Sayın ahalimizin bayram tatili için en çok tercih ettiği yer, Yunan adalarıymış, 12 adalara akın varmış... Ne güzel.

*

Aslına bakarsanız, 12 adada 12 ada yoktur. 25 tane filan vardır. Osmanlı döneminde “12 kişilik ihtiyar heyeti tarafından yönetilen gayrimüslim adalar” manasındadır. 12 diye diye, oldu sana 12 ada!

*

Leros mesela... 12 adadan biridir. Bodrum’dan demir al, iki saat sonra ordasın, alt tarafı 8 bin nüfuslu, şeftali kasası kadar bir yerdir ama, 800 bin turist gelir. Çoğu Türk’tür. Akp’ye şirin görünmek için ramazanda İstanbul’da oruç tutuyorum ayağına yatan yalaka zenginlerimiz, gözden ırak Leros’ta kadeh tokuşturur.

*

Leros’ta bi taverna var, Psaropoula, uyanık bi patronu var, Apostolis... Hürriyet gazetesine ilan veriyor, nefis lezzetler için karşı kıyıya bekleriz diyor. Sıradan bir balık lokantası... Sayın ahalimiz masa bulabilmek için birbirini yiyor. Mönüler Türkçe.

*

İşin matrak tarafı ne biliyor musunuz... Apostolis, Türklerden kazandığı parayla Bodrum’da tatil yapıyor! Bizim ahali, illa Leros’a gidicem diye, kayık-bot ne bulursa biniyor, Suriyeli mülteciler gibi denize açılıyor, Apostolis bunlardan aldığı parayla Bodrum’a geliyor.

*

Uyanık Apostolis Türk gazetesine ilan verip, Türk müşteriyi kendine çekerken... Bizim Çeşmeliler, Sakız adası için kendi elleriyle rehber hazırladı. Nasıl gidilir, nerede kalınır, ne yenir, ne içilir, 20 bin adet bastırıldı, aman mutlaka Sakız adasına gidelim diye, bedava dağıtıldı!

*

İlla gidip para bırakalım diye kendi ellerimizle rehber hazırladığımız Sakız adasında, tarihi bir manastır var, kafatasları sergileniyor. Çocuk kafatasları, kadın kafatasları... “Türkler katletti” yazıyor. Adamlar hem paramızı alıyor, hem katilsiniz diyor, bizim Türkler kafataslarıyla hatıra fotoğrafı çektirip, mum yakıyor, orada İngilizce’yle ne yazıldığını anlamadığı için, feysbukuna koyuyor.

*

(Hani şu Beren Saat’in oynayacağı ve sayın ahalimizin merakla beklediği Kösem Sultan dizisi var ya... İlk bölümleri Sakız’da çekilecek. Türkiye’de dizi çekecek yer kalmadı çünkü... İlla Sakız’da çekilecek.)

*


(İnsan boğazlama sahneleri bu manastırda çekilirse, daha şık olur.)

*

Çeşme’den demir al, yarım saatte Sakız’dasın, iner inmez çarşıdaki devasa markete gir, Yunan şarabı, İtalyan şarabı, en pahalısı 10 euro, yükle tekneye, yarım saat sonra Çeşme’desin... Hani size biiç’lerde, Alaçatı’da filan şişesi 150 liraya kakalanan şaraplar var ya... Onlar.

*

İspiyonlamış gibi olmayayım ama, aynı kazıklama yöntemi, Bodrum’da İstanköy üzerinden, Marmaris’te Rodos üzerinden, Kuşadası’nda Sisam üzerinden yapılıyor. Dikkat ederseniz, Türkiye’de bu yaz sahte rakıdan sahte votkadan pek ölen olmadı... Çünkü, kriz nedeniyle Yunan adalarındaki şarap-votka fiyatları iyice ucuzladı. Votkanın sahtesini yapmak bile daha pahalıya mal oluyor. Sahteyle uğraşacağına orijinalini kaçak olarak getir, daha rantabl.

*

Peki, Yunan adalarında yaşayanlar bizim tarafa alışverişe gelmez mi? Gelir... “Kaş’ta pazar kurulmasa Meis aç kalır” diye meşhur lafımız bile vardır. Kaş’ta her cuma pazar kurulur, Meisliler gelir, bir haftalık sebzelerini meyvelerini alırlar, dönerler. Biz de gevrek gevrek gülümseyerek, gurur duyarız, biz olmasak aç kalırlar filan.

*

Halbuki vaziyet bu değildir... Yunan devleti, Meis halkının ihtiyaçlarını karşılamak için 15 günde bir Rodos’tan gemi gönderir. Ambarları sebze-meyve doludur. Makul fiyatlarla Meis halkına satılır. Meis adası, Yunanistan ana karasına en uzak adadır. Nüfusu sadece 500 kişidir. Gençler göç eder, nüfus sürekli azalır. Azala azala bitmesinler diye, Yunan devleti Meis’i sübvanse eder, yiyeceklerini içeceklerini bile gönderir. Buna rağmen... Türkiye daha ucuzdur. Çiftçimizin alın teri, sebzemiz meyvemiz, çöp fiyatına satılır. İşte bu nedenle, Meis halkı, kendi devletinin gönderdiği malları alacağına, daha ucuza, Kaş’tan alır.

*

Bizim esnafımız, Yunan adasından ucuza alıp, kendi vatandaşını kazıklarken... Yunan adası, bizim esnaftan ucuza alır, ucuza yer.

*

Bakın, Rodos dedim aklıma geldi... İnanması güçtür ama, kıç kadar Rodos adasında bir değil, iki tane havalimanı vardır. Marmaris’ten geçecek Türklere muhtaç değildir, her milletten turist yağar. Her milletten turist yağar ama... Rus turist göremezsiniz! Biz illa Ruslar gelsin diye takla atıyoruz, Rodos’ta ilaç için bir tane Rus turist yoktur. Neden yoktur? Çünkü Yunan turizm bakanlığı, Ruslara çaktırmadan ambargo uygular, adalara Rus turist gelmesin diye zorluk çıkarır. Neden böyle davranır? Rus turist, Araplar gibi sonradan görmedir, yemekte-plajda ölçüsüzdür, aynı tesiste kalan diğer insanları rahatsız eder. Alman turistler, Rus turistlerin kaldığı tesislere gelmezler. Antalya’nın başına gelen budur. Bir zamanlar Alman kaynardı, şimdi Ruslar geldiği için, Almanlar ayağını kesti. Alman olmazsa, turizm murizm olmaz. Yunanistan bunu çok iyi bildiği için, Ruslara defans yapar, hatta Türkiye’ye ittirir, Alman’ı kucaklar. Sen de, dünyadan haberin olmadığı için, niye artık Almanlar gelmiyor diye ağlarsın.

*

(Doğrusunu isterseniz, Ruslara da razıyız. Asrın liderinin şahane politikaları sayesinde, sayfiye bölgelerimizde bu sene sadece Suriyeli turist var. Mavi tur yapmak için, can yelekleriyle tekne bekliyorlar!)

*

Ve, zurnanın zırt dediği yere gelirsek...

*

İflas etti, mahvoldu denilen Yunanistan... Akp’nin basiretsizliği yüzünden, Ege-Akdeniz sahillerimizde, 16 adamızı daha işgal etti.
EGAYDAAK adı verilen, Egemenliği Andlaşmalarla Devredilmemiş Ada, Kaya ve Kayacıklar’a resmen oturdu, bayrağını dikti.
Kardak için savaşı göze alan Türkiye Cumhuriyeti, gözünü yumdu, gıkını bile çıkarmadı.
Suriye’deki Süleyman Şah türbesini sırtlayıp sıvışan akp hükümeti, 16 adamızı Yunanistan’a terketti.
Nergizcik, Bulamaç, Hurşit, Koyun, Fornoz, Eşek, Kalolimnoz, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba, Ardacık, Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronosi, Koufonisi adaları... Ayrıca, İzmir’in burnunun dibindeki Venedik kayalıkları dahil, toplam 152 kayalığı da işgal etti.
Yunan cumhurbaşkanı, genelkurmay başkanı, kuvvet komutanları, bu işgal edilen adaları ziyaret etti, ayak bastı, poz verdi.
Henüz kimsenin yaşamadığı adalara, kilise bile inşa ettiler.

*

Değerli gazeteci arkadaşım Vedat Yenerer, bu rezaleti duyurabilmek için www.mehmetciktv.com.tr’de kampanya başlattı. “Adalarımızdaki işgal bitene kadar, biz de Yunan adalarına gitmeyelim” çağrısı yaptı. Kampanya çığ gibi büyüdü, çok sayıda sivil toplum örgütü ve akademisyen destek verdi. Sonra ne oldu biliyor musunuz? Yüce basınımız, bu kampanyayı sansürledi! Vatandaşın haberi olmasın, Yunan adaları boykot edilmesin diye, bu kampanya sansürlendi.

*

Eminim, vatandaşların çoğu, 16 adamızın işgal altında olduğunu bilmiyor. Çünkü, istisnalar hariç, yüce Türk basını yazmıyor.

*

Hal böyleyken... Turizm bölgelerimizdeki Adana kebapçılarında bile Yunan müziği çalıyor. Sayın ahalimiz, bayram tatili için Yunan adalarına akın ediyor.

*

Ben Yunanistan’ın yerinde olsam, hazır Türkiye tatildeyken, fırsat bu fırsat, iki tane zodyak gönderip, Heybeliada’yla Kınalıada’ya da otururum!