SÖZCÜ’de, 15 Ocak günü bu köşede kaleme aldığım “CHP’li 3 vekil, İnce’ye katılacak” başlıklı yazımda, olacakları sevgili okurlarıma haber vermiştim.

CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy ve Yalova Milletvekili Özcan Özel’in 10 Aralık 2020’de partiye uyarı mektubu sunduğunu ve yanıt gelmediği takdirde istifa edip Muharrem İnce’nin Memleket Hareketi’ne katılacağını belirtmiştim.

28 Ocak’ta da krizin cuma gününe ötelendiğini aktarmıştım.

Dediğim gibi oldu.

CHP’li üç milletvekili TBMM’de ortak açıklama yaparak istifa etti.

İktidar yanlısı medya tarafından saniyesi saniyesine canlı yayınlanan bu ayrılık, saray operasyonu diye yorumlandı.

Çelebi: İnce ile görüşüyoruz


İzmir Milletvekili Çelebi, saray operasyonu suçlamasına, yerel seçimden önce adaylıklarına itiraz ettiği Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz’un FETÖ’den ve Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy’un yolsuzluktan tutuklandığını hatırlatarak yanıt veriyor.

Bu bir saray operasyonu mu?

Bize “Sarayın adamı” diyenler kalıbının adamı olsun. Öyle bir şey olabilir mi! AKP- FETÖ ortaklığından ötürü biz yıllarca cezaevinde kalacağız ama sizi eleştirince sarayın adamı olacağız. Saray operasyonu diyenler Urla ve Menemen’e baksın. İtiraz eden bendim. İki sene sonrasını gördüm. Şimdi de iki sene sonrasını görüyoruz. Bu politikalarla cumhurbaşkanlığı seçimi kazanılamaz.

İktidar basının büyük ilgisi var.

Silivri’de savunmamızı yaparken, yanımızda ne basın vardı, ne bir şey. Onların ilgisi haklılığımı ortadan kaldırır mı? Bizi bu noktaya getirenler ilgiyi ortaya çıkardı.

Böyle bir suçlama bekliyor muydunuz?

Hiç beklemiyorduk. Çünkü iki senelik bir sürecin üstüne bir mektup var. Mektubun içeriğiyle ilgili beyanat var. O zaman yapılmayan bu eleştirinin biz gittiğimizde yapılması çirkindir. Mektubumuza en çok üzülen AKP’dir. Çünkü mektubun gereği yapılsa AKP iktidarda kalamaz.

Bundan sonra ne yapacaksınız?

O mektuptaki ilkelere dair bir siyasi oluşum yaratabilirsek, bu Memleket Hareketi de olabilir, içeride başaramadığımızı kendimiz kurabiliriz. İnce ile görüşüyoruz.

Neden kalıp mücadele etmediniz?

Bize karşı yok sayma ve tuzluk muamelesi var. Gelecek Partisi’nin kaç vekili var? Sıfır. DEVA’nın? Bir. Nasıl karşılandılar? Biz üç vekiliz, mektup yazıyoruz, sözlü bile dönülmüyor. Bu kabul edilebilir değil.

Mengü: Kavga içeride verilmeli


Vekillerin istifasıyla aynı gün CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş, eski MYK üyesi Şahin Mengü ve akademisyen Suay Kahraman tarafından CHP Ulusal Birlik Kadro Hareketi adına açıklama yapıldı.

Çelebi ve iki arkadaşı ile aynı tezleri savundukları halde neden ayrılmadıklarını Şahin Mengü’ye sordum. Mengü, “Ben CHP’li olarak öleceğim de ondan” diyor.

Bu harekete nasıl bakıyorsunuz?

Çelebi, bizle aynı düşünceyi paylaşıyor. Partide konuşma kanalları kapatıldı. Eskiden kapalı grup toplantıları vardı. Bu toplantılar başkanların şov yaptığı değil, milletvekillerinin sorunları tartıştığı ortamdı. CHP sıkıntılardan kurtulmak istiyorsa bu toplantıları tekrar ihdas etmeli.

Memleket Hareketi’ne nasıl bakıyorsunuz?

Hiç samimi bulmuyorum. Kavganın içeride verilmesinden yanayım. Partide ona destek verecek insan sayısı yüzde 1’i geçmez. Ben yüzde 1’e de inanmıyorum.

CHP’liler kalır yani.

Sandığa gitmeyebilirler. Benim korkum, İYİ Parti’ye oy verirler, biz ana muhalefeti kaybederiz.

Nevşehir’deki istifayı görmediler

Aynı gün AK Partili Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, hem partisinden, hem de görevinden istifa etti.

Eski Başkan Hasan Ünver de metal yorgunluk gerekçesiyle el çektirilmişti.

Arı ise koltukta ancak 21 ay kalabildi.

İki iddia var:

İlki;
yolsuzların üzerine gittiği söyleniyor. İçişleri Bakanlığı bu iddiayı reddediyor.

İkincisi;
Arı’nın özel hayatı.

Arı, açıklamasında, 83 milyon TL’lik borcu 50 milyona indirdiğini, kentsel dönüşüm yaptığını, fabrika kurduğunu söylüyor.

Peki, bu kadar ‘başarılı’ iken neden istifa etmiş?

Arı şunları söylüyor: “18 aydır yumuşak yatakta yatmadım. Sürekli bu tempoyla çalışırsanız fiziğiniz artık bunu kaldıramayacak hale geliyor. Bir iki doktora gözüktüm, toparlayamadım.”

Salondan biri, ne sorunu olduğunu soruyor.

Arı, imalı şekilde “Psikolojik” diyor.

Arı, Erdoğan’ın emrinde ve izinde, ayrıca davasına sadık olduğunu ancak kendisine destek veren ilçe başkanının tehdit edildiğini anlatıyor.

Ümit Özdağ
’ın İyi Parti’den ayrılığı haftalarca konuşulurken, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifası yazılamıyor bile...

CHP’li üç vekilin ayrılığı canlı yayınlanırken, Arı’nın istifası yok sayılıyor.

İstifa...

CHP ve İYİ Parti’de yaşanırsa deprem, AK Parti’de meydana gelirse metal yorgunluk ve affını istemek oluyor.