
Asegun Henry teknoloji bloğu Gizmodo'ya yaptığı açıklamada, "Umudum bu yöntemin, periyodik tabloyu öğretmede ilginç bir araç olması; Aynı zamanda insanların evren hakkında ve yaşadıkları dünyanın hareketli olduğu, ses çıkardığı hakkında bilgi sahibi olması" diyor ve ekliyor: "Siz sadece onu duyamıyorsunuz."
Peki neden tüm kimyasal elementlerin ayrı birer müzikal işaretleri var? Biliyoruz ki evrendeki her şey atomlardan oluşuyor ve atomlar sürekli olarak hareket ediyor. Molekülleri oluşturan atomlar, hızlarına bağlı olarak birbirlerinin titreşimlerine göre katı, sıvı, gaz ya da plazma halinde doğada bulunabiliyor.
Bu titreşimler ya da 'dalgalar', bir elementin yoğunluk, ışıl geçirgenlik gibi ayırt edici özelliklerini belirliyor. Tüm bunlar ise, atomların nasıl sıkıştırıldığı konusunda ve kapasitelerini bilmemiz konusunda bizi aydınlatıyor.
ABD Georgia Teknoloji Enstitüsü'nde periyodik tablodaki tüm elementlere müzikal işaret atayan Henry, moleküller arasında uzaklığa bağlı olarak değişen etkileşim enerjisini anlamada fizik kurallarının da önem taşıdığını vurguluyor.
Yukarıdaki videoda Crystalline Silicon sesini duyabilirsiniz...
Henry, "Onları duyabilmeniz için atomların titreşimini azaltmak gerekiyor. Çünkü çok hızlılar ve yüksek frekanslarda titreşiyorlar" diyor ve ekliyor: "Sesleri dinlediğinizde, elementin periyodik tablonun altında mı ya da üstünde mi olduğunu anlamanız mümkün. Örneğin karbon çok yüksek ses çıkarıyor. Bazı element çok tiz seste titreşirken bazıları çok alçak ses çıkarıyor."
Her bir elemente müzik atama fikri, geçmişte elementlere farklı özellikler kaydederek farklı duyularla algılama çalışmalarından ortaya çıktı. Bir elementteki moleküllerin hareketleri bazen çok yavaş ya da kısa süreli olduğundan, görsel verilerle algılanamıyor. Ancak hareketleri dinlerken en ufak bir vızıltıyı yakalamak mümkün olabiliyor.
Kulağa eğlenceli bir proje gibi gelse de, aslında bu yöntem CERN'de LHCSound adı verilen bir projede kullanıldı. Fizikçiler bu yöntemle parçacıkların çarpışmalarını analiz ederek atomaltı parçacıkları dinleyerek saptamaya çalıştılar.
Henry ayrıca bu yöntemi, polimerlerin bilgisayar modellemelerinde ve simülasyonlarında görülmeyen yeni özelliklerini açıklamada kullandı.
Henry, hazırladığı ses çalışmasını Journal of Applied Physics'te (Uygulamalı Fizik Dergisi) yayınladı. Projesini Ulusal Bilim Vakfı'na (National Science Foundation) da sunan Henry, katoloğunun mobil uygulamaya dönüşmesi için başvuruda bulundu. Böylece insanlar elementlerin seslerini duymakla kalmayacak, kendileri de periyodik tabloya istedikleri sesleri atayabilecek.
Dışarıda keşfedilmeyi bekleyen koca bir evren var, ve bu kez keşfetmek için gözlerimize ihtiyacımız yok!
Çeviri: Seda TÜRKOĞLU