Gece saat 00.30...
Telefon çaldığında muhtemelen Deniz Baykal pijamasını giymiş yatmak üzere...
Arayan Cumhurbaşkanı...
O; takım elbise, kravat, belki palto, hazır olmalı...
Çünkü “Buluşalım” diyor...
*
Nerede buluşacaklarını konuşuyorlar...
Kötü bir plan aslında, çünkü Orman Çiftliği’nde bir ağacın altında yakalanacak olsalar, al başına küresel belayı...
Dünyaya “Hükümet kuracaklardı, ağacın altında buluştular” diye anlatamazsın da, o saatte...
Bereket Baykal bu işlerde deneyimli...
Olmaz ama, oraya gelmem...” diyor...
*
Gizli saklı olmasın... Genel Başkan Kemal Bey’e bilgi vermek lazım... Elden alemden duyarsa sonra şey denilmesin...”
Ve hemen o saatte Kılıçdaroğlu’nu arıyor “Buluşacağız” demek için...
Ama Kemal Bey uyumuş (!)...
Sabaha not bırakıyor telefona “Bir buluşma teklifi aldım” diye...
Görüşme kaçak Saray’da olmasın” gibi bir etik değer ile üzeri süslenince, düğün dernek buluştular bildiğiniz gibi...
*
Şimdi:
Bir Cumhurbaşkanı, yarı geceden sonra niçin aniden muhalefet partisinin yetkili olmayan bir milletvekilini münasebetsiz bir saatte arar görüşmek ister?..
O milletvekili, daha önce kendisini kuyudan çıkartan ve başbakanlık yolunu açan birisi...
Ama; Baykal’ın o iyiliğine karşılık, bu oturmuş onun kasetini seyretmiş... Çekenlere “yayınlayın” demiş... Sonra da meydana çıkıp “şuna bak ya” diye ayıplamıştı...
Şimdi “Ya telefonu yüzüme kapatırsa” diye korkmadan “Hükümeti nasıl kuracağız?” diye nasıl arayabiliyor...
*
Kusura bakmayın ama bu hükümet kurma çalışmasından daha çok Dallas dizisi gibi oldu...
*
Ne dümen döndüğünü bilmiyoruz...
Ama Cumhurbaşkanı bu seçimde kaybedip dibe vurmuşken,  bir anda birinci derecede çözüm bulucu haline geldi...
Sanki kaybeden bendim...
*
Soruyor insan:
Erdoğan’ı ikinci kez kuyudan çıkartma görevi neden Baykal’a düşüyor?..