Yüksek Askeri Şura (YAŞ), 1 Ağustos 2020’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında 1.5 saat süren toplantı sonucu üst rütbeye terfi edecekleri, emekliye sevk edilecekleri, görev süresi uzatılan komutanları belirledi. Açıklama yapıldı. Ama açıklanmayan çok şey vardı.

YAŞ kararlarının üzerinden bir hafta geçmişti. Yürüyüş yaparken yanıma yaklaşan bir kişi, “600’den fazla albayı emekliye sevk ettiler, basın bunları niçin yazmıyor?” diye sordu. 600’den fazla albayın emekli edilmiş olacağına açıkçası inanmadım. Ama bu konuyu araştırmamazlık da yapmadım. Genelkurmay, bu konuda açıklama yapmıyordu. Açıkçası biraz da çekinerek haberi yazdım. Böyle bir olay ilk kez yaşandığı için kaynak gösterilerek haberim birçok basında yayımlandı.

KONU MECLİS’TE

Saadet Partisi Milletvekili Abdulkadir Karaduman ve dönemin CHP Milletvekili Mehmet Ali Çelebi, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın cevaplandırması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sundukları soru önergesinin konusu 2020 YAŞ kararlarıyla 600 den fazla albayın emekli edilmesiyle ilgiliydi.

Önergelerinde bir de endişeye yer veriyorlardı: “Önceki yıllarda emekliye sevk edilen albay sayısının beş katından fazlası emekli edildi. Bu, hayatın normal akışına aykırı. Emekliye sevk edilenler, tugay komutanlığı, tugay komutan yardımcılığı, kurmay başkanı, Özel Kuvvetler mensubu pilot ve Harekat Başkanlığı gibi kritik görevlerde bulunuyordu.” Milletvekilleri, “TSK tarafından mümtaz görülen bu personelin, süreleri dolmamasına rağmen emekli edilmeleri YAŞ kriterleri ve TSK kriterleriyle örtüşmüyor” yorumunu yaptılar.

AKAR NE DİYOR?

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın cevabı arasında 624 albayın emekliye sevk edildiği belirtiliyor, sorulara şu karşılık veriliyordu:

“Yüksek Askeri Şura toplantısında her bir personel hakkında güvenlik, sicil, taktir, taltif, başarı durumları, adli ve idari cezaları, liyakat durumu ve ilgili kuvvet komutanlarının hizmet ihtiyacına ilişkin değerlendirmelerine göre terfi, uzatma ve emeklilik kararı verilmektedir.

Bu kapsamda 2020 yılında TSK’nın kadro ve ihtiyacı dikkate alınarak 926 sayılı TSK Personel Kanunu’nun 41, 50 ve 54’üncü maddeleri çerçevesinde kadrosuzluk nedeniyle emekliliğe sevk işlemleri yapılmış olup, emekliliğe sevk edilen personelin özlük işlemleri ilgili sosyal güvenlik mevzuatına göre yürütülmektedir.” 

Milletvekilleri, toplu emekliliğin peşini bütçe görüşmeleri sırasında da bırakmadı. Akar, albayların emekliye sevk edilmesini “Normal, işin gereği yapılan bir çalışma olarak ortaya çıkmıştır. Şu anda Ağustos 2021’de yapacağımız çalışma başladı. Kuvvet komutanlarının haberinin olmaması, onların herhangi bir işe müdahil olmaması asla söz konusu değil” dedi.

OLAY SOĞUMUŞKEN

İlk kez bu kadar albayın emekliye ayrılmasıyla ilgili açıklama, açıkçası albayları tatmin etmedi. Konu tam soğumuşken, ilginç bir gelişme oldu. 624 albayın emekli edildiği YAŞ toplantısında, Albay Serdar Atasoy, generalliğe terfi ettirildi, Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) İstihbarat Başkanı olarak atandı. Devam eden ankesör soruşturmasında FETÖ irtibatı saptandı, gözaltına alındı, itirafçı oldu ve serbest bırakıldı. FETÖ’cü çıkan bu komutanın nasıl general olduğu ve onu kimin önerdiği sorgulanmaya başlandı.

Sonuçta KKK İstihbarat Daire Başkanlığı gibi kritik bir göreve FETÖ’cü birinin atanmış olması FETÖ’cülerin kendisini belli bir yere kadar gizleyebildiğini ortaya koyuyor. Evet, olay geç de olsa ortaya çıkarıldı ama hayatın normal akışının dışında emekli edilen albayların belirlenmesi ve emekli edilmelerinde şaibe olup olmadığı da akla geliyor.

FETÖ’cülere karşı etkili bir mücadele sürdüren Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın, bu konuyu hassasiyetle inceleyerek bakanlığını ve kamuoyunu rahatlatacak bir açıklaması olmalı. Aksi halde emekli edilen personel, kendilerinin yaftalandığını düşünecektir.

GİZLİ ÖNLEMLER

FETÖ, ankesör ve ByLock soruşturmalarıyla tam olarak ortaya çıkarılacak bir örgüt değil. Özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet, MİT, mülkiye, hakim ve savcıların “mahrem imamları” en gizli önlemleri alarak sızıyor. Bunları ortaya çıkarmak da kolay olmuyor.

15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından, yurt dışında görevli askeri ataşelere “Darbe yapıldığını bulunduğunuz ülkenin ilgili makamlarına bildirin” denildiğinde kimlerin bildirdiğine bakılmalı. Yabancı dil puanları incelenmeli. Katalog evliliklerine bakılmalı. Kuşkusuz bunlara da bakılıyordur. Ama kendisini çok iyi gizlemiş oluyorlar ki hem terfi ediyor, hem en kritik görevlere de gelebiliyorlar.