Sevgili okuyucularım, ortalıkta bir süredir aynı şarkıyı okuyan bir iktidar partisi ve onun cumhurbaşkanı var.
“Bu anayasayı değiştirelim, başkanlık sistemi getirelim!”
Beyin yıkama ve propaganda mekanizmaları hızla çalışıyor. Medyanın büyük bölümü ellerinde ve emirlerinde.
Her gün her fırsattan yararlanıp saatlerce nutuk atıyorlar, başkanlık sistemi istiyorlar.
Dün bu konuda ilk somut adım atıldı ve dört partinin katılımıyla kurulan Meclis Komisyonu ilk toplantısını yaptı.

* * *

Unutmuş olanlar için önce kısa ve özet bir bilgi vereyim. Anayasa değişikliği (işler o aşamaya geldiği takdirde) önce Meclis’te oylanıyor. Bunun için iki ön koşul gerekiyor:
(İlkinde) Eğer 330 ile 367 arasında kabul oyu çıkarsa konu referanduma, halk oylamasına gidiyor. Bu durumda karar referandum sonucuna göre millet tarafından veriliyor.
(İkincisinde) Eğer 367’nin üzerinde kabul oyu çıkarsa değişiklikler Meclis tarafından doğrudan kabul edilmiş oluyor.
(Oylamada 330’un altında kabul oyu çıktığı takdirde geçmiş olsun! Anayasa değişikliği bir başka bahara kalıyor.)
Şu anda Meclis’te AKP’nin milletvekili sayısı oy kullanma hakkı olmayan Meclis Başkanı’nı düşünce 316.
Yani kelle sayısı 330’a bile yetmiyor.
Dolayısıyla, anayasa değişikliğini Meclis’ten geçirmek için 330 oya ulaşması şart olan AKP’nin, oylama sürecinde muhalefet partilerinden en az 14 milletvekilini devşirmesi gerekiyor.
Bunun örneklerini geçmişte çok gördük.
O zaman kesenin ağzı açılır, transfer pazarı hız kazanır ve en az 14 muhalefet milletvekili bu yolla ikna edilir.

* * *

Evet, Meclis’te kurulan anayasa komisyonu ilk toplantısını dün yaptı. Komisyonun başkanı ise Meclis Başkanı ve AKP Milletvekili İsmail Kahraman.
Bu zat bir süre önce verdiği demeçte Türkiye’de başkanlık sistemine geçilmesinin ve bu amaçla anayasa değişikliği yapılmasının zorunlu olduğunu vurgulamıştı.
Yani tarafsız falan değil. Açıkça taraf olan bir kimsenin başkanlığına nasıl güvenilir!

* * *

Şimdi burada üç muhalefet partisini, CHP, MHP ve HDP’yi eleştirmek gerekiyor.
Uzun süredir iktidarın aynı bağırış çağırışları ve aynı propaganda mekanizmasıyla yatıp kalkıyoruz:
“Anayasa değişmeli, Türkiye başkanlık sistemine geçmeli ve önümüz açılmalıdır!”
Bu iş elbette bu kadar basit değil.
İşin içinde bir sürü tuzaklar var.

* * *

Şimdi burada üç muhalefet partisine de soruyorum.
Bu değişikliği isteyen, iktidar partisi AKP.
Peki bu parti bir gün olsun hangi değişiklikleri istediğini, başkanlık sistemine geçilmesi için hangi anayasa maddelerinin hangi doğrultuda değiştirilmesi gerektiğini açıkladı mı?
Hayır!
Anayasa değişikliğinin tek amacı Tayyip Erdoğan’ı şu veya bu biçimde başkan seçtirmek ve devletin bütün yetkilerini bir tek kişinin emrine sunmak.
Bütün çabalar tek bir şahsın arzusunu yerine getirmek ve onun geleceğini kurtarmak için.
Ey muhalefet partileri, bugüne kadar hiçbiriniz Tayyip-AKP ikilisine şu soruları sormadınız:
Sen ne istiyorsun kardeşim?..
Bu konuda somut taleplerin nelerdir?
Hangi maddelerin değişmesini ve nasıl olmasını hangi nedenle istiyorsun?
Başkanlık sistemine geçildiği takdirde başbakanlık yerinde kalacak mı? Kalırsa yetkilerini başkanla nasıl paylaşacak?
Başkanın yeni ve sonsuz yetkileri nerede başlayacak, nerede bitecek?
Bakanları kim atayacak?
Yargının durumu ne olacak, yargıyı tek başına başkan mı seçecek?
Eyalet sistemine mi geçilecek, ülkenin bölünmez bütünlüğü konusunda hangi ödünler verilecek?
Ulusal ve milli devlet ortadan nasıl kaldırılacak?
“Türk” tanımı anayasadan niçin çıkarılacak?
Bunlar ilk anda akla gelen sorular. Daha yüzlercesi sorulabilir.

* * *

Meclis’te komisyon toplanıyor ama işin özünü bilen yok!.. Zira iktidar, bu konuda toplum önünde bir tek açıklama bile yapmadı, yapamadı.
Duyduğumuz tek şey:
“İlle de başkanlık sistemi gelsin!”
Çocuk oyuncağı mıdır bu?
Birilerinin çıkarına olacak ve kompleksleri tatmin edilecek diye, bir ülkenin parlamenter sistemi böyle al aşağı edilir mi?
Bu nasıl bir ciddiyetsizliktir.

* * *

Bir iktidar anayasa değişikliği isteyebilir, hakkıdır.
Ama ne istediğini topluma somut olarak açıklamakla yükümlüdür. Belki birkaç sayfalık metinlerle, belki yüzlerce sayfadan oluşan kitaplarla... Ama mutlaka yapması gereken budur.
Bizim muhalefet partilerinin üçü de maşallah bu konuda ayakta uyudu, iktidardan böyle bir istekte bulunmadı.
Şimdi ne olacağını bilmeden, bir bilinmeyenler dünyasında komisyon toplantılarına katılacaklar!
En kısa zamanda bir açıklama yapmaları gerekir:
“Ey AKP, ne istediğini millete somut olarak açıkla ki, biz de ona göre tavır alalım. Aksi takdirde bu komisyonda fazla kalmayız. Sonrasında herkes kendi başının çaresine bakar.”

* * *

Sevgili okuyucularım, aynı soruyu şimdi sizlere de soruyorum.
Siz iktidarın bu konuda (başkanlık dışında) ne istediğini, amacının ne olduğunu, hangi değişikliklerin peşinde koşacağını biliyor musunuz?
Elbette ki bilmiyorsunuz.
Muhalefet partileri bilmiyor, sizler bilmiyorsunuz, siyasetçiler ve gazeteciler bilmiyor...
Peki kim biliyor?
Sadece Tayyip ve birkaç elemanı biliyor. Dikkat ediniz, Davutoğlu Ahmet’in bile bu konuda bildiği bir şey yok. O da kapılmış rüzgarın önüne, kulağına Tayyip kesiminden fısıldanan talimatları dinleyip duruyor.
Muhalefet partilerini bu anayasa değişikliği konusunda ciddiyete davet ediyorum.