Faiz indirim baskısının başladığı 16 Ocak’tan bu yana Türk Lirası dolar karşısında yüzde 14 değer kaybetti. Peki, yaşanan devalüasyonun baş aktörleri kimler?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Yükselişin fitilini ateşleyen, Cumhurbaşkanı’nın Merkez Bankası’na ayar veren demeçleri oldu. “Yüksek faiz enflasyon yaratır” gibi temel ekonomi teorisine ters düşen açıklamalarını her ortamda dile getirmeye başladı. Merkez Bankası tarafından gerçekleştirilen düşüşleri de yetersiz bularak, çalışanlarını paralelcilikle, vatan hainliği ile suçladı. Bunları neden kamuoyu önünde yaptığı ise hiç anlaşılamadı.
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci: Doların yükselişini savundu. Hatta “Kurla ilgili Türkiye’nin yaşadığı bir endişe yok. Piyasa dengesini bulacaktır, dokunmamak lazım” demecini dahi verdi. Bu durum iktidarın yükselişten memnun olduğu algısı yarattı. Ekonomi Bakanı’nın taraf olan tavrı, Merkez Bankası’nın olası müdahale ihtimalini de azalttı.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı: Basiretsizliğine, enflasyon sonrası “olağanüstü faiz indirim toplantısı yapacağız” mesajı ile bir yenisini ekledi. Dolar yükseldi. Ancak enflasyon beklentiden sadece 0.07 puan az çıktığı için toplantı yapılmadı. Merkez, kendisine duyulmayan güveni bir kez daha kaybetti. Başkanı istifa etse edemiyor, durumu hiç idare edemiyor. Yaptığı hataların ceremesini Türkiye çekiyor.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan: Piyasaların güvendiği tek isim olarak istifa söylentileri sonrası tepkisiz kaldı. Başbakanlık ofisine gitti, görüştü. Açıklamayı bile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız; “Ali Babacan’ın istifası söz konusu değildir” diyerek yaptı. Kendi hiç konuşmadı. Millet de salak değil, belli ki ortada bir şeyler döndü.
Amerika Merkez Bankası: Faiz artıracak olması küresel ölçekte doları güçlendiriyor. Bu tarih önümüzdeki haziran mı olur, eylül ayına mı kayar bilinmez ancak dünya yeni bir döneme giriyor. Türk Lirası da bu rüzgardan kendi payına düşeni fazlasıyla alıyor.
Citi Bank: Elindeki Akbank hisselerini, 650 milyon dolar zararı kabul ederek elden çıkarma talebi, Türkiye ekonomisi hakkında duyulan güvenin sorgulanmasına yol açtı. Uzun yıllardır Türkiye piyasasında deneyim kazanmış dünya devinin çıkış hamlesi yatırımcılar için soru işaretlerini artırdı.
Özel Sektör: Türkiye’de özel sektörün 275 milyar dolar dış borcu var. Bunun 183 milyarı açık pozisyon. Pozisyon kapama çabaları dolara talebi artırıyor. Halen çoğunun aksiyon almaması, doların ateşini daha da körükleyebileceği korkusunu ve iddiasını yaratıyor.