Seçimin üzerinden 41 gün geçti. 41 kere maşallah! Allah, nazardan saklasın! Milletin seçtiği 550 milletvekili, 3 aylık maaşlarını peşin aldılar. Odalarına yerleştiler. Emirlerine 1 sekreter ve iki danışman verildi. Boş boş yetkisiz öyle oturuyorlar. Bir başbakan ve 24 bakandan oluşan bakanlar kurulunun da asılında bir yetkisi yok. Başbakan ile 24 bakan “çerez parası” kırmızı plaka Mercedeslere biniyor, her biri 6 ayrı siyah Mercedes dolu korumayla trafikte öncelik alarak geceleri caddelerde hızla kırmızı ışıklar saçarak davetlerden dönüp bir yerlere gidip geliyorlar. Bol bol atama yapıyor, kadrolara kendi adamlarını yerleştiriyorlar. Haber yayınlandı: Bu 41 gün içinde devletin üst kadrolarına yüklü maaşlarla 650 kişi daha “VIP Listesinden” doldurma yapılmış.
Hiç etik değil.
Ahlaka, vicdana sığmıyor.
Demokratik de değil.

* * *

Bu yetkisiz yönetim satışları da son sürat sürdürüyor. Devletin varlığı satılıyor.
Beklemiyorlar!
Yeni hükümet kurulsun.
Alabilirse güvenoyu alsın.
Varsın satışı o yapsın.
En son devletin İnterbank’ın batışından doğan zararını kurtarsın diye sahibi Mehmet Karamehmet’ten alınıp TMSF’nin yönetimine verilmiş “Digiturk” adlı çok kârlı, kazançlı, ballı-börekli, 3.5 milyon abonesi olan, sektörünün lideri şirket, Arabistan Yarımadası’nın tüccarın tüccarı Katarlı işadamlarına satıldı.
Kaça satıldı?
Nasıl satıldı?
İhale yapıldı mı?
Niçin yapılmadı?
Başka alıcı var mıydı?
Neden yoktu?

* * *

TMSF’nin bu tür “gizli-kapaklı- kayırıp- kollamalı- adrese teslim satışlarının” altından hep pislik, cerahat kokan sonuçlar çıkıyor.
Geçmişten örnek çok.
TMSF’nin eski Başkan Yardımcısı Fethi Çalık, “Cem Uzan-Hakan Uzan ve baba Kemal Uzan’ın el konulan yatlarının satış sürecinde 8.6 milyon lira haksız ödeme yapıldığı için zimmet suçlamasıyla” açılan davada yargılanırken; “Beni yargılıyorsunuz ama bu satış sürecinden TMSF’nin eski başkanı Ahmet Ertürk de sorumludur...” demişti. Ahmet Ertürk ise o sırada Cumhurbaşkanlığı danışmanı yapılarak bir tür korumaya alınmıştı. Bir de fabrikalarına, Boğaz’daki yalılarına, malına, mülküne el konulan işadamı Halis Toprak’ın yatının satışında TMSF eski Başkanı Ahmet Ertürk ile yardımcısı Fethi Çalık’ın, Celal Sadıkoğlu adlı işadamına 10 milyon dolar haksız komisyon ödemesi yaptıkları iddia edilmişti.
Halis Toprak çırpındı.
Anlattı, durdu:
Benim yatımı ben satarım, parasını TMSF’ye veririm borcumdan düşersiniz. Yatımı satmak için araya niçin başka bir işadamını koyuyor, ona 217 bin dolarımı bedavadan komisyon diye ödüyorsunuz?
Anlatamadı.
Mahkemeye gitti.
Halis Toprak’ın el konulan Boğaz’daki “Aslanlı Köşk“ adlı muhteşem yalısı da şimdiki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çocuklarına yurtdışında okusunlar diye burs veren  Remzi Gür adlı işadamına satılmıştı. Halis Toprak, “Yalımı üçte bir fiyatına sattılar“ diye çırpınıp durmuştu.

* * *

Şimdi Digiturk satıldı.
Katarlılar aldı.
Katarlıları kim buldu?
Digiturk kaça satıldı?
Açıklanmıyor.
Niçin?

SÖYLEŞİ

Sahte topraklama!

Son 10 yıldır Türkiye bütçesinden en büyük payı Milli Eğitim alıyor fakat Mesut Toprak  adlı işadamı, Cumhurbaşkanı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın birlikte okuyup mezun olduğu imam hatip binasını bedava onaracakmış. Mesut Toprak, Zeytinburnu’na çok
yüksek gökdelen dikti İstanbul’un tarihi siluetini bozdu, Sultanahmet’te oteli genişletti, tarihi
yine kirletti. Mahkeme kararı var. İkisini de yıkması gerekiyor. Yıkmadı. Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın yıkması gerekir, o da yıkmıyor, “topraklama” kirli enerjiyi azaltmaya çalışıyor. Sahte topraklama. Allah yukarıdan görüyor.