Ergenekon davası sanıklarının İlker Başbuğ hakkında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği “özgürlüğü ihlal” kararını ve uzun tutukluluk sürelerini 5 yıla çeken yasal değişikliği gerekçe göstererek yaptığı tahliye başvuruları bugün değerlendirildi. Bugün ilk tahliye edilenler Tuncay Özkan, Levent Göktaş ve Sedat Peker oldu. Tahliye kararlarının ardı arkası kesilmedi.

İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde bulunan mahkemeler, sanıkların tahliye taleplerine ilişkin kararlarını açıkladı. 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Ergenekon davası kapsamında tutuklu yargılanan Hasan Atilla Uğur, Muzaffer Tekin, Hikmet Çiçek, Oktay Yıldırım, Mehmet Demirtaş ve Doğu Perinçek'in tahliyelerine karar verdi, Levent Ersöz, Hasan Ataman Yıldırım, Mehmet Bedri Gültekin, Serdar Öztürk, Erkan Önsel, Turhan Özlü ve Veli Küçük'ün tahliye taleplerini ise tutukluluk süreleri 5 yılı doldurmadığı gerekçesiyle reddetti.

İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi Tuncer Kılınç, Mehmet Eröz, Serdar Öztürk ve Aykut Metin Şükre'nin tahliye taleplerini yarın görüşecek.

Kemal Kerinçsiz için 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nden, Hasan Iğsız, Şener Eruygur, Alaattin Sevim, Mehmet Ali Çelebi ve Merdan Yanardağ hakkında İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi'nden, Yalçın Küçük hakkında İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi ve İbrahim Şahin Hakkında  1. Ağır Ceza Mahkemesi'nden tahliye kararları çıktı.

Mahkeme heyeti, Sedat Peker dışında diğer sanıklar hakkında yurt dışına çıkış yasağı koydu.

ALPARSLAN ARSLAN VE ÇİÇEK ÇIKAMAYACAK!
Emekli Albay Dursun Çiçek, Balyoz Davası kapsamında hükümlü olduğu için serbest kalamayacak.

Danıştay katili Alparslan Arslan'ın da hakimlere küfür ettiği gerekçesiyle 4 yıl 2 ay kesinleşmiş hapis cezası nedeniyle cezaevinden çıkamayacağı öğrenildi.

'İNŞALLAH HEPSİ ÇIKARLAR'

İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi'nin hakkında tahliye kararı verdiği Ergenekon davası sanıklarından emekli Albay Levent Göktaş, cezaevinden çıktı.

Göktaş, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi çıkışında, yakınları ve ceaevinin dışında bekleyenler tarafından, sevgi gösterisiyle karşılandı.

Burada gazetecilere açıklama yapan Göktaş, içeride kaldıkları süre içerisinde halkın her zaman arkalarında olduğunu anlatarak, vatandaşların kendilerinden hiçbir zaman desteğini esirgemediğini söyledi.

Göktaş, "İçeride hiçbir günahı olmayan, delilsiz yatan insanlar var. Gerçekten söylüyorum, suçsuz, günahsız komutanlarımız, arkadaşlarımız var. İnşallah hepsi çıkacaklar" diye konuştu.

Emekli albay Göktaş, buradan davul zurna eşliğinde uğurlandı.

'TERTİP AMACINA ULAŞTI'
Ergenekon davası sanıklarından avukat Kemal Kerinçsiz, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tahliye kararının ardından cezaevinden çıktı. Kerinçsiz'i, Silivri Cezaevi'nden çıkışında, eşi Gönül Kerinçsiz ve sevenleri karşıladı.



Basın mensuplarına açıklama yapan Kerinçsiz, 22 Ocak 2008'de kaldıklarını, bu uzun aradan sonra kaldıkları yerden mücadelelerine aynen devam edeceklerini söyledi.

Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri, Mahmut Esad Bozkurt'un varisi olarak kaldığı yerden mücadelesine aynen sürdüreceğini vurgulayan Kerinçsiz, 6 yıl 2 aylık esaretin, mücadelelerinden kendilerini asla geri döndüremeyeceğini dile getirdi.

Kerinçsiz, yurtseverlere ve vatanseverlere selam göndererek, onların Ergenekon tertibinin önceden farkına vardıklarını, her tarafta çoban ateşlerini yaktıklarını, dirençlerini gösterdiklerini ve bu tertibin önemli ölçüde çökmesine yol açtıklarını anlattı.

Kemal Kerinçsiz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"2001 yılında başlayan bu tertip, düğmeye o tarihte basılmıştır, 2006'da başlayan Oslo görüşmeleriyle beraber paralelliğini getirmiştir. Hemen akabinde 2007'nin Mayıs ayında başlayan Ergenekon süreci esas 2 ana hedefe yönelmiştir. Aslında hedef Türk Devleti'ni çökertmek, bitirmektir. Tüm kurumlarıyla birlikte tasfiye etmektir. Ama bunların en başında, TSK'yı yeniden NATO'ya kopmaz zincirlerle bağlamaktır. Bu başarılmış mıdır? Evet maalesef yeniden Türk Devleti ve TSK 2000'li yılların öncesinde Avrasya politikalarından vazgeçirtilmiş ve kopmaz bağlarla NATO'ya, ABD'ye bağlanmak durumunda kalınmıştır. Tertibin ikinci ana amacı federasyon yolunun açılmasıdır. Maalesef o da 2006'dan itibaren Oslo görüşmeleriyle beraber gelinen bu noktada, federasyon bağıra bağıra gelmiştir. Kürt devletinin temelleri fiilen atılmak üzeredir. Artık bu noktadan sonra Ergenekon tertibinin yürütülmesine lüzum da gerek de kalmamıştır. Çünkü amaçlarına ulaşılmıştır."

"Devletin kurumlarının işgali önlenmeli"
Kerinçsiz, bu davanın önemli ölçüde hukuk dışılığını ortaya koyan bütün Türk hukukçularına, başta Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve yönetim kurulu üyelerine, İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve yönetim kurulu üyelerine, hukukçulara ve avukatlarına teşekkür ederek, bu mekanizmanın çökmesinde bu kişilerin büyük rol oynadığını söyledi.

"Tertip, belki bir müddet daha devam edecekti ama bu tertipten alınan alındı. Bundan sonra asıl mücadele edilmesi gereken, devletin kurumlarının işgalinin önlenmesidir. Çünkü işgal, özellikle yargıda" diyen Kerinçsiz, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tahliye taleplerini reddetmesini eleştirdi.

Kerinçsiz, 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ret kararıyla Anayasayı ihlal ettiğini savundu.

Cezaevinde 6 yıl kaldığını aktaran Kerinçsiz, "Özgürlük elbette güzel şey ama asıl olan kişilerin özgürlüğü değil özgür vatanda yaşayabilmektir. Mühim olan, o özgür vatanı koruyabilmektir" diye konuştu.

'TÜRKİYE KURTULUŞ SAVAŞINI YAŞIYOR'
Ergenekon Davası'ndan tahliyesine karar verilen eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampusu çıkışından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.



İbrahim Şahin şunları söyledi: "Emekli genelkurmay başkanımızın söylediği gibi Türkiye 1921 Kurtuluş Savaşı yıllarını yaşıyor. Buna inanıyorum. Burada olduğum için devlete küsmüyorum.

Bugünler gelip geçecek inşallah dedi. Şahin, Devlet hayatında bu tür yargılamalar olur. Biz devlete küsmüyoruz. Şuna inanıyorum. Daha önce genelkurmay başkanlarımız da aynı şeyi söyledi. Türkiye çok zor bir dönemeçten geçiyor. Bunun için bütün insanlarımızın çok dikkatli olması lazım. Önemli olan devletin, Türkiye'nin yaşaması. Başka söyleyecek bir şeyim yok.

Bugüne kadar nasıl mücadele yaptıysak, bugünden sonrada o mücadeleye devam edeceğiz. Buna emin olun."

TEKİN VE ERUYGUR'UN TAHLİYESİ

Öte yandan, tahliye edilen gazeteci Merdan Yanardağ da tutuklu bulunduğu Muğla Cezaevi'nden ayrıldı. Tahliye edilen sanıklardan Muzaffer Tekin'in pankreas kanseri nedeniyle İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'nde, emekli orgeneral Şener Eruygur'un ise böbrek kanseri tedavisi devam ettiği için Şişli Etfal Hastanesi'nde yattığı öğrenildi.

BU KUMPASI KURANLAR SADECE 'CEMAAT' DEĞİLDİR

Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından gazeteci Merdan Yanardağ, hakkında verilen tahliye kararının ardından cezaevinden çıktı.

Yanardağ'ı, tutuklu bulunduğu Muğla E Tipi Kapalı Cezaevi'nden aralarında CHP'lilerin de bulunduğu bir grup karşıladı.

Yanardağ, burada yaptığı açıklamada, Türkiye'yi yıllardır teslim alan çetenin tertibinin nihayet bozulduğunu belirterek, özgürlüğüne kavuştuğu için mutlu olduğunu söyledi.

Türkiye'nin özgürlüğüne kavuştuğuna inanmadığını ifade eden Yanardağ, "Çünkü bu kumpası ve komployu kuranlar sadece suçlanan 'cemaat' ya da 'paralel devlet' dedikleri güç değildir. Suç ortakları hala daha hükümeti işgal etmektedirler. Tahliye olan arkadaşlar 'Hiçbir şekilde kin duymadık, intikam beslemeyeceğiz' dediler. Elbette kin ve intikam bizden uzak ama bir şeyin altını özellikle çizerek belirtmek istiyorum ki bunlardan hesap soracağız" diye konuştu.

Merdan Yanardağ, Bodrum'un Yalıkavak beldesinde, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 'nin hakkında verdiği 10 yıl 6 ay hapis cezası nedeniyle gözaltına alınmış ve 14 Eylül 2013'te tutuklanmıştı.



'DEVLETİN ÖZÜR BORCU VAR'
İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tahliye kararının ardından cezaevinden çıkan tutuklu sanıklardan emekli Orgeneral Hasan Iğsız ise 2 yıl 7 ay sonra sonra özgürlüğüne kavuştuğunu belirterek, özgürlüğüne kavuştuğu gün koğuş arkadaşlarından ayrıldığı için üzgün olduğunu söyledi.

"Ergenekon davası" adı altında 23 davanın birleştirildiğini ve hiç tanımadığı kişilerle yargılandığını dile getiren Iğsız, devletin haklı isyanlarına sessiz kaldığını ve bunları seyrettiğini ileri sürdü.

"Yaşadığımız son günlerde, devlet bütün olanların gerçekten bir senaryonun parçası olduğunun farkına vardı. Bu konuda yargıyla ilgili yapılması gerekenler tabii ki yapılacaktır" diyen Iğsız, devletin kendilerine ve ailelerine bir özür borcu olduğunu ifade etti.

Iğsız, ailelerinin ve yakınlarının büyük sıkıntılar çektiğini anlatarak, yaşadıklarının gerçek demokrasinin oluşmasına katkı sağlaması halinde cezaevinde boşu boşuna yatmamış olacaklarını kaydetti.

'İNSANLARIN YÜREĞİNİ ACITAN BU'
Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından emekli Tuğamiral Alaettin Sevim, İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tahliye kararının ardından cezaevinden çıktı.

Sevim, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ailesine kavuştuğu için çok mutlu olduğunu söyledi.

İçeride bıraktığı arkadaşları için hüzünlü olduğunu dile getiren Sevim, bugün özgür kaldıklarını ancak bu davaların henüz bitmediğini, hatta başlangıç aşamasında olduğunun söylenebileceğini ifade etti.

"Bugün için Ergenekon konuşuluyor, hala Ergenekon'dan bırakılmamış arkadaşlarımız var. Yarın umarım ki bir başka arkadaşımın, Albay Fuat Selvi'nin de tahliyesi için burada oluruz" diyen Sevim, Balyoz davasının ve diğer davaların da unutulmaması gerektiğini anlattı.

Sevim, şöyle devam etti:

"Biz, bu davalarda yargılandık. Kim ne derse desin, bu davaların merkezinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle özellikle Balyoz davasında adaletin yerini bulması, çok daha önemli benim için. Bize ceza veren mahkemelerin ne dediğinin benim için hiçbir önemi yok. Benim için önemli olan ve yüreğimi acıtan, değişik zamanlarda yapılan anketlerde milletimizin halen bir kısmının Ergenekon, Balyoz davalarına inandıklarına dair sonuçlar çıkıyor. Buradaki subayların, insanların yüreğini acıtan bu. Bu milletin subayları, hiçbirisi bu milletin hakkını yemediler. Bu milletin hak ettiği subaylar, amiraller olmak için çok uğraştılar."

Sevim, cezaevindeki arkadaşlarının da bir an önce tahliye edilmesini ve evlerindeki hüznün sonlandırılmasını istedi.

Cezaevinden eşi, çocukları ve avukatıyla ayrılan Sevim, cezaevi yakınına kurulan çadırda bir süre kaldı.

TAHLİYE EDİLENLERİN ALDIĞI CEZALAR

Tahliyesine karar verilen sanıkların aldığı hapis cezası ise şu şekilde:

İbrahim Şahin: 49 yıl 4 ay

Kemal Kerinçsiz: Ağırlaştırılmış müebbet hapis

Dursun Çiçek: Ergenekon'dan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Balyoz'dan da 16 yıl ceza aldı.

Alparslan Arslan: Ergenekon'dan iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile birlikte mahkeme heyetine hakaretten 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı.

Yalçın Küçük: 22 yıl 6 ay

Tuncay Özkan: Ağırlaştırılmış müebbet

Sedat Peker: 10 yıl

Levent Göktaş 23 yıl

Hasan Iğsız: Müebbet

Mehmet Ali Çelebi: 16,5 yıl

Alaettin Sevim: 10 yıl

Merdan Yanardağ: 10 yıl 6 ay

Mehmet Eröz: Müebbet hapis cezası

Doğu Perinçek: Ağırlaştırılmış müebbet

Muzaffer Tekin: 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 117 yıl

Mehmet Demirtaş: 22 yıl

Oktay Yıldırım: 33 yıl 10 ay

Hikmet Çiçek: 21 yıl 9 ay

Atilla Uğur: 29 yıl 3 ay

UYGULANACAK ADLİ KONTROL YÖNTEMLERİ


Sanıklara uygulanacak adli kontrol yöntemleri ise şöyle:

Doğu Perinçek: Yurtdışına çıkış yasağı

Muzaffer Tekin: Yurt ışına çıkış yasağı

Mehmet Demirtaş: Yurt dışına çıkış yasağı

Oktay Yıldırım: Yurtdışına çıkış yasağı

Hikmet Çiçek: Yurtdışına çıkış yasağı

Atilla Uğur: Yurtdışına çıkış yasağı

İbrahim Şahin: Yurtdışına çıkış yasağı ve haftada bir gün karakola gidip imza

Kemal Kerinçsiz: Yurtdışına çıkış yasağı

Dursun Çiçek: Yurtdışına çıkış yasağı ve haftada bir gün karakola gidip imza

Alparslan Arslan: Yurtdışına çıkış yasağı ve haftada 3 gün karakola gidip imza

Yalçın Küçük: Yurtdışına çıkış yasağı ve her pazartesi imza

Alaettin Sevim: Yurtdışına çıkış yasağı

Hasan Iğsız: Yurtdışına çıkış yasağı

Mehmet Ali Çelebi: Yurtdışına çıkış yasağı

Şener Eruygur: Yurtdışına çıkış yasağı

Merdan Yanardağ: Yurtdışına çıkış yasağı

Tuncey Özkan: Yurtdışına çıkış yasağı

Levent Göktaş: Yurtdışına çıkış yasağı

Sedat Peker: Adli kontrol tedbirleri uygulanmadı

12 KİŞİNİN TALEBİ YARIN DEĞERLENDİRİLECEK

19 sanığı tahliye eden mahkemeler, 12 kişinin tahliye talebini değerlendirmeyi ise yarına bıraktı. Emekli Binbaşı Fikret Emek, İsmail Yıldız, Emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, Serdar Öztürk, Aykut Metin Şükre, Deniz Yıldırım, Mustafa Dönmez, yazar Ergün Poyraz, Boğaç Kaan Murathan, Semih Tufan Günaltay ve Emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile Korgeneral Mehmet Eröz'ün tahliye talepleri yarın değelendirilecek.