Güneydoğu’da ihracat-ithalat yapanlardan bölücü terör örgütü “vergi” adı altında haraç alıyor. Örgütün hem kaçakçılardan, hem legal görünümlü iş yapanlardan aldığı haraçlar, önemli bir yekun oluşturuyor. Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde bulunan sınır kapılarında örgütün büyük bir ağırlığı var. Gümrük çalışanları baskı altında tutuluyor, “Bize çalışacaksınız” deniliyor.
Van-Kapıköy, Hakkari-Üzümlü sınır kapılarında görevli toplam 20 gümrük görevlisi bölücü örgüt tarafından kaçırılmıştı. Gümrük görevlilerinin yollarını kesen ve sınır ötesine götüren teröristler, sonunda insafa gelmiş olacak ki serbest bıraktı. Yaşadıkları, serbest bırakıldıktan sonra daha da ilginç...

KONUŞMAMALARI İÇİN YEMİN ETTİRİLDİ

Habur Sınır Kapısı’nda, Türk görevlilere teslim edilen gümrük görevlilerinin oradan evlerine gönderildiklerini sanırsınız. Öyle olmadı. Sınır kapısındaki işlemlerinin tamamlanmasından, ilk ifadelerinin alınmasından sonra görevliler uçakla Ankara’ya götürüldü. İstihbarat birimlerinin yetkilileri tarafından sorgulandılar.
AKP’den iki kez aday adayı olduktan sonra müfettişlikten genel müdürlüğe getirilen, ardından müsteşarlığa atanan Cenap Aşçı’nın kararnamesi yayımlandıktan bir gün sonra da bakan olarak ataması yapıldı. Onca personeli kaçırılan Gümrük Bakanlığı, şimdi “tedbir” olarak kaçırıldıktan sonra serbest bırakılan personelini istediği yerlere atamayı planlıyor. Ama bunu yaparken, gümrük çalışanlarının başta lojman olmak üzere hiçbir sorunu çözülmüyor.
Bakan, memurlara yaşadıklarını kimseye anlatmamaları için yemin ettirmiş. O yüzden, memurlar “başımız belaya girer” düşüncesiyle yaşadıklarını yakınlarına anlatmaya bile çekindiler.

APO’NUN KİTAPLARINI OKUTTULAR

Dağa götürülen gümrük memurlarının, insansız hava araçları tarafından görünmemeleri için üzerlerine battaniye örtülüyormuş. Elinde uzun namlulu silah olan teröristler de, yarı çömelmiş vaziyette battaniyenin altından gümrükçülerin üzerlerini açıp açmadığını kontrol ediyormuş.
Onlar için “ders saati” getirmişler. Bölücü örgütün İmralı Cezaevi’nde bulunan başı Abdullah Öcalan’ın kendi adıyla ya da “Ali Fırat” takma adıyla yazdığı kitaplar gümrük görevlilerine dağıtılmış ve bunları okumaları istenmiş. “Okudum” deyip geçiştirmesinler diye “sınav yapacaklarını” söylemişler.

BAKIN O GÜMRÜKTE NELER YAŞANDI

İran’a açılan Doğubayazıt Sınır Kapısı’ndan ithalat-ihracat yapılır. Geçen cumartesi günü bu kapıda basına yansıtılmayan önemli bir olay yaşandı. İç gümrük işlemlerinin yapıldığı bölümde bulunan bütün bilgisayarlar, yedek hard diskler çalındı. Bilgisayar ağ bağlantı kabloları kesildi, bilgi içeren ne var ne yoksa kamera sistemleriyle birlikte götürüldü. Açıkçası bu işi yapanlar iz bırakmadı.
İşte o günden bu yana Doğubayazıt Sınır Kapısı’nda ithalat-ihracat işlemleri bilgisayar sistemi olmadığı için yapılamıyor. Bilgisayarları, yedek hard diskleri götürenlerin gerçek amacının hırsızlık olmadığı biliniyor. O sınır kapısında örgüt bağlantılı yasadışı işlerin yapılması için memurların büyük baskı altında tutulduğunu bilmeyen yok. Çalışanlar adeta iki ateş arasında kalmış durumda...
Herkeste bir şaşkınlık var. Terör örgütü bağlantılı olduğu düşünülen kişiler, yolsuzluklarını örtmek için personeli tehdit altında tuttuğu gibi, ihracat-ithalat yapanlar kendileriyle ilgili bazı “sızıntı”lar duymuş olacak ki, bilgisayar sistemini toptan yok etmeyi planlamışlar. Nitekim, cumartesi günü amaçlarına ulaşıyorlar.
Gümrük yetkililerine “Sakın konuşmayın” denildi. Onlar da bakandan gelen talimat gereği sustular. Ama konuştuğum kişiler “Büyük bir takım yolsuzlukların belgelerini yok ettiler. Başta ceviz, badem, kumaş gibi ürünlerin kilolarında oynanıyor. Antrepolara götürülenlerin kilolarıyla oynanıyor ya da bunlar değiştiriliyor. Artık o kadar gözleri kararmış, o kadar cesaretlendirilmişler ki gümrüklerin bilgisayarlarını alıp götürebiliyor, yolsuzluklarını böylece kapatabiliyorlar” dedi.

SEÇİM BOMBASI OLABİLİR

Gümrük’te herkes birbirini tanır. Belgeler elden ele dolaşır. Yeni müsteşarın önüne bir “bilgi notu” ve ekinde soruşturma dosyası konuldu. Rotasyonla yapılan tayinlerde Gümrük Müdürü Mehmet Sağlam, Sakarya Gümrük Müdürlüğü’ne verildi. Ancak aynı kişi geçici görevle Ankara Orta Anadolu Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’nde görevlendirildi.
Müsteşarın önüne dosya konuldu. Canlı hayvan refakatine gitmediği halde 14 ile gitmiş gibi işlem yapıldığı ve bunun karşılığında da 6 bin lira aldığı, müfettiş Abdullah Şahin’in raporundan sonra da paranın tahsil edildiği belirtiliyor. Bunları, gümrükte ihbarların eksik olmadığını belirtmek için yazdım.
Ama asıl bomba CHP’nin önde gelen bir ismine iletildi. Gümrükle doğrudan ilgisi olmayan çok önemli bir ismin tayinlerle bu kadar yakın ilgilenmesinin nedenleri anlatıldı. O ismi ben vermeyeyim. Bakarsınız, CHP bunu “seçim bombası” olarak da patlatabilir. Şimdilik bu kadar...