Geçtiğimiz hafta TBMM’de bütçesi görüşülen kurumlardan biri de Sayıştay’dı. Kamudaki milyarlarca liralık yolsuzluğu, “yolsuzluk” demeden ortaya çıkaran Sayıştay, komisyonda yer yer takdir görse de daha çok eleştirildi. Özellikle raporların incelmesi, açık usulsüzlüklere karşın, birçok aykırılığın “denetim görüşünü etkilemeyecek” nitelikte anıldığı vurgulandı.

Merak edilen konuların başında Sayıştay’ın yargılama faaliyeti geliyordu. Özellikle de yargılama usulü ile yargılama sonuçlarının, raporların neden kamuoyuna açıklanmadığı.

Sayıştay Başkanı Metin Yener, oturum sonunda sorulara cevap verdi.

(Bu göreve haziranda seçilen Yener’in, Boks Federasyonu ile TTNET yönetimlerinde yer aldığını, çift maaş aldığını CHP’li Deniz Yavuzyılmaz kamuoyuyla paylaşmıştı.)



4204 DOSYA

Yener’in verdiği bilgiye göre Sayıştay dairelerinin verdiği hükümler aleyhine Temyiz Kurulu’na yapılan başvurular ve dosya sayıları şöyle:

2020 yılından devreden: 2526 dosya

2021’de gelen: 1678 dosya

Toplam: 4204 dosya.

Bu dosyaların 1540’ı temyizen incelenerek hükme bağlanmış.

2664 dosya ise halihazırda görülüyor...

Önemli bilgiler...

Bu verileri duyan birinin aklına hemen “Peki bu kadar yolsuzluk dosyası yargılandı da biz neden duymadık” sorusu, mutlaka gelecektir. Nitekim Plan Bütçe Komisyonu’nda da bu soru gündeme geldi.

Sayıştay Başkanı Yener, bu önemli soruya uzun bir cevap verdi, vermesine ama derde derman olacak türde değildi..

Nasıl derseniz...

Başkan Yener, Sayıştay Kanunu’nun ilgili maddesini hatırlattı. 48. Madde’ye göre denetim sırasında kamu zararı saptanırsa, sorumluların savunmaları alınarak iddianame niteliğinde yargılamaya esas rapor düzenleniyor.

Bu raporlar Sayıştay’ın hesap dairelerine gönderiliyor. Hesap yargılaması yapıldıktan sonra iki seçenek mevcut: Ya yapılan iş yasaya uygun. Ya da kamu zararı gerçekten var. Kamu zararı varsa da sorumlulardan tazmin edilmesine karar veriliyor. İşte bu kararlar, sorumluluğun bağlı olduğu kamu idaresine ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’na Sayıştay Başsavcılığı’na bildiriliyor.

Sayıştay ilamı (kararı) kesinleştikten sonra 90 gün içinde yerine getirilmek zorunda. Bundan da kamu kurumunun üst düzey yöneticisi sorumlu.

Sayıştay mahkemelerinin verdiği kararlara karşı yapılan temyiz başvuruları da Sayıştay Temyiz Kurulu’nda görüşülerek kesin hükme bağlanıyor.

MECLİS’LE BİLE PAYLAŞILMIYOR

Sonra ne mi oluyor?

Yine Sayıştay Başkanı Yener’in verdiği bilgiye göre,

“Bu süreçlerin tamamı yargısal süreçler olduğundan iddianamede mahiyetindeki yargılamaya esas raporlar, yargısal süreç çerçevesinde işlem görmekte, mevzuat gereğince TBMM’ye sunulmamakta ve kamuoyuyla paylaşılmamaktadır.”

Peki o zaman nerede kalıyor TBMM yani millet adına, halk adına yapılan denetimin anlamı?

Hangi kamu görevlisinden ne kadar zarar tahsil edildiğini bilmek o zararı vergi olarak ödeyen bütün vatandaşların hakkı değil mi?

Milletvekilinin “amiri” (!)


Milletvekilinin otomobili TBMM’ye girerken aranabilir mi?

Aranırsa ne olur? Rejimin karakterini de yansıtan bu sorular 2022 bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda tartışıldı. CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, kendi otomobilini kullanarak TBMM Çankaya kapısından girerken barikatla durduğunu, aracının üzerinde tanıtma kartı bulunduğunu, yanı sıra ön camı da açmasına karşın, görevlilerin en az 15 dakika boyunca “Meclis Başkanı’nın talimatı var” diyerek bagajı aramak istediklerini aktardı. Aratmama konusunda kararlılık gösterince bir görevlinin “Amirime telefon edeyim” diyerek kendisinin adını söylediğini karşıdaki “amir”in de “Geçsin” deyince geçebildiğini aktardı.

Abdüllatif Şener


Şener, bir milletvekili arkadaşının aynı durumu yaşadığını kendisine aktardığını “Arabanı arattırdın mı” diye sorunca “Başka çarem kalmamıştı” cevabını aldığını anlattı... Milletvekili arkadaşına “yanlış yapmışsın” dediğini de aktaran Şener, şöyle dedi:

“Milletvekilinin prensip olarak kendisini aratmaması gerekir. Üstelik Meclis’in girişindeki görevliler sizi milletvekili olarak ararsa, amiriniz onlar olur.”


Akkuyu’daki trafo patlaması


Akkuyu Nükleer Güç Santrali inşaat sahasında, trafo patlaması meydana geldi. Çıkan yangın kısa sürede söndürüldü. Ama tetikte bekleyen korkunun alevlenmesine engel olmadı. Akkuyu reaktörlerini Rusya’nın devlet şirketi Titan2 ile IC İçtaş A.Ş. yapıyor. IC İçtaş’a, açıklama yapıp yapmayacakları sorumu ilettim. Aldığım cevap, “açıklamanın Akkuyu A.Ş.’den geleceği” yönündeydi. Okuduğunuz yazı yayına giderken, açıklama hâlâ gelmemişti. Toplumun can güvenliğiyle ilgili bu kadar tehlikeli bir olayla ilgili açıklamayı akşam saatlerine ya da ertesi güne bırakmak nedir?

İşimiz gerçekten çok zor.