Asrın liderimiz Yeni Şafak gazetesine anlattı: “Harçlığımı çıkarmak için kağıtlı şeker satardım, simit 10 kuruştu, akşamdan 2.5 kuruşa bayat simit alırdım, anneciğim buhara yatırırdı, 5 kuruşa satardım.”

*

Sabah gazetesi asrın liderimizin hayatını dizi yaptı: “Soğuk kış günlerinde bile otobüse binemezdi, çünkü durumları müsait değildi, Haliç’i sandalla geçer, okuluna kadar yürürdü, limon satardı.”

*

Asrın liderimiz, ABD’ye giderken uçaktaki gazetecilere konuştu: “Küçük Tayyip okula yaya giderdi, ayakkabılarım delik deşikti, kışın yağmurda karda ayaklarımın kızardığını bilirim.”

*

Asrın liderimiz, Dolmabahçe’de topladığı gazetecilere konuştu: “Spor ayakkabılarım yırtıktı, yenisini alacak gücümüz yoktu.”

*

Asrın liderimiz TRT’de anlattı: “Okula yamalı ayakkabılarla gidiyordum, annem bakraçlara buz koyardı, su satardım, kağıt yumaklarından, bez parçalarından top yapardım, topum yoktu.”

*

Star gazetesi, asrın liderimizin dediklerini yazdı: “Çamaşır makinemiz yoktu, eşim dört evladımızın bezlerini elleriyle yıkayarak büyüttü, çocukken oyuncağım yoktu, kırtasiyeciden uçurtma alamazdık, gazete kağıdından, undan yapıştırıcıyla uçurtma yapardık.”

*

Hürriyet gazetesi, asrın liderimizin söylediklerini yazdı: “Benim eşim, garibim, Amerikan bezlerini kazanlarda elleriyle yıkadı.”

*

Vatan gazetesi, asrın liderimizin anlattıklarını yazdı: “Bez parçalarını yumak haline getirip, bununla top oynardık, bir telin ucuna tahtadan teker takardık, araba diye oynardık, Perşembe Pazarı şahididir.”

*

Beyaz TV, asrın liderimizi belgesel yaptı: “Hiç bisikletim olmadı, bisiklet alabilecek durumda değildik.”

*

Akit gazetesi, asrın liderimizin söylediklerini yazdı: “Açlığını günde birkaç hurmayla bastıran peygamberin ümmetiyiz.”

*

Yeni Şafak gazetesi, Eminanımı anlattı: “Cumhurbaşkanlığı sarayının mutfağı mütevazı, Anadolu mutfağıyla aynı, Emine hanım limon ve elma kabuklarını ziyan etmiyor, temizlikte kullanılmak üzere kabuklardan sirke kurduruyor, bir kase çorba ve salatayla öğün kurtarıyor, zeytin ve hurma çekirdeklerini atmıyor, sos yapıyor.”

*

Milliyet gazetesi, Eminanımın dediklerini yazdı: “Kibir, tepeden bakma, böbürlenme bize yakışmaz, elitist olamayız, kendimizi seçkin bir zümre olarak asla göremeyiz, nereden geldiğimizi unutmadık, tevazu ve alçakgönüllülük en önemli şiarımızdır.”

*

Ve, Polonya gazeteleri yazdı...
“NATO zirvesi için Tayyip Erdoğan’la birlikte Varşova’ya gelen Emine Erdoğan, antika masa, antika komidin, antika porselen yemek takımı aldı, 200 bin zloti (147 bin lira) ödedi, eşyalar korumalar tarafından taşındı, cumhurbaşkanlığı forsu bulunan minibüslere yüklendi.”

*

Şerefsiz bu Polonya basını.
Hepsi paralelci.