Bir zamanlar Türkiye’nin gururu olan Türk Hava Yolları (THY), bu işten anlamayan insanların elinde dünyanın alt düzey havayollarından biri haline gelmek üzere...
Benim kadim okurlarımdan, Elektrik Mühendisi Semih Kalkanoğlu’nun bildirdiği bir olay, THY adına yüzkarası!
Semih Bey’e, Macaristan’dan ünlü iki müzisyen misafir geliyor. İstanbul’da ağırlanıyorlar...
Sanatçılar 10 Eylül Perşembe günü Budapeşte’ye dönecekler. Konserleri var, yetişmeleri lâzım... Macar MALEV Havayolları kapandığı için THY’den bilet alıyorlar.
***
İstanbul-Budapeşte uçağı saat 16.00’da...
Konuklar Atatürk Havaalanı’na giderlerken yolda cep telefonlarına THY’den bir mesaj geliyor.
“TK 1039 sefer sayılı uçuşunuz iptal olmuştur. Lütfen detaylı bilgi için İST-BUD’u arayınız.”
Neden iptal olmuş sefer?
Yeterince yolcu yokmuş da ondan!
THY, uçak değil dolmuş yapan minibüs işletiyor sanki!
Adamlar şok geçiriyor tabii...
***
THY’nin son andaki kötü sürprizi müzisyenleri mahvediyor!
O gece Budapeşte’de verecekleri konsere yetişemezlerse rezil olacaklar!
Nasıl olur böyle bir iptal?
Oluyor işte! Burası Türkiye!
THY’den bilet almışsanız, başınıza neler geleceğini, Allah bilir!
Üstelik THY, dünyanın en pahalı 3 havayolundan biri... Paraları alıyor ama görevlerini lâyıkıyla yapamıyorlar!
Macar müzisyenler “Böyle bir olay Avrupa’nın herhangi bir ülkesinde olsa, o havayolu çok ağır tazminatlar öderdi” diyor.
Fakat bizde öyle şey olmaz! Dedik ya, burası Türkiye!

Davutoğlu, Erdoğan’ın gölgesinde ezildi!

Kongre değil, okul müsameresiydi sanki... Ya da bir tiyatro!
AKP bu kongreyi zahmet edip neden yaptı?
Her şey, Saray’ın dediği gibi oldu.
Tek aday... Tek liste...
Tek görüş!
Herkes biat etmiş durumda! Tıpış tıpış gidip istendiği gibi oy verdiler!
Başbakan Davutoğlu, AKP’nin 5’inci Olağan Kongresi’nde 1353 geçerli oyun tamamını alarak ikinci kez Genel Başkan seçildi.
Seçildi ama aslında Erdoğan’ın gölgesinde ezildi! Saray ne dediyse oldu çünkü!
Dünyada böyle demokratik (!) seçim herhalde olmamıştır!
Hele hele AKP’li delegelerin, Hürriyet Gazetesi’ni vahşice basan, kapılarını kırıp tahrip eden zorba güruhun elebaşı Abdurrahim Boynukalın’ı “Divan üyesi” yapmaları muhteşem (!) bir demokrasi gösterisiydi. Böylece kafalarının içindeki baskıcı rejim özlemini ve  basın özgürlüğü kavramını net olarak gösterdiler.
***
Tek adam, tek liste, tek karar, tek emir!
İşte AKP’nin demokrasisi bu! Ya biat edeceksin, ya da çekip gideceksin!
Biraz akıllı olup, genel başkanlık için ikinci bir aday daha çıkarsalardı ve nerede hata yaptıklarını araştırıp “Toplumun önemli bir bölümü neden bizden nefret ediyor?” diye tartışsalardı, herhalde partinin geleceği için daha faydalı
olurdu.
Fakat onlar, partiyi değil Saray’ı kazandırmak istediler!
AKP’nin “biat kültürü” böyle!
***
Ahmet Davutoğlu tüm oyları alarak seçimi kazandı. Bir tek karşı oy bile çıkmadı. Paki, bu onun güçlü olduğunu mu gösteriyor? Hayır!
Gerçek olan şu ki, Davutoğlu “eğreti” bir koltukta oturuyor. Hatta “emanet koltuk” bile denilebilir.
Özetle söylemek gerekirse, AKP Kongresi’ne Erdoğan damgasını vurdu!
Davutoğlu’nun siyasi geleceği, onun ağzından çıkacak bir cümleye bağlı!
1 Kasım seçimlerinde Saray istediği sonucu alamazsa Davutoğlu yolcudur, yolcu!

Te­bes­süm

Bir tesellimiz var!

Aydın Boysan, yaşayan bir tarih âdeta... “95 Yıldan Serpintiler” adıyla ilginç bir kitap yazdı. Uzun hayatından öyküler, görüşler, düşünceler naklediyor. Tatlı bir üslupla toplumumuzu hicvediyor.
Boysan “Umudum doğmamış çocuklarımızda” diyor ve ekliyor:
“Evet, ülkemizin umudu geleceğin kuşaklarında...
Fakat, henüz dünyaya gelmeyenlerde...
Çünkü dünyaya gelenler son 40 yılımızın politikacılarını, yöneticilerini tanıdılar.
Zordur onları unutturmak!
İnsanlarımızı ancak bundan sonra doğacak olanlar kurtaracak!
Bir tesellimiz var:
Kültür ve sanat yaşamımızın gelecekte çok daha iyi olacağı kesin... Çünkü bugünkünden daha beter olması mümkün değildir!”

Günün Sözü

Vatana ihanetin nedeni olmaz, er ya da geç, bedeli olur!