Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çin’le 50 milyon doz korona aşısı için sözleşme yapıldığını, ilk partinin 10 milyon doz olacağını açıkladı. Bu iyi tabii ki...

Bakan’ın ifadesine göre, 11 Aralık Cuma gününden itibaren vatandaşlara korona aşısı yapılmaya başlanacak. Öncelik sağlık çalışanlarının...

Aşı işleminin bir an önce başlamasında büyük fayda var tabii ki... Her yanı saran habis salgının başka türlü önlenmesine imkân yok.

Fakat... Ülkede güvensizlik had safhada!

Toplumda “Çin aşısı” aleyhine garip bir tepki oluşuyor! “Neden Çin?” diye soruyorlar.

Çin’den gelen malların çoğunun “çakma” olduğu bilindiği için insanlar “Ya bu Çin aşısı da çakma çıkarsa?” diye kuşkulanıyor.

★★★

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Çin aşısı konusunda güvence veriyor ama toplum ona da tereddütle bakıyor.

Kararsızlığın sebebi malûm... Koronavirüs salgınında bugüne kadar gerçek rakamların halktan saklanması!

Bu durumda insanlarımız kuşku duymasınlar da ne yapsınlar?

Ulusça paranoyak (aşırı endişeli ve kuruntulu, hasta ruhlu) olduk. Artık her şeye kuşku ile bakıyoruz.

“Aşı faydalı olacak mı?”

“Yan etkileri ne olacak?”

“Yan etkiler organlarımıza zarar verecek mi, ya da ne kadar verecek?” vs.

Bu korkuların çoğu yersiz ama “Hayatta ne ekerseniz onu biçiyorsunuz!”

Salgın patladıktan sonra millete hep yanlış bilgiler verildi. Bunun sonucu endişe ve kuşkular doğdu, büyüdü, derinleşti!

Peki, topluma nasıl güven gelir?

Gazeteci dostumuz, Korkusuz Gazetesi yazarı Ahmet Takan’ın geçen hafta, herkesten önce yaptığı ilginç öneriyi gerçekçi buldum. Alttaki bölümde okuyalım...

Siyasilere canlı yayında “Çin aşısı” yapılsın!


Salgının en acımasız zamanındayız...

Aşı umut oldu...

Sağlık Bakanlığı bize “Çin aşısını” uygun gördü.

Birçok bilim adamımız Çin aşısını “Dünyada yıllardır denenen klasik metotlarla üretilen ve yan etkilerinin diğerlerine göre en az olduğu düşünülen bir aşı” diye tarif ediyor.

Ben kendi hesabıma (Sağlık Bakanı’na tereddütle baksam da) bilim adamlarına inanıyorum. Ancak... Bu konuda önemli olan, halkımıza güven vermek...

İlk defa meslektaşımız Ahmet Takan’ın ortaya attığı öneri şöyle:

“Çin aşılarını herkesten önce Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Meclis Başkanı Mustafa Şentop, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, MİT Başkanı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanı Mevlût Çavuşoğlu’na -ekranların önünde, canlı yayında, hem de orijinal aşı tüplerinin içinden şırıngayla çekilip kola vurulurken en yakın çekimde- yapılırsa çok ikna edici olur.”

Ahmet Takan’a hak veriyorum. Güvenini kaybeden toplumumuza güven ancak böyle geri gelir!

TEBESSÜM

Bilene aşk olsun!


Temel bu... Hep garip şeylerle uğraşır... Arkadaşlarıyla bir sohbet sırasında “Benim soracağım bilmeceyi dünyada kimse bilemez!” diye iddia edince “Hadi sor bakalım” demişler. Temel bilmeceye başlamış:

“Kafestedur... Sarıdır... Öter!”

Arkadaşı hemen cevabı yapıştırmış:

“Kanarya!”

Temel gülmüş:

“Hah ha! Bilemedun, koronadır!”

“Ama kafeste dedin yahu... Kafeste korona nasıl olur?”

“Ben koydum daa...”

“Ama sarı dedin...”

“Boyadım daa...”

Adam başını kaşımış:

“Yahu korona öter mi?”

“Bilmecedur daa... Onu da şaşırasın diye ben söyledum.”

GÜNÜN SÖZÜ


Salgından kurtuluşu, annesinin memesini bekleyen bebek gibi özledik