Ulusal, toplumsal, siyasal ve ekonomik sorunlar birbirine eklenip artarak sürüyor. Kötülükler ve çekilen güçlükler, iktidarın gerçekleri yadsıyıp abartılarla savunmaya geçmesi, borç ve birikim düzeylerine ilişkin görüşler, ölçüsüz ve sınırsız harcamalar, Cumhurbaşkanlığı “tahsisat-ı mesture”si ayrı, siyasal kaynaklı kadro kalabalığı ve karmaşasıyla halkın çektiği sıkıntılarla her gün eklenen değişik sorunlar, siyasal ayrımcılık, değişik aykırılıklarla sürdürülen partizan çirkinlikler giderek ağırlaşıyor. Menzilciler Tarikatı’nın etkinliğinde ve egemenliğinde olduğu söylenen Ankara ile özel yerleşim alanları olduğu söylentileri yayılan Sivrihisar yapılanması, düşünceleri ağırlaştırıyor. Birçok Bakanlıkta yoğunluğu tartışılan tarikatla iktidarın bağlantılarına ilişkin yakınmalar yaygın.

Biçimsel yapısı süren parlamenter düzen, kişisel egemenlikle iyice gölge altında kaldı. Muhalefetin güçlü biçimde savunduğu Cumhuriyet’in temel yapısı iktidarın aldırışsızlığıyla bozuldu. Tarikatların cirit attığı söylenen ülkemizde hukukun etkinliği de azaldı.

Atatürk ve İnönü’den sonra AKP’li partizan yöneticilerin uyumaya alıştırdığı toplum, devingenlikten tembelliğe kaydırılma oyunlarıyla ağırlığını yitirince, kişisel egemenlik kurmaya çalışan yöneticilerin elinde ve dilinde ötelendi. İstediği gibi davranmakta sakınca germeyen yöneticiler rejimin karakterini bozdu. Ayyuka çıkan partizanlık, CHP’li belediyelere karşı engelleyici iktidar işlemleriyle boyutlarını artırdı.

Buyruğundaki valilerle muhalefete karşı olumsuz işlemler yürüten iktidarın aykırılıklar içeren tutumu demokrasimizde yeni yaraların açılmasıdır. Önemli büyük kentlerimizde belediye başkanlıklarını yitirmeyi içlerine sindirememişler, çıkardıkları güçlüklerle belediyeleri başarısız göstermeyi yöntem edinmişlerdir. Bir tür siyasal kindarlık açmazları içindedirler. Düzenledikleri açılışlarda, törenlerde, etkinliklerde yaptıkları ayrımcı konuşmalarda hep bu tutum izlenmektedir. Toplumsal barış, ulusal dayanışmanın kaynağı ve temelidir. Ulusal yapı, en değerli varlığımızdır. Bunları hiçe sayarak, gözardı ederek yaşamı karatmanın hiçbir anlamı yoktur ve bu tür tutum ve davranışlardan yarar ummanın getireceği sakınca çoktur.