"NE HİKMETSE BİR TÜRLÜ BİTİRİLMEK İSTENMİYOR"
Eskişehir'de her hafta onlarca kazanın meydana gelmesi nedeniyle 'ölüm yolu' olarak adlandırılan Seyitgazi, Alpu ve Sarıcakaya yollarının tamamlanmamasına tepki gösteren BBP Eskişehir İl Başkanı Salim Acabay, "Seyitgazi ve Alpu yollarımız, en fazla can alan, trafik kazası olan yollarımız. Alpu yolumuz, ben kendimi bildim bileli halen yapılmak istenip de yapılamayan bir yol. Şu anda yapılmaya başlandı. Ancak iki adam gidiliyor, bir adım geri geliniyor. Ne hikmetse bir türlü bitirilmek istenmiyor" dedi.
BBP Eskişehir İl Başkanı Salim Acabay"NEYİN İNADINI YAPIYORUZ?"
Seyitgazi-Kırka yolunda haftada iki sefer ölümlü kazanın meydana geldiğini ifade eden Acabay, şöyle konuştu:
"Bu yollarımız, yapımı için çok fazla maliyet istemeyen yollarımız. Bakın, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu bölgesindeki yollar tabii ki yapılsın. Orası da bizim topraklarımız. Taa dağın başına çift yönlü yollar yaptık.
Neden bu dümdüz Alpu yolunu çift yol yapıp da bu kazaları önlemeye çalışmıyoruz. Neyin inadını yapıyoruz? Ben onu halen anlamış değilim. Benim buradan yetkililerden istediğim tek bir şey var.
Lütfen öncelikle Eskişehir’e biraz daha eğilim gösterelim, yollarımızı yapalım. Öncelikli sorunumuz yollar. Yolların yapılması için gerekiyorsa Ulaştırma Bakanlığı’nın kapısında yatılacaksa ben yatmaya talibim. Arkadaşlarımla birlikte yatarız. Yeter ki yapılsın bu Seyitgazi, Alpu, Sarıcakaya yolları.
"KÖYÜYE MAZOTU 10 LİRADAN VERMEMİZ LAZIM"
BBP olarak bizim önceliklerinin tarımı desteklemek olduğunu vurgulayan Acabay, çiftçilere gereken desteğin de verilmediğini söyledi. Acabay şunları söyledi:
"Tarımı desteklediğimiz zaman, üretime geçtiğimiz zaman biz birçok şeyi halt etmiş olacağız. Öncelikle köylülerimiz gübre desteği, mazot desteği, elektrik desteği istiyor. Dolayısıyla bizler köylülerimize bu destekleri yaptığımız zaman rahatlayacaklar.
Mazot bugün 30 liradan 25 liralara kadar düştü, tamam eyvallah. Düşünebiliyor musunuz? 30 liradan 25 liralara düşmesine seviniyoruz. Oysa deniz kıyısında adam yatına biniyor, denize açılıyor. Yatına 10 liraya mazot alıyor. Ama benim köylüm burada 25 liraya mazot alıyor. Bizim bunların önüne geçmesi lazım.
Bizim köylüye mazotu 10 liraya vermemiz lazım. Yat sahibine verin mazotu 25 liraya, 30 liraya. ÖTV’yi yükleyin. Yapacak bir şey yok. Adam keyfine geziyorsa bunu göze alıyor demektir. Ama benim köylüm burada üretim yapıyor da 25 liraya mazot alıyorsa, tonunu 9 bin liradan gübre alıyorsa ben buna karşı çıkarım elbette."
MİLLETVEKİLİ ADAYLARINI BEL KÜREĞİ İLE DENEME ÇAĞRISINDA BULUNDU
Vatandaşlardan, seçimlerde milletvekili adayı olacakları tarla, bahçelerde ellerine verilecek bel küreği ile çapa yaptırarak denemeleri çağrısında bulunan Acabay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önümüzde seçimler var malumunuz. Milletvekili seçimleri var. Biz bunu köylülerimizle de konuşuyoruz. Milletvekili seçerken lütfen özenle seçelim. Tanınmış birisi olup olmadığına bakmaksızın, halkın içinden kopan birisi olsun.
Tarlada bir bel küreği verin eline, deneyin bu insanları. Madem oy istemeye çıkıyorlar, deneyin. Gösterdiğiniz yeri bir bellesinler bakalım. Bellemeyi yapabiliyor mu? Çapa yapsın. Yapabiliyor mu? Bir domates bahçesine sokun.
Onun etrafı nasıl dolar, nasıl çapası yapılır, nasıl otu alınır? Bunları bir göstersin bize. Biz halkız. Toprağın içinden kopup geldik. Öncelikle toprak verimliliğini artırmamız lazım. Taban gübresi nedir? Şeker gübre nedir? Milletvekillerimizin bunu bilmesi lazım.
Ama maalesef çok üzülerek söylüyorum ki şeker gübresini tabağa koyup getirseler bazıları çaya şeker diye atar. Bunları bilmemiz gerekir. Hayvancılığı desteklememiz lazım. Bakın hayvan bitti. Neden bitti? Yem dünyanın parası oldu. Bir çuval yem 350 lira. Bunu hangi köylümüz alabilir. İlçelerimizden birisine bir yem fabrikası kurulamaz mı?" diye konuştu.
"MÜLTECİLER PEYDER PEY GÖNDERİLMELİDİR"
Konuşmasında mülteci sorunu hakkında da düşüncelerini açıklayan Acabay şöyle konuştu:
"Bu mülteciler konusu bizim en baş ağrımızdan bir tanesi. Şimdi elbette bu insanlara kucak açtık. Tamam kabul ediyorum. Lakin kendi memleketleri düzelmeye başladıktan itibaren bunlar peyder pey uygun şekilde geri gönderilmelidir diye düşünüyorum.
Tamam çalışıyorlar. Düşük maliyetle de çalışıyorlar. Bunu da kabul ediyoruz. Ama bizim kendi insanımız burada işsiz, güçsüzken biz onlara düşük maliyetle iş veriyoruz, onu da kabul ediyorum. Ama maalesef mülteci konusu toplumumuzun kanayan yarası. Bu insanları ilk başta alırken, tampon bölge yapılıp alınması gerekirdi. Şimdi her tarafa dağıldılar."
