Bir bakıma, yarın Türkiye’nin kaderi oylanacak!..
Türkiye ya despot bir iktidarın hakimiyetinde kalacak...
Ya da özgürlüğüne kavuşacak...
Bu kadar açık ve net!..
* * *
7 Haziran’dan sonra gelişen manzarayı gördünüz...
“İstikşafi” denilen oyalama seansları ve Saray tarafından görevlendirilen Başba-
kan’ın top çevirmeleriyle vakit dolduruldu...
Tayyip Bey’in Davutoğlu için “İlkeler örtüşmüyorsa intihar edecek hali yok” diyerek...
CHP ile koalisyon yapılması halinde bunun Davutoğlu’nun intiharı anlamına geleceğini belirtmesi işi bitirdi...
Tayyip Bey’in sonra da “Beştepe’nin yolunu bilmeyenlere ne görevi vereceğiz?” diyerek CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu yok sayması zoraki seçimin yolunu açtı...
* * *
Türkiye yarın zorla bir seçime götürülüyorsa, sebebi 7 Haziran seçim sonuçlarının iktidarın işine gelmemesidir...
“Maçı tekrar edelim, belki golü atarız” diyorlar...
Bu noktada Adalet Partisi ve Doğruyol Partisi’nde yöneticilik yapmış olan duayen siyasetçi Seçkin Şefkatli dostumuz, geçenlerde “Balıkçı Yalçın” örneğini verdi:
“Kadıköy Çarşısı’ndaki Balıkçı Yalçın futbola çok meraklıydı... Şimdi Caferağa Spor tesislerinin olduğu yer tozlu topraklı boş bir araziydi...
Balıkçı Yalçın, burada kaleler yaptı, projektörler getirdi, takım kurdu gece maçları yapmaya başladı... Yalçın’ın takımı galip geldiğinde maç zamanında biterdi... Aksi halde hakem bitiş düdüğünü çalamazdı... Maç, Balıkçı Yalçın golü atıp galip gelene kadar devam ederdi... İsterse sabaha kadar sürsün”
Evet, Tayyip Bey golü atana kadar maçın, yani seçimlerin devam edeceği anlaşılıyor...
Olmadı bir daha... Olmadı bir daha...
* * *
Tayyip Bey, Saray’daki resepsiyonda şöyle diyor:
“2 Kasım sabahı milletimizin tercihi hangi istikametteyse şüphesiz ki o neticeye hep birlikte saygı göstereceğiz...
Temenni ederim ki milletimiz koalisyonlara fırsat vermeden tek başına bir iktidarın tercihini yaparsa, istikrar ve güven ortamının devamına ciddi bir zemin hazırlanır”
Tayyip Bey “tek başına” hangi partinin iktidarını istiyor?..
CHP’nin mi, MHP’nin mi, yoksa HDP’nin mi?..
Gönlünde yatan aslan bunlar olmadığına göre, AKP’nin tek başına iktidarını
istiyor!..
Ayrıca, güven ve istikrarın böyle sağlanabileceğini söylüyor...
İşte burada Balıkçı Yalçın’ı hatırlayalım!..
* * *
Evet, Türkiye büyük bir baskı altında, demokrasi ve özgürlükler kelepçeli!..
Türkiye’nin makus talihini değiştirecek gün yarındır!..
Yarın Türkiye’nin kader günüdür!..
Kaba kuvvet!..
Siyasete kaba kuvvet hakim olunca, bunun topluma dalga dalga yayılması kaçınılmazdır!..
Zaten ülkemizde futbol geçmişte de şimdi de kaba kuvvete açıktır!..
Bunun son örneğini Trabzon’da yaşadık ve Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, maçta verdikleri kararı beğenmediği hakemleri 4 saat boyunca bir odaya kilitledi...
Hakemler ancak ülkenin Cumhurbaşkanı’nın Trabzonspor Başkanı’na “Dünyaya rezil oluruz” telefonuyla kurtulabildi...
Düşünün, danışmanı filan değil, bizzat Cumhurbaşkanı arıyor...
O şehrin valisi de “Alıkoymak yok” diye açıklama yapıyor, dolayısıyla şehrin Emniyet Müdürü de müdahale etmiyor...
Polisin müdahale edememesinin, valinin “Alıkoymak yok” demesinin nedeni Tayyip Bey ile Hacıosmanoğlu arasındaki hususiyetten mi ileri geliyor?..
Ve bu Başkan’ın “kadın” lafı...
Buna her cenahtan tepki geldi bir tek AKP’li kadın vekillerden veya yöneticilerden gelmedi!..
Neden, kimden korktular?!.