KAMERA: Kubilay ALTUĞ

DURUŞMADAN NOTLAR...

Duruşma, kimlik tespitlerinin yapılmasının ardından TCDD 1. Bölge Müdürlüğü Halkalı 14. Demiryolu Bakım Müdürlüğü Demiryolu Bakım Müdürü sanık Turgut Kurt’a yönelik mahkeme heyetinin sorularıyla başladı.

Mahkeme heyeti, sanık Kurt’a sorunlu menfezlerin bakım programına alınma yetkisinin 'kimde olduğunu' sordu.

Sanık Kurt, yetkinin bölge müdüründe olduğunu belirterek, “Kazalı menfez yoktu. Yapılan kontrollerde mühendisler bir olumsuzluk görmemiş” diye yanıt verdi.

"BÜTÜN MENFEZLERİ KONTROL ETMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR"

Sanık Kurt’un avukatı Ersin Argus söz alarak, “Müvekkilimin bütün menfezleri kontrol etmesi mümkün değildir. Mahal listesinde bir eksiklik varsa bunu bölge müdürünün değiştirme yetkisi vardır. İlk duruşmada da söylediğim gibi TCDD bünyesinde olan menfez ve köprülerin yüzde 99’u uygun değil” diye konuştu.

HIRSIZLIK İDDİASI

Avukat beyanlarının ardından müştekiler dinlenmeye başlandı. Müştekilerden Coşkun Yıldız, kazadan sonra bir kadının 3-4 kez vagonlara girip çıktığını dile getirerek, “Kim olduğunu bilmediğim bir kadın vagonlara girip çıktı. Yaralıların eşyalarını çıkardı. Yanımda 3 ceset vardı. Yanımda ölmüş bir kadının da kulağından küpelerini aldı. Benim telefonumu almaya çalıştı. Engel oldum.” ifadelerini kullandı.

Kazada yaşamını yitiren Seyfi Erbil


“SİZİN HİÇ BU YAŞTA BABANIZ ÖLDÜ MÜ?”

Tren kazasında, babası TCDD 1.Bölge Müdürlüğü Çerkezköy Koruma Güvenlik görevlisi Seyfi Erbil’i kaybeden 11 yaşındaki müşteki Gülsüm Erbil de şikayetçi oldu. Erbil, mahkemede ağlayarak, "Babam beni babaannemlerin yanına köye götürmüştü. Ben evde yalnız kalmayım diye... Sonra o eve dönecekti ama bir daha hiç evimize gelmedi. Orada o sanıklar oturuyor rahat rahat biz neden ağlıyoruz? Biz her gün kardeşimle psikoloğa gidiyoruz. Sizin hiç bu yaşta babanız öldü mü? Benim babamı kim öldürdü?” diyerek gözyaşı döktü.

'HAKİM AMCAYA SORACAĞIZ DEDİLER'

Kızından sonra konuşan Saliha Erbil ise kızlarına babanızın kanını hakim amcaya emanet ettiğini söylemesi üzerine küçük kızların da mahkemeye gelmek istediklerini belirterek, "Kızlarım sürekli babalarını özlediklerini söylüyorlar. Ben de onlara babanızın kanını hakim amcaya emanet ettim dedim. Çocuklarım da bana hakim amcaya kendimiz soracağız dediler. Kendimiz geleceğiz dediler. Çocuklarım adına şikayetçiyim. Tepeden en alta kadar şikayetçiyim" diye konuştu.

Müdahil Remzi Güvenç ise "İki kızımı ve iki torunumu kaybettim. Hepsi toprağın altında. Davaya müdahil olmak istiyorum, şikayetçiyim" dedi. Daha sonra mahkeme heyeti iddianamede adı olmayan ve davaya müdahil olmak isteyenlere söz verdi.

'YETKİ BÖLGE MÜDÜRÜNDEDİR'

Sanıklardan  Turgut Kurt, duruşmadaki ifadesinde, menfezlerin bakım programlarına alınmasının bölge müdürü yetkisinde olduğunu söyledi. Mühendislerin sahada keşif çalışması yaptığını anlatan Kurt, "Mühendislik işlerinde, bize bağlı mühendisler hasar tespit çalışması yapar. Ona göre eksik ve kusurlu yerlere müdahale yapılır. Olayın gerçekleştirdiği yerde de mühendisler balast tutucuya gerek görmemişler" diye konuştu.

Sanık Özkan Polat da bakım müdürlüğüne bağlı mühendislerin keşif sonrası gerek gördüğü yerlere müdahale edildiğini dile getirdi.

Herhangi bir keşif çalışmasına katılmadığını söyleyen Celalettin Çabuk ise yapılan işlemlerin kendisini aştığını ve keşif çalışmalarında yer almadığını öne sürdü.

Avukat Can Atalay


“İTÜ, BÖYLE DOSYALARA SON ZAMANLARDA BÖYLE YANIT VERİR OLDU”

Üçüncü celsede teknik üniversitelerden bilirkişilik yapacak isim listesi isteyen mahkemeye yanıt gelmemişti.

Avukat Can Atalay, mahkemenin Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ), İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Eskişehir Teknik Üniversitesi ve Sakarya Üniversitesi'nden bilirkişilik yapacak personel istediğini belirterek duruma tepki gösterdi.

Avukat Atalay şunları söyledi;

*Sakarya ve Eskişehir'den yanıt geldi, Yıldız Teknik'ten hiç yanıt gelmedi fakat İstanbul Teknik'ten gelen cevapta bir gariplik vardı.

*Üniversite bu konuyla ilgili 'Bilirkişilik yapacak ehil personelimiz bulunmamaktadır' yanıtını verdi. Bu inanılır bir şey değil, mahkemeye gelen yanıttan da şunu anlıyoruz. İTÜ'de bunu yapabilecek 20'nin üzerinde akademisyen var ve üstüne de Raylı Sistemler Anabilim Dalı diye bir birimi de var. Bu nokta adalet açısından Türkiye'nin geldiği yer açısından önemli, kamu üniversitelerinin geldiği acı hali bize gösteriyor.

*Savcılık aşamasında olan dosya açısından da Ege üniversitesi benzer bir yanıt vermiş durumda. İstanbul Teknik Üniversitesi Milas’ta yaşanan maden işçisinin ölümüyle sonuçlanan bir olayla ilgili yargılamanın Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davaya benzer bir yanıt vermiş. İstanbul Teknik üniversitesi bu tür dosyalarda son zamanlarda böyle yanıtlar veriyor.

FOTO:SÖZCÜ


Çorlu Halk Eğitim Merkezi'nde görülen duruşmayı takip etmek için aileler de sabahın erken saatlerinde merkeze geldi.

DURUŞMA ÖNCESİ ADALET YÜRÜYÜŞÜ

Duruşma öncesi aileler kazada hayatını kaybedenlerin isimlerini ve yaşlarının okunduğu adalet yürüyüşü gerçekleştirdi.

"TEK İSTEDİĞİMİZ ADALET"

"Hak hukuk adalet kaza değil cinayet" sloganları eşliğinde duruşmanın yapılacağı binanın önünde toplanan aileler adına açıklamayı, faciada kızı Bihter Bilgin, kız kardeşleri Emel Duman ve Derya Kurtuluş'u kaybeden Zehra Bilgin yaptı.

Zehra Bilgin "Bugün 520 gün oldu. 520 gündür adalet bekliyoruz. Kimse korunmasın. Eğer bu ihmal zincirlerinde, en alt düzeyden en üst düzeye kadar kim varsa... Bir bakan da sorumluysa bakan da yargılansın müdür de yargılansın en alt düzeydeki eleman da yargılansın. Tek istediğimiz adalet." dedi.

Arda Sel'in annesi Mısra Öz, TCDD eski Genel Müdürü İsa Apaydın'ın da yargılanmasını istedi.


ARDA'NIN ANNESİ MISRA ÖZ: İSA APAYDIN YARGILANSIN

Katliamda yaşamını yitiren Arda Sel'in annesi Mısra Öz ise "Bilirkişilerle alakalı olarak henüz maalesef bir gelişme yok. Savcılık üniversitelere yazı gönderdi fakat üniversitelere henüz gelen bir cevap söz konusu değil. Bu nedenle biz istiyoruz ki artık hızlı bir şekilde objektif bir şekilde işini iyi yapan, birilerini saklamak değil de gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışan bilirkişiler bu dosyaya atansın. Gerçek sorumlular bu kazada, bu katliamda ihmali olan her şey ortaya çıksın istiyoruz." dedi.

Eylül ayında TCDD Genel Müdürlüğü koltuğundan alınan İsa Apaydın'la ilgili de konuşan Mısra Öz "Gerçek sorumlular yargılansın. İsa Apaydın'ın koltuğundan kaldırılmasını değil bu mahkemede bizim karşımızda olmasını talep ediyoruz. Birileri bizim sesimizi duysun." diye konuştu.

CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygün


"İLK GÜNDEN BERİ TAKİP EDİYORUZ"

Duruşmayı izleyen CHP Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygün ise şunları söyledi;

*8 temmuz akşamından beri ben bu davanın müdahillerindenim. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla o akşam görevlendirildim. Kazayı ilk günden beri takip ediyoruz. Devlet Demiryolları'na iş yapanların veya bağlantısı olanların burada bilirkişi atanmasının abes-i iştigal olduğunu ifade ettik. Avukatlarımızın girişimleri ve ailelerin de talepleri ile mahkeme heyeti de bilirkişinin değiştirilmesi konusunda doğru bir karar aldılar. Çünkü, benim bir ticari ilişkim varsa gönül bağım varsa o raporu hazırlarken ne kadar samimi olabilirim?

“PAMUKOVA KAZASINDAKİ BİLİRKİŞİYİ BURAYA ATADILAR”

Aygün, bilirkişilere dikkat çekerek, “2002 yılından bu yana baktığımızda AKP iktidarında 8 tane tren kazası olmuş. Bunlardan en önemlisi de Pamukova kazasıydı hatırlarsanız. O tren kazasındaki bilirkişinin buraya apar topar çok acil biçimde atanmasına biz anlam veremedik. Bilirkişilere baktığımızda ikisinin de devlet demiryollarındaki bir şirkette yönetim kurulunda olduğunu görüyoruz, diğeri de bakım ikmal hizmetleri veren şirketin danışmanlığını yapıyor. O zaman burada bir sıkıntı yok mu?” dedi.

“İNSANLARDA HİÇ Mİ VİCDAN YOK?”

Aygün sözlerini şöyle sürdürdü;

*Bu açıdan doğru bir karar verildi ve bilirkişi değiştirildi. Yeni bilirkişi heyeti ile doğru bir karar çıkacağından eminiz. Konuyu biz de defalarca mecliste gündeme getirdik, soru önergeleri verdik. Bakınız Ankara'daki yeni yüksek hızlı tren kazasında da sinyalizasyona gerek duymayan bir genel müdür vardı.

*Bu kadar keşmekeşlik olabilir mi? Bu sürecin takipçisi olacağız. Hak, hukuk, adelet yerini bulana kadar ailelerin yanında olmaya devam edeceğiz.

*İnsanlar da hiç mi vicdan yok hala o koltuklarda oturmaya devam ediyorlar? Özeleştiri yapacakları yerde maalesef alkışlanıyorlar. Bize burayı pazar yerine çevirdiniz diyorlar acaba o parlamenterlerin yakınları o kazada olsaydı o zaman da böyle mi yaparlardı?

SAVCI MÜTALAASINI VERDİ

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde, 25 kişinin öldüğü, 328 kişinin yaralandığı tren kazasıyla ilgili açılan davanın 3'üncü duruşmasında cumhuriyet savcısı, mütalaasını açıkladı.

Mağdur ve müştekilerin katılma taliplerinin kabulü, baroların katılma talebinin reddi, geçen duruşma müzekkere yazılan teknik üniversitelere yeniden müzekkere yazılarak bilirkişilik vasıflarına haiz akademik personel listesinin gönderilmesinin istenilmesi, tanıkların mahkeme huzurunda beyanlarının alınmasına yönelik taleplerin reddi, tanık Mümin Karasu için yazılan talimatın dönüşünün beklenilmesi, müşteki Coşkun Yıldız'ın beyanında belirttiği 'hırsızlık' suçu açısından Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulması, atılı suçun katalog suçlardan olmayışı, sanıkların duruşmayı takip etmeleri, kaçma şüpheleri bulunmaması nedeniyle sanıkların tutuklanmaları yönündeki talebin reddi, adli kontrol tedbirlerinin aynen devamı ve bilirkişi heyetinin kesinleşmesinin ardından olay mahallinde bilirkişilerce keşif yapılması talep edildi.

URUŞMA ERTELENDİ

Savcının mütalaasını vermesinin ardından verilen aradan sonra mahkeme heyeti aldığı kararları açıkladı. Mahkeme, Kocaeli ve Aydın barolarının davaya müdahil olma taleplerinin reddine, tanık Tevfik Baran'ın ifadesinin alınması için İstanbul Anadolu Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazılan yazının işlemsiz iade edilmesine, tanık Mümin Karasu hakkında yazılan talimatın iade edilerek tanığın dinlenmesinden vazgeçilmesine, müşteki Coşkun Yıldız'ın hırsızlık iddiaları mahkemece ciddi görüldüğünden olay tarihindeki hırsızlık eyleminin faili için yasal gereğin ifası için Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına, sanıkların tutuklanma taleplerinin reddine, AFAD İl Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak tren kazasıyla ilgili olarak ilk ihbarın geldiği 17.27 ile harekat saati olarak bildirilen 18.01 arasında ne gibi hazırlık çalışmalarının yapıldığının bildirilmesine, İl Sağlık Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak kazanın ilk bildirildiği saat olarak belirtilen 17.17'den sonra ne gibi hazırlık çalışmaları yapıldığı ekiplerin çıkış ve kaza mahalline varış saatlerinin ne olduğu, kaza sonrası yapılan yaralı sevklerinin nereye ve ne şekilde yapıldığı hususlarının bildirilmesine, TCDD'nin acil durum yönergeleri kapsamında ne gibi işlemlerinin yapıldığının istenmesine, TCDD'ye müzekkere yazılarak Uzunköprü-Halkalı hattının kaza tarihi öncesinde kapatılıp kapatılmadığı, kapatıldıysa hangi tarihte hangi sebeple kapatıldığını, kapatılmadıysa hangi tren seferlerinin yapıldığı hususunun sorulmasına yine TCDD'ye müzekkere yazılarak yol kontrol bekçiliği unvanının devam edip etmediği belirtilen kadroya yeni alım yapılıp yapılmadığı, belirtilen kadroların lav edilip edilmediği, lav edildiyse hangi tarihte hangi makam tarafından lav edildiği, yol kontrol bekçiliğine alım için sırasıyla 1'nci Bölge Müdürlüğü, 14'üncü Yol Onarım Bakım Müdürlüğü tarafından Genel Müdürlüğe son 20 yıl içerisinde müracaat olup olmadığı hususlarının istenmesine, keşif hususunun bilirkişiler belirlendikten sonra değerlendirilmesine, sanıklar Turgut Kurt, Özkan Polat ve Çetin Yıldırım hakkında verilen adli kontrol tedbirlerinin devamına hükmetti. Duruşma 21 Nisan 2020 tarihine ertelendi.

'DAVAMIZI CİDDİYE ALIYORUZ'

Duruşmanın ardından aileler adına açıklama yapan kazada oğlu Oğuz Arda Sel ve eşi Hakan Sel'i kaybeden Mısra Öz, duygularını şöyle açıkladı:

"Bu süreçler bizim için çok zor süreçler, her defasında acımızı en başından yaşıyoruz. Gördüğünüz gibi burada en ufacık Kemal'imiz yanımızda bugün 10 yaşında ufacık kızımız sinir krizleri geçiriyor. Babam nerede diye. Siz bu yaşta babasız kaldınız mı diye soruyor. Siz bu yaşta evlatsız kaldınız mı? Siz bu yaşta bizim gibi kucağınız boş kaldı mı? Çok üzgünüz. 520 gündür bir arpa boyu yol aldığımızı düşünmüyorum. Herkes koltuğunda maaşını alıyor, yoluna devam ediyor. Birileri koltuklarından alınmış gibi gösterilip arka planda hayatına devam ediyor. Meclise kadar sorularımızı yöneltip bakana soruyoruz ki 25 canın hesabı ne olacak? Çorlu tren katliamından kim sorumlu diyoruz. Bizi ciddiye alan yok. Ama biz davamızı ciddiye alıyoruz, 25 kişi bizim ruhumuzda yaşıyor. Biz bunun hesabını öbür tarafta soracağız o ayrı ama adalet bu ülke de birileri için geldiğinde onlar bizim karşımızda nereye saklanacaklarını düşünecekler. Onlar kafalarını kuma gömerek yaşıyorlar. Bu hakaret değil, Türkiye'nin gerçeğidir. Birileri de bu kumun üstüne örterek onları koruduğunu zannediyor. Bazıları tarihe cesaretle, yüreklilikle yazılacak. Bazıları da bu katliamın yaratıcısı olduğu için 25 insanı öldürüp bu kadar insanı yaralayıp bizlere bu kadar acı çektirip vicdansızlıkla tarihe yazılacaktır."

Kazada eşi Derya 6 aylık bebeği Beren Kurtuluş'u kaybeden Melih Kurtuluş'un avukatı Yunus Tuğlu ise "Tren kazasının 3'üncü duruşması yapıldı. Duruşma sonunda bilirkişi oluşturulmak için çalışmalara devam ediliyor. Biz talebimizde biran önce bilirkişilerin tespit edilerek olay mahallinde keşif yapılması ve asıl sorumluların tespit edilmesini bekliyorduk. Fakat bilirkişiler gerek üniversitelerin ipe un sermelerini bilirkişi listelerini yeterli bir şekilde görmemesi, gerekse mahkemenin gelen bilirkişi listelerini yeterli görmemesi sebebiyle bilirkişi tespiti yapılamadı. Bu nedenle duruşma uzatıldı, Nisan ayına bırakıldı. O duruşmada bilirkişi tespiti yapılarak olay yerini keşfi bekliyoruz" diye konuştu.

FOTO:AA - Kazada 25 kişi can vermişti...


NE OLMUŞTU?

Edirne'nin Uzunköprü ilçesinden İstanbul Halkalı'ya gitmek üzere hareket eden, 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu yolcu treni, 8 Temmuz 2018'de Tekirdağ'ın Çorlu ilçesi Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıkarak, devrilmişti.

Kazada 7'si çocuk, 25 kişi yaşamını yitirmiş, 328 kişi de yaralanmıştı.

Kazaya ilişkin Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, kazanın meydana gelmesinde asıl kusurlu bulunan;

TCDD 1'inci Bölge Müdürlüğü Halkalı 14'üncü Demiryolu Bakım Müdürlüğü'nde Demiryolu Bakım Müdürü olarak görev yapan Turgut Kurt,
Çerkezköy Yol Bakım Şefliği'nde Yol Bakım ve Onarım Şefi olan Özkan Polat,
Yol Bakım Şefliği'nde Hat Bakım ve Onarım Memuru olarak görevli Celaleddin Çabuk ile
TCDD bünyesinde çalışan ve mayıs ayındaki yıllık umumi muayene raporunda imzası bulunan Köprüler Şefi Çetin Yıldırım hakkında 'taksirli ölüme ve yaralanmaya neden olmak suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası isteniyor.

25 CAN...

Tren kazasında hayatını kaybeden 25 kişinin isimleri şunlar; Ersen Gül, Serhat Şahin, Melek Tuna, Ayşe Başaran, Ergün Kerpiç, Hakan Sel, Oğuz Arsa Sel, Özge Nur Dikmen, Gülce Dikmen, Sena Köse, İrfan Kurt, Mavinur Tiflizden, Bahar Koçman, Yağmur Laçin, Özcan Cesur, Derya Kurtuluş, Beren Kurtuluş, Emel Duman, Bihter Bilgin, Ömer Alperen Can, Seyfi Erbil, Zübeyde Seven, Gani Kartal, Rubize Kartal, Fethiye Yıldız

KAZA SONRASI NELER OLDU?

9 Temmuz 2018: Tren kazası sonrası 2'si makinist 5 görevli ifadeye çağrıldı.

8 Ekim 2018: Bilirkişi heyeti raporu savcılığa sunuldu.

16 Kasım 2018: Aileler, avukatları aracılığıyla bilirkişi raporuna itiraz etti.

23 Kasım 2018: Çorlu'daki tren kazasının tren içi ve dışı kameralarına ait görüntüleri ortaya çıktı.

28 Şubat 2019: Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı; siyasetçiler, bürokratlar, TCDD'nin üst yönetimi yer alan kişiler hakkında da kovuşturmaya yer olmadığını karar verdi.

Makinistlere takipsizlik kararı verilirken, 4 kişi hakkında iddianame hazırlanmasını kararlaştırdı

12 Mart 2019: TCDD Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu tarafından hazırlanan raporda, facianın yedi nedeni açıklandı.

19 Nisan 2019: Çorlu tren kazasında hayatını kaybedenlerin yakınları Çorlu Adliyesi önünde "adalet nöbeti" başlattı.

25 Nisan 2019: Çorlu 2. Sulh Ceza Hâkimliği, siyasetçiler, bürokratlar, TCDD'nin üst yönetimi hakkında “kovuşturmaya yer yok” verilen kararın delillere uygun olarak verildiğini belirterek yapılan itirazı reddetti.

30 Mayıs 2019: Hayatını kaybeden 25 kişinin yakınları ve yaralananlar, dosyada gerçeğe aykırı rapor hazırlayan bilirkişiler hakkında İstanbul Anadolu Adliyesi savcılığına suç duyurusunda bulundu.

12 Haziran 2019: Çorlu tren kazası ailelerinin Anayasa Mahkemesi önünde yapmak istedikleri basın açıklamasına polis müdahale etti.

3 Temmuz 2019: Çorlu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan mahkeme için küçük bir salon seçilmesi sonucu bazı aileler dışarıda kaldı ve içeri girmelerine izin verilmedi. Protestolardan sonra mahkeme heyeti davadan çekildi.
Çekilme kararı Çorlu 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kaldırıldı.

11 Eylül 2019: Davanın 3'üncü duruşmasında; mahkeme, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Eskişehir Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi’nden yeni bilirkişi oluşturulmasına,
TCDD Taşımacılık A.Ş Genel Müdürlüğü ve Tekirdağ Barosu’nun suçtan zarar görmediği gerekçesiyle katılma talebinin reddine,
TCDD 1. Bölge Müdürlüğü Demiryolu Bakım Servis Müdürlüğü’nde Servis Müdürü Vekili olarak görev yapan Mümin Karasu ile Tevfik Baran ve Levent Kaytan’ın tanık olarak dinlenmesine,
sanık Turgut Kurt’un yeniden adli kontrol şartı altına alınmasına
diğer sanıklardan Çetin Yıldırım ve Özkan Polat hakkındaki adli kontrolün devamına ve
Celalettin Çabuk hakkındaki adli kontrolün kaldırılmasına,
suç duyurusunun delillerin toplanmasının ardından değerlendirilmesine karar vermişti.