Senin anayasal bir hakkın var; Grev! Kullanabiliyor musun? Hayır! Kulak memesi gibi... Orada duruyor lakin pek bir işe yaramıyor! Ancak yemek tarifinde kullanılıyor.
Metal iş kolundaki sendikalarca alınan grev kararını Bakanlar Kurulu erteledi. Nitekim milli güvenliği bozucu nitelikteydi. Açıklamada öyle denildi!

* * *

Hem OHAL’de grev mi olur? Gerekirse kafana sopayı yiyip oturursun. Patronun ne kadar uygun görürse onunla idare etmeye mecbursun. Hatta patronun maaşını ödemezse yine de konuşamazsın. Anayasal hakkını kullanamazsın.
Hele bir sokaklara dökülüp çocuklarının ekmek parası için döktüğün alın terini savunmaya çalış. Terörist ilan edilir tutuklanırsın. Sana su veren itfaiyenin hortumunu keserler, tutuşup kalırsın!
Yıllardır İzmir Belediyesi dışında grev duymadım. Hayret ona nasıl izin verildi diye soracağım lakin sebebi malum! İzmir dedim ya... Hükümetin bakış açısı değişiyor anında...
Demek ki neymiş? Grev bir hak falan değilmiş! Biz, “kimsesizlerin kimsesiyiz” diye yola çıkmalarını tersten anlamışız. Rahatsız patronlar, yandaş sermaye, kredici işverenler için koyulmuşlar yola... Zira hiç vermediler mola...

* * *

Ya işçiler? Onlar oy verenler! Mitinglere otobüsle taşınıp İktidara yol verenler. Seçim arası önemsizler! İşçilere söz hakkı mı? Ekonomi zaten diken üzerindeyken, sen de vaz geç bu lüksten!
Üretim durmasın, düzen bozulmasın, kimse gıkını çıkarmasın, izin kullanmasın, mesaiye kalsın, tatil yapmasın hatta nefes bile alamasın. Sadece ağzına bir tutam bal çalındığında oyunu kullansın!

GREV SÖZCÜSÜ ERDOĞAN

Tarihe kısa bir yolculuk yapalım. Tam 16 yıl önceye göz atalım... Yıllardan 2002, aylardan Ocak...
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, ABD`nin etkin gazetelerinden New York Times`a; “Dünya değişti ve ben de artık başka bir insanım” demecini vermişti.

* * *

Verdiği bu demeçten 14 yıl önce, 1988’de Darphane işçilerinin grevinde, “Grev gözcüsü” gömleğini giymişti.
Mikrofonu eline almış; “Zulme son verene kadar haklı ve kararlı mücadelelerin yanında olmayı inancımız gereği görev telakki ederiz” demişti. İnsan onurundan, alın terinin kutsallığından bahsetmişti.

* * *

Ya şimdi? Aradan 15 yıl geçti. Gerçekten değiştiğini gösterdi!
Daha birkaç ay evvel; “Şimdi grev tehdidi olan yere biz OHAL’den istifade ile anında müdahale ediyoruz. Hayır, burada greve müsaade etmiyoruz! Bunun için kullanıyoruz biz OHAL’i” dedi vallahi!

* * *

Bugün madem grev yapmak terörle eş değer, Türkiye’nin güvenliğini ve ekonomiyi tehdit eder, OHAL veya Bakanlar Kurulu kararına da gerek kalmasın. Grev hakkı tamamen anayasadan çıkarılsın.
Hatta teklif edilemesin! Edilmesi dahi yasaklansın.
Hal böyleyken sendikalar kapatılsın. Boşuna aidat toplamasın. İşçi üç kuruş maaşı kaptırmasın. Sendika başkanı Mercedes’i ile hava atmasın!