7 Haziran seçimine göre en büyük yenilgi MHP’de yaşandı. Şimdi MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli’ye karşı da “güç birliği” hazırlığı var. Bahçeli’nin karşısına genel başkan adayı olarak çıkmanın kolay olmadığının onlar da farkında. 2019 yılına kadar seçim yok. 2019’un mart ayında yerel seçimler, ağustos ayında Cumhurbaşkanlığı, Kasım ayında da milletvekilliği seçimleri yapılacak. Bakarsınız 2019 seçimlerine üç siyasi parti de yeni genel başkanlarla girebilir. İşte bunun hazırlığı var.
BU GÜCÜN KARŞISINDA DURULAMIYOR
AKP kurmayları, partinin tek başına iktidara gelebileceğine seçimlere bir hafta kalıncaya kadar ihtimal vermiyordu. “Koalisyon ama kiminle” arayışındaydılar. Önceki seçimde az farkla kaybettikleri ya da az farkla kazandıkları milletvekilliklerini almak için “çok özel” çalışma yürüttüler. Bu çalışma yürütülürken yapılması gereken her şeyi fazlasıyla yaptılar...
CHP, MHP ve HDP ise çok kısıtlı bütçeleriyle kampanya yürüttü. Dahası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da seçimin her aşamasında AKP’nin sanki halen genel başkanıymış gibi çaba gösterdi. RTÜK’ten aldığım resmi bilgiye göre hemen her konuşması 12-15 ulusal televizyon kanalında yayımlandı. Ekim ayında Erdoğan’ın ekranda kaç saat konuştuğuna bakalım:
- 1-11 Ekim tarihlerinde 17 saat 16 dakika.
- 12-18 Ekim tarihlerinde: 33 saat 46 dakika.
- 19-26 Ekim tarihleri arasında 39 saat 48 dakika.
Aynı şekilde Başbakan ve AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun, bakanların konuşmalarından, diğer siyasi partilere sıra bile gelmedi. Devlet olanakları alabildiğine kullanıldı. İşte, bunlar da AKP’nin beklediğinin daha fazlasıyla oya dönüştü. Bu gücün karşısında “dar bütçeli” Kılıçdaroğlu da, Bahçeli de, Selahattin Demirtaş da nasıl dursun?
CHP’NİN PROJELERİ İKTİDARDA
“Ön seçim” denildi, CHP ön seçim yapan tek siyasi parti oldu. Kadın ve gençlik kotaları uyguladı. Projelerin en tutarlısını CHP bildirgelerinde açıkladı. Liste dışında kalan bazı adayların “tersine” çalıştığı da biliniyor. Şimdi, “Kılıçdaroğlu istifa” diyenler de, onun “koltuğa yapışmış” birisi olmadığını, rakiplerine karşı da her türlü kolaylığı göstereceğini biliyor. Kurultay için bu kadar acele etmelerine de neden yok. Aralık ya da ocak ayında zaten CHP kurultayı toplanacak. Parti meclisi ve onların arasında Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri belirlenecek.
Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Demirtaş konuşmalarında dini siyasete asla alet etmediler. Ama AKP’liler camileri adeta “seçim karargahına” dönüştürdü. Dini söylemleri hiç ağızlarından düşürmediler. Bunlar da yetmedi, CHP’nin ne kadar projesi varsa, AKP hepsini vaatleri arasına aldı ve son hafta sürekli bunları gündeme getirdi. Açıkçası CHP ana muhalefette ama projeleri iktidarda.
BUNLARI YAPIN YETER
Başbakan Ahmet Davutoğlu, seçimden iki gün önce “müjde paketi” diye şunları açıklamıştı:
- Öğrencilerimizin 330 liralık burs miktarlarını 400 liraya çıkarıyoruz.
- Polislerimizin Emniyet Hizmet Tazminatını yüzde 25 arttırıyoruz. Maaşlarında 240 ile 580 lira arasında artış sağlıyoruz.
- Er ve erbaşların maaşlarını 3 katına çıkarıyoruz.
- Astsubayların emeklilik intibaklarını gerçekleştireceğiz.
- Uzman erbaşların 2 bin 200 olan ek göstergelerini 3 bin liraya çıkartıyoruz.
- Muhtarlarımızın 950 lira olan maaşlarını 1300 liraya çıkartıyoruz.
- 65 yaş üzeri yaşlılarımız kimin yanında yaşarsa yaşasın maaşlarını alabilecek.
- Gençlerin gelir testi borçları silinecek.
- Şubat ayında 30 bin yeni öğretmen alınacak.
- Okullarda sabahçı- öğlenci uygulamasına son vereceğiz.
- Ortaöğrenimden mezun olan herkes bir lisanslı sporcu olacak, bir müzik aleti çalacak.
- Gençlere pasaportlar harçsız ve ücretsiz verilecek, uçak biletleri indirimli olacak.
- İş kuran gençlere 50 bin, 100 bin lira da faizsiz kredi vereceğiz.
- Ev almak için para biriktiren gençlere yüzde 15 destek olacağız.
- Çiftçiler için yem ve gübrede KDV olmayacak.
Daha neler neler... Bunların önemli bir bölümü 2016 Mali Yılı Bütçesi’yle ilgili. Ocak ayında yeni bütçe yürürlüğe girecek. Söz verildiğine göre, bu vaatlerinin karşılığında kendilerine oy verildiğine göre Ahmet Davutoğlu da gereğini yapacaktır. Tabii kolay değil bunlar.
O yüzden hadi bakalım “kolay gelsin” diyoruz.
