İki önemli teklif var:
İlk öneri, günümüzün sağduyulu, bilge siyaset adamı Hüsamettin Cindoruk’tan...
İkinci öneri, bir terör uzmanı ve saygın siyaset adamı olan Yurt Partisi lideri, Sadettin Tantan’dan...

* * *

Odatv ile bir söyleşi yapan Hüsamettin Cindoruk, dört ordusu olan Türkiye’nin mutlaka 5’inci Ordu’yu kurması gerektiğini söyleyerek şöyle dedi:
“Batı’nın askeri, gücü olan NATO ile geçmişte de çıkar çatışmaları yaşadık.
Türkiye bu nedenle Ege Ordusu’nu kurdu. Yunanistan ile olası bir sıkıntı için NATO ittifakı dışında, caydırıcı milli bir güç oluşturdu.
Bugün de aynı şeyi yapmalıyız. Bir 5’inci Ordu kurmalıyız!
Bölge illerinden birinde karargâhı olan yeni ve milli bir ihtisas ordusuna ihtiyacımız var. NATO’nun bu ordunun kurgusundan bağımsız ve milli işlevinden önemli, bir itirazı olamaz.
Türkiye’nin Genelkurmay’ın özerk istihbaratına, sevk ve idaresine bağlı bir ordu gücüne kesin ihtiyaç var.
Devletimiz böyle bir stratejik 5’inci Ordu ile bölgedeki ekonomik yatırımları da güvence altına alacaktır.
Ülkenin iç kaynakları, birikimi, deneyimi, böyle bir orduyu çok kısa zamanda donatıp, göreve hazırlamak için yeterlidir.”
Kısacası Cindoruk, bölücülerin isyanına, PKK haydutlarına karşı “5’inci ordu göreve” diyor.

* * *

İkinci önemli teklif Sadettin Tantan’dan:
“Meclis derhal toplanıp, acilen Olağanüstü Hal ilan etsin!” diyor.
Yurt Partisi Lideri Tantan’a göre:
“Organize suç ve terör örgütüyle masaya oturanlar yargılanmadığı sürece Türkiye’nin önü açılmaz!
Meclis’in acilen, Saray’ın insafına bırakmadan kendi hükümetini kurarak yol haritasını belirlemesi gerekiyor.
Eğer milletvekilleri, tekrar seçilebilmek adına genel başkanlara tabi ise bu millet de onlardan hesap soracaktır. Ülke bu kadar sahipsiz değildir!
Türkiye için en büyük tehlike Türk siyasetinin tutsak olmasıdır. Bu tutsaklık, Türk halkının geleceğini tehdit ediyor. Eğer Türkiye bu tutsaklığı kaldıramazsa, büyük risk ve felâketlerle karşı karşıya kalacaktır!
Erken seçim çözüm getirmez! Türkiye’yi kargaşaya ve felâkete sürükler!
13 yıllık iktidar döneminde ülkenin millet ve devlet olma vasfı giderek yok edildi.
Bunun yeniden inşa edilmesi gerekiyor.
Cumhurbaşkanı’nın yetki ve sorumluluklarının yeniden belirlenmesi şart! Bu Meclis bunu yapmazsa halk nezdinde yargılanmaktan asla kurtulamaz!”

CHP’li belediyenin büyük ayıbı!


İstanbul Kartal’dan bir mesaj aldım. Yollayan arkadaşım Kemal Ulusu... Mesajı okuyunca gerçekten şaşırdım. “CHP’li belediye bunu yaparsa?” diye acı acı düşündüm.
Bakınız Kemal Ulusu mesajında ne diyor?
“Bugün Kartal’da bir arkadaşıma uğradım. Çok üzgündü...
İlçedeki, kaç yıllık büyük ‘Atatürk Caddesi’nin adı CHP’li Kartal Belediyesi’nin Meclis kararı ile değiştirilmiş ve ‘Egemenlik Caddesi’ olmuş.
Bana, Atatürk’ün partisinin yaptığı bu ayıbı acaba Genel Merkezleri, Genel Başkanları biliyor mu’ diye sordular. Ben de ‘Valla herhalde bilmiyorlardır. Bilseler Atatürk’ün kurduğu partinin Belediye Başkanı Atatürk adını değiştirir mi?’ diye cevap verdim.
CHP’li bir belediyenin bunu yapması, hele bu dönemde yapması, abesle iştigalden başka bir şey değil!”
Kemal Ulusu haklı. Ben de gerçekten CHP’li bir belediyeye bunu yakıştıramadım! Ayıptan da öte bir şey bu... Söylemeye dilim varmıyor, daha doğrusu terbiyem müsaade etmiyor!

Şehitlik ve yiğitlik!


Enerji Bakanı Taner Yıldız “Ben de şehit olmak istiyorum” lâfı ile günün popüler kişisi haline geldi.
Bakan Bey’e yakın kişiler, Taner Yıldız’ın sözlerinin çarpıtıldığını söylüyor.
Biri bana mesaj yollamış “Yiğitseniz doğruyu yazın” diyor. Vay canına bunun yiğitlikle ne ilgisi var?
Merakla okudum. Enerji Bakanı “Ben de şehit olmak istiyorum” dememiş. Ya ne demiş? Şunları söylemiş:
“İnsanın iç muhasebesi, Allah’la arasındaki bir konudur. Benim amacım, Allah nasip ederse şehit olmaktır. Bunu açıkça söylüyorum. Dinim, milletim, vatanım için.”
Böyle demiş Bakan Bey... İyi de, bizim yazdığımız da bu uzun lâfın özeti! Anlam olarak ne farkı var ki?

Gü­nün Sö­zü


Ülkemizde acısız ve sancısız geçen bir gün olmayacak mı?