Röportaj: Nil SOYSAL

FETÖ’yle mücadele adı altında yapılanların FETÖ’nün ekmeğine yağ sürdüğünü söyleyen Oran, “İktidarın bütün yaptıkları, adaletsizlikler ve haksızlıklar sadece FETÖ’nün işine yarıyor. İş iyice amacından sapıyor. Ülkeler hep bu şekilde diktatörlüğe, otoriterliğe gidiyor” dedi.

Referandum öncesinde ‘Hayır’ için onlarca il ve ilçeye giden CHP 24. Dönem Milletvekili ve Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı Umut Oran, ‘Adalet Nöbeti’nin de en önde giden isimlerinden... 1 Kasım seçimlerinde Meclis’e giremese de sosyal medyada “Halkın Vekili” olarak müthiş bir destek gören Oran’la hem ‘Adalet Yürüyüşü’nü hem de yurtdışından gelen tepkileri konuştum...
- Adalet Yürüyüşü’nde ikinci hafta bitmek üzere. Nasıl yorumluyorsunuz?
Her şeyden önce son derece anlamlı buluyorum. Çünkü tıpkı hava gibi, su gibi, ekmek gibi adalet de olmazsa olmaz. Bu sadece bir parti ya da bir kişi için değil adaletsizliğe muhatap olan tüm kesimler için yapılan bir eylem... Hani hep yazar ya “Adalet mülkün temelidir” diye. Adalet devletin temelidir aslında. Adalet olmadığı zaman devlet çöker. Tarih bunun örnekleriyle dolu... Türkiye de şu anda böyle bir durumla karşı karşıya. O nedenledir ki; Türkiye’nin 81 ilinden arayan, cumhuriyet ve demokrasiye duyarlı bütün insanların bu sürece büyük bir umut ve heyecanla destek vermeye çalıştıklarını görüyorum.

“MİLLETİNİ SEVEN ADALET YÜRÜYÜŞÜ’NÜ DESTEKLEMELİDİR” Nil Soysal’a konuşan Umut Oran, “Adalet Yürüyüşü özü itibariyle doğru bir eylem... Milletini, vatanını seven herkesin Adalet Yürüyüşü’nü desteklemesi gerekir” dedi. “MİLLETİNİ SEVEN ADALET YÜRÜYÜŞÜ’NÜ DESTEKLEMELİDİR”
Nil Soysal’a konuşan Umut Oran, “Adalet Yürüyüşü özü itibariyle doğru bir eylem... Milletini, vatanını seven herkesin Adalet Yürüyüşü’nü desteklemesi gerekir” dedi.


“LOUIS AYALA DA YÜRÜYECEK”

- Bu yürüyüş Sosyalist Enternasyonal’de nasıl değerlendirildi?
İnanın dünyanın pek çok yerinden, onlarca farklı ülkeden siyasetçiler aradı. Neye ihtiyacımız olduğunu sordular. Bu yürüyüşün sadece Türkiye için değil dünyada hâlâ adaletsizlikle mücadele eden ülkeler için de çok büyük bir anlam ifade ettiğini söylediler. Daha da ilginci yurtdışından bu yürüyüşe katılmak istediğini söyleyenler var. Şimdi bütün Sosyalist Enternasyonal üyeleri adına Genel Sekreter Louis Ayala geliyor. Genel Başkan’la bir gün boyunca yürüyecek. Aynı zamanda SÖZCÜ’yü de ziyaret etmek istiyor.
- Onlara Türkiye’de muhalif medyanın bel kemiği olan SÖZCÜ’ye ve Cumhuriyet’e yapılan operasyonları ve ana muhalefet partisinin bir milletvekilinin tutuklanmasını nasıl anlatıyorsunuz?
Aslında anlatamıyoruz. Mesela Louis Ayala Şilili... Zamanında Pinochet’ye karşı devrimci mücadele yapmış, ülkesini terk etmek zorunda kalmış, sonunda da demokrasi adına, adalet adına mücadeleyle o diktatörü devirmişler. Yani bazı ülkelerde bunu biliyorlar. Diktatörlükle yönetilen, insan haklarının, basın özgürlüğünün olmadığı, insanların toplanma özgürlüklerine müdahale edilen ülkeler buna çok yabancı değil. Onlar açısından şu tablo çok şaşırtıcı: Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti özellikle Ortadoğu’da, İslam aleminde laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olarak hep rol model oldu. Şimdi Türkiye’nin muasır medeniyet yerine tek adam ve otoriter rejime dönüşmesine hakikaten çok şaşırıyorlar. Türkiye gibi bir ülkede, Atatürk’ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde böyle bir tehditle karşı karşıya gelinmesi gerçekten anlatılamıyor.

“SÖZCÜ REFERANSTI...”

- Bu diktatörlük tanımlaması iktidarı çok rahatsız ediyor. Hatta Cumhurbaşkanı OHAL’in uzatılmasına yönelik eleştirileri “Neyiniz eksik” diye yanıtlamıştı.
Bu noktada yine yurtdışında kendim tanıklık etmiş olduğum bir şeyi paylaşayım... Ben daha önce CHP’de Karma Parlamento Komisyonu sözcüsüydüm. Yani partinin hem Avrupa Birliği’nde hem Avrupa Parlamentosu’nda sözcülüğünü yaptım. Biz Balyoz’u, Ergenekon’u, Oda TV’yi, gazetecilere, öğrencilere yapılan haksızlıkları ve hukuksuzlukları anlatırken o zamanki AB’den sorumlu bakan da hep SÖZCÜ’yü ortaya koyuyordu. Diyordu ki; “Bakın işte muhalif basın var. Başka bir ülkede bir başbakan, bir iktidar bu kadar ağır eleştirilebilir mi?” SÖZCÜ’yü referans gösterip, beni yalanlamaya çalışıyordu. SÖZCÜ’ye atmak istedikleri çamurla aslında kendi kendilerini yalanladılar. OHAL bahane edilerek Türkiye’de ne kadar muhalif varsa pasifize edilmek isteniyor. Çamur atmaya çalışılıyor.

“EN BÜYÜK BEDELİ HALK ÖDÜYOR”

- Siz de kumpastan nasibinizi aldınız...
Doğru... Mücadele ettim ve kumpası ortaya çıkarttım. SÖZCÜ’yle ilgili şu var; işi bu kadar kontrolsüzce bir muhalefet operasyonuna getirdikleri zaman FETÖ’yle mücadele özünden de kopuyor. Mesela OHAL’i FETÖ’yle mücadeleden dolayı ilan etmişlerdi. Şu anda gelinen noktaya bakınca, iktidarın bütün yaptıkları, adaletsizlik ve haksızlıklar hep FETÖ’nün ekmeğine yağ sürüyor. İş amacından çıkıyor. Örnekler ortada... Ülkeler hep bu şekilde diktatörlüğe, otoriterliğe gidiyor ama şunu da görüyoruz hep o diktatörlükler, otoriter rejimler devriliyor. En büyük bedeli halk ödüyor.
- Amacına ulaştı mı peki?
Bunun sonucunda Türkiye’nin normalleşmesini bekliyoruz ama bu iktidarla mümkün değil. Şu anda Türkiye’de bu iktidarla sürdürülemez bir durum söz konusu. Türkiye’yi bekleyen gelecek de karanlık bir gelecek. İktidarın da bu sese kulak vermesi lazım.

‘Adalet Yürüyüşü fişektir yeni bir söz söylemek lazım’


- Biz hep erken seçim ihtimalinden söz ediyorduk. ‘Adalet Yürüyüşü’yle birlikte iktidar buna cesaret edebilir mi sizce?
Bu eylemin parti yönetimi ve partinin genel başkanı tarafından çok iyi yönetilmesi lazım. Adalet Yürüyüşü bir fişektir. Bu yürüyüş sonrasında CHP’nin yeni bir söz söylemesi lazım. Şunu hepimiz biliyoruz ki; AKP Türkiye’yi yönetemiyor. Yönetemediği için terör, yoksulluk, işsizlik, adaletsizlik, eşitsizlik, OHAL, darbe girişimi var. Tek başına iktidar olan bir parti ülkeyi sağlıklı bir şekilde yönetse, bu saydığım olumsuzluklarla Türkiye karşı karşıya kalmaz. Dolayısıyla bu tehditler sıradan tehditler değil. Bu tehditler neticesinde ülkelerin bekaları tehlike altına girebiliyor, parçalanabiliyor, iç savaş çıkabiliyor. İşte burnumuzun dibindeki Suriye, Irak. AKP bugün siyasi ömrünü tamamlamış, halka sadece korku veren bir partiden ibaret. Dolayısıyla ana muhalefet partisi olarak iktidar olmamız için aslında her şey mevcut şu anda. Bize düşen; kartalın zafer uçuşu gibi yeniden doğmaktır. Adalet Yürüyüşü CHP’yi iktidara taşımaz ama iyi yönetilip, arkasından yeni bir söz söylenirse bu gerçekleşir.