“Başkanlık sistemi konusunda kamuoyu araştırmaları yapılıyor mu? Çok merak diyoruz. Nedir durum?”
Tabii ki, çeşitli şirketler bazı araştırmalar yapıyor.
Bir kısım anketçiler “Durum başa baş” diyor.
İktidara yakın bir şirketin sahibi “Evet oyları yüzde 60’ı buldu” dedi. İşkembeden mi attı, bilmiyorum. Ona göre referandumda halk anayasa değişikliğini kolayca onaylayacakmış.
Rivayet muhtelif!
* * *
Şimdiye kadar sadece SONAR şirketinin yaptığı araştırma ciddi ve gerçekçi görünüyor.
SONAR Araştırma Şirketi’nin Başkanı Hakan Bayrakçı, başkanlık için “Çok zor” ifadesini kullanıyor.
Bayrakçı’ya göre şu anda “Hayır” oyları yüzde 50’nin üstünde...
Bayrakçı “15 Temmuz sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destekte önemli bir artış görüldü ama bu yüzde 50’yi aşan bir rakam değil” diyor.
AKP seçmeninin bir kısmının da Başkanlık Sistemi’ne karşı olduğu belirtiliyor.
“Ülkeye tekrar idam cezası getirilmesi” konusu bu yüzden ortaya atılmışa benziyor!
* * *
AKP seçmeni arasında idam cezasının yeniden yasalara konulmasını isteyen bir kesim var. Bunlar mitinglerde “İdam isteriz!” diye bağırıyor ya da bağırtılıyor!
Cumhurbaşkanı Erdoğan da “Meclis idam konusunda bir kanun çıkartsın, kanun önüme geldiğinde derhal imzalarım” diyor.
Erdoğan son konuşmalarından birinde “Meclis’in idam konusunu ele alacağını düşünüyorum” diyerek AKP’nin beklediği işareti verdi.
* * *
İdam cezasının referandumdan önce geri getirileceği anlaşılıyor.
O zaman idama karşı olan Avrupa Birliği’nin kurallarına uymayıp Avrupa’dan tamamen kopacağız ve tam anlamıyla bir Ortadoğu ülkesi olacağız ama buna aldırış eden kim?
İktidar partisine “Oylar gelsin de, nasıl gelirse gelsin!” düşüncesi hâkim.
Kamuoyunda idam cezasının yasalara yeniden konulması için bir talep doğduğu, AKP’nin hedefinin “başkanlık” ve “idam cezası”nı aynı anda oylatarak referandumda kazanmak olduğu belirtiliyor.
“Yargısız infaz gibi!”
Efendim, Adanalıların sevdiği bir Büyükşehir Belediye Başkanı var.
Ben uzun yıllardan beri Adana’ya gitmiyorum. Peki, nereden biliyorum o başkanın sevildiğini...
Okurlarım ve Adana’da yaşayan inandığım gazeteci dostlarım beni bilgisiz bırakmıyor da ondan...
Adana’nın MHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’den uzun bir mektup aldım. Mahkemedeki savunmasını anlatıyor. Tamamı bu sütuna sığmayacağı için özetle nakledeceğim.
İddiaya göre Hüseyin Sözlü, Ceyhan Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde bir “kilit taşı” ihalesine fesat karıştırmış, eksik bırakılan işe tam ödeme yapmış. Yargılanma sebebi bu ve savcı onun 19 yıla kadar hapsini istiyor!
Savunmasını yapan Sözlü “Savcının benim suç işlediğimi ispat etmesi gerekirken, benden suçsuzluğumu ispat etmem isteniyor. Kişiye bir suçu nerede, ne zaman, nasıl işlediğini göstermezseniz, o kişi kendisini nasıl savunacak?” diye soruyor.
Dava Adana 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. Sözlü:
“Üç dönem Ceyhan İlçe Belediye Başkanlığı yaptım. 2014 yılından itibaren de Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapıyorum. 18 yıldır alnımın akıyla sürdürdüğüm belediye başkanlığımda ilk defa görevimle ilgili olarak yargılanıyorum. Üstelik de, istesem bile görevim gereği işleyemeyeceğim, gerçekte olmayan bir suçtan dolayı!
Hukuk devletini Silivri’de katledenler, anlaşılan o ki, defin işlemini de Adana adliyesinde yapmak niyetindeler!
Atatürk Cumhuriyeti, Türk Hukuk Devleti, Türk milletinin engin feraseti, hukukun temel ilkelerinin çiğnenmesine, bir muhalefet partisinin belediye başkanının cezalandırılmasına izin vermeyecektir. Savcının istemi yargısız infaz gibi bir şey!” diyor.
TEBESSÜM
“Bir erkek çocuk”
Trabzon’da bir dükkânın çırağı hastalanıyor, tedavi için hastaneye gidiyor fakat doktor, ilaç filan para etmiyor.
Her işine koşan çırağının uzun süre işe gelemeyeceğini anlayan dükkân sahibi ne yapsın? Yeni bir çırak bulmak gerektiğini düşünerek vitrinin dışına şu ilanı yapıştırıyor:
“Bir erkek çocuk istiyoruz.”
Ertesi sabah dükkânı açmaya gelen adam ilanın altına şu satırların yazıldığını görüyor:
“Biz de...”
İmza: Yeni evliler.
GÜNÜN SÖZÜ
Ülkenin bugünkü hal-i pür
melalinde, ya ümitsizsiniz
ya da ümit sizsiniz!
