Aydın Menderes çok değerli bir evlat idi...
Babası Adnan Menderes’in siyasi mirasını aldı...
Demokratik Parti’ye girdi...
Çıktı, Adalet Partisi’ne girdi...
Çıktı, Büyük Değişim Partisi’ni kurdu...
Çıktı, Demokrat Parti’ye girdi...
Çıktı, Refah Partisi’ne girdi...
Çıktı, DYP’ye girdi...
Çıktı, bir daha DYP’ye girdi...

*

Ahmet Özal çok iyi bir evlat idi...
Turgut Özal Başbakan olunca devlet işleri ile ilgilendi...
Amerika’dan getirdiği “Prensler” denilen arkadaşlarının her birisini bir kamu bankasının başına koydular... Bankalar battı... Prensler mafya tarafından ayaklarından vuruldu... Ahmet Özal ise ilk özel televizyonu Magic Box’ı kurduğunda yasalar özel televizyona izin vermediği için rakipsizdi...
Rahmetli babası o zaman işte “Anayasayı bir defa delmekle bir şey olmaz” dedi...

*

Fatih Erbakan çok değerli bir evlat idi...
Babası Necmetten Erbakan’ın siyasi mirasını temsil etmekte idi...
Bunların bir arkadaşları vardı; Süleyman Mercümek... Bu yaşadıklarımıza “Kanlı mı olacak, kansız mı olacak” diyerek ilk ipucunu veren Erbakan’ın gizli kasasıydı Mercümek...
O sırada gurbetçilerden “Bosna’ya yardım” diye 16 trilyon para toplandı...
Mercümek fırına verdi paraları...
Kuruş bulunamadı...

*

Tuğrul Türkeş...
Alparslan Türkeş’in değerli evladı idi...
MHP iktidar olamıyordu... Partisi ret ettiği halde AKP’nin kurduğu bu seçim hükümetinde bakanlık alınca balıklama gidip oturdu...
Ve “MHP’yi iktidar yaptım” dedi...
Partiden attılar...

*

Bilal...
Tayyip Erdoğan’ın “değerli evladımız” idi...
“Kaçtı” diyorlar...
Kaçtı mı, kaçmadı mı bilemeyiz ama...
Nedense ne yapsa millete “kaçtı” gibi geliyor...

*

Türkiye’yi yarım asırdır yöneten muhafazakar sağ iktidarlarda babalar ile oğullarının hazin öyküleridir bunlar...
Dönün bir bakın; arkada harabeler bırakmaya değer mi?..