı bir gerçekle karşı karşıyayız. Buram buram kültür kokan bir ilçeyi böyle bir heykelin temsil etmesi bana göre hakarettir” yorumunu yapıyor.
Son olarak Diyarbakır’da yol kenarına yerleştirilen karpuzun içindeki bebek ile kadayıf ustası heykelleri, sosyal medyada gelen eleştiriler üzerine kaldırıldı.
Sarıgöl’deki üzüm, Kırkağaç’taki kavun, Ankara’daki çaydanlık, Amasya’daki “Selfie çeken şehzade”, Taşova’daki elma, Tavşanlı’daki leblebi, Oltu’daki cağ kebabı ve İnegöl’deki çatala batırılmış köfte heykelleri ise varlıklarını sürdürüyor.