Bugün ülkenin tarihi bir eşikte olduğunu ifade eden Uysal, "Bu milletin içinden süzülerek geldiği tarihi yürüyüşü, geçmişi, bizim için bugün de kılavuzdur. Israrla ifade ettik, dününü unutanlar, bu büyük geçmişi yok sayanlar, sırtımızı dayayacağımıza sırtımıza dönenlerin bu ülkeye vereceği bir şeyin kalmadığını hepimiz görüyoruz" dedi.
MÜLTECİ SORUNUNA DİKKAT ÇEKTİ
Türkiye'deki mülteci sorununa da değinen Uysal, "Bugün Türkiye’nin yaşadığı 5 milyon deniyor ama onun çok üzerinde sığınmacı, mülteci adıyla kaç milyon, kaç yüz bin insana vatandaşlık verildiği bile kamunun ikili açıklamalarından anlaşılıyor. Bir büyük toplumsal tepkiyi pek çok boyutuyla önümüzde bir problem var" şeklinde konuştu.
"KOMŞU DEVLETTE REJİM DEĞİŞTİRMEK BİZİM İŞİMİZ DEĞİL"
Bugün iktidarın hâlâ yanlışta ısrar eden politikalarını sürdürme noktasında bir tercihleri olduğunu vurgulayan Uysal, şunları belirtti:
* Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir parti devletine dönüşmesi dolayısıyla AKP’nin Sayın Erdoğan’ın tercihleri maalesef bu ülkenin tercihleri haline geldi. Biz komşu bir devlette rejim değiştirmek bizim işimiz değil.
* Uzunca bir sınıra sahip olduğumuz bu komşu ülkeyle sağlıklı ilişkiler kurarak yaşanabilecek büyük kırılmaların önüne geçecek politikalar üretmekti esas.
* Oysa 'Arap baharının önünde yürüyeceğiz' diyerek hem bölgenin istikrarsızlığının derinleşmesine hem de tarihi olarak pek çok kırılmanın yaşanmasına AKP sebebiyet verdi.
"İKTİDARIN TERCİHİ: KURT İLE YİYİP KUZU İLE AĞLAMAK"
Konuşmasında ekonomi hakkında düşüncelerini de açıklayan Uysal, ekonominin kitabını yazdığını belirten Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı da eleştirerek şöyle konuştu:
* Türkiye’deki artan kira ve konut fiyatları dolayısıyla yüz binlerce, milyonlarca vatandaşımızın maalesef hele hele iktidarın yanlış siyasetiyle beraber son 6 ayda yaşanan yoksullaşma insanlarımızı yaşayamaz hale getirmiştir, ev kiralayamaz hale getirmiştir. Orta bir sınıfın ev, araba hayali kuramaz hale getirmiştir.
* Bütün bunlar birleştiğinde maalesef Türkiye’nin yanlış tercihleri ekonomistim diye ortaya koyduğu ekonomik politikalar bu büyük ülkede yoksulun daha yoksul, orta sınıfın hiçleştiği, orta direğin çöktüğü bir Türkiye portresiyle karşı karşıya kalmamıza sebebiyet verdi.
* Birileri istiyor ki aleni ahmaklıklarında gizli hikmet arayalım. Ama Allah akıl vermiş, aleni ahmaklıklarında gizli hikmet bulamıyoruz. Onlar buluyor olsa da. Şimdi çaresizlik içerisinde bir takım hurafe, safsata, hamasetle meselenin üzerini örtebileceklerini düşünüyorlar. Örtebilmeleri mümkün değil.
* Türkiye her geçen gün adeta düdüklünün ısısının arttığı gibi Türk ekonomisinin döviz başta olmak üzere ısısının arttığını görüyoruz. Bugün bile arka kapıdan her ay eksiğe düşmüş Merkez Bankası rezervlerinin bir takım katmerli usullerle sadece 4 aylık dövize endeksli kur mevduatının bu devlete maliyeti 30 milyar.
* Bir tarafta 13 milyon emekli, Çalışma Bakanı çıkmış ’13 milyon emekliye bayram ikramiyelerinde 400 lira artış sağlarsak 10 milyara mal oluyor. O nedenle yapamıyoruz’ diyor.
* Ama öbür tarafta çok daha dar bir azınlığa 30 milyar vermeyi göze alıyorlar. Bu iktidarın tercihi ortadadır. Kurt ile yiyip, kuzu ile ağlamak, bunlara artık vatandaşımızın karnının tok olduğunu hepimiz haykırmak mecburiyetindeyiz.
"ERDOĞAN MEVZU BAHİSSE VATAN TEFERRUATTIR"
Uysal, Türk milletinin AKP'ye 20 yıllık zaman süresi, 2.5 triyon dolarlık bir vergiyi harcama imkanı vermesine rağmen halen mazeret peşinde olduklarını ifade etti. Ülkeyi 20 yıldır deneme, yanılma yöntemiyle yönettiklerini sözlerine ekleyen Uysal şunları söyledi:
* Her sahada yaşanan sistematik çöküşün Türkiye’de ekmeğimiz, aşımız dediğimiz demokrasinin işleyişine tasallut etmek noktasına bu iktidarın geldiğini biliyoruz. Biz bu zihniyeti tanıyoruz. Bu zihniyet hukuk ve demokrasi lehlerine işliyorsa zaten kabulleri.
* Lehlerine işlemiyorsa hiçbir şekilde kabul etme şansları yok. 2019 yerel seçimleri sonrası İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerini nasıl iptal edildi? Hepimizin hafızasında. O açıdan kendi varlıklarını her şeyin merkezine koymuş 'vatan mevzu bahisse gerisi teferruattır' anlayışından 'Sayın Erdoğan mevzu bahisse vatan teferruattır' noktasına gelmiş bir siyasi akılla karşı karşıyayız.
* Türk milleti kendilerine 20 yıllık zaman süresi vermiş, 2.5 triyon dolarlık bir vergiyi harcama imkanı vermiş, 4 tane 5 yıllık kalkınma planı uygulayacak zamanı vermiş, hala baksanız mazeret peşindeler.
* Bir büyük şark kurnazlığı pişkinlik içerisinde çıkıp ‘19 yıl hazırlık yaptık, şimdi yeni başlıyoruz’ deme cüreti içerisine de giriyorlar. Bunlara sormak lazım, 300 sene ömrümüz yok ki sizin deneme, yanılma metodu ile öğrenmenize tahammül edelim, var mı 300 sene ömrümüz?
