Dünkü basın toplantısında yaptığı açıklamalara yönelik atılan manşetleri düzelterek konuşmasına devam eden İnce, şunları söyledi:

"LAFLARIMI ÇARPITMAYIN"

* Dünkü basın toplantılarında yanlış manşetlerle duyurulan iki konuyu önce bir düzelteyim. Bunlardan birisi 'ben o 6’lı masada olsaydım orayı dağıtırdım' manşeti böyle atıyorlar. Niye lafımı yanlış, yarım yazıyorlar onu anlamadım.

* Cümlemi tekrar ediyorum, Adana’daki yerel basına da güveniyorum. O 6’lı mutabakatta Atatürk yok, laiklik yok onun için dağıtırım dedim. Atatürk olmayan her yeri dağıtırım, uzlaşmaya varmam. Bir kere burayı bir düzeltelim. Orada neden Atatürk yok, onu söyledim. Lafımı eksik yazmışlar.

* İkincisi 'İktidarın Rusya – Ukrayna Savaşı’na Muharrem İnce’den destek' öyle demedim. Bakın düzgün yazın tekrar söylüyorum.

* Denge politikası ya da aktif tarafsızlık politikası adına ne derseniz deyin. 1940’da İsmet Paşa 2. Dünya Savaşı’na girmemek için bu politikayı uyguladı. 'Önce İsmet Paşa’dan bir özür dileyin' dedim. Burayı yazan yok. Özgür bir medya, konuşan bir üniversite, konuşan bir sivil toplum bunlar olmadan olmaz. Tekrar söylüyorum laflarımı çarpıtmayın.



"YAKINDA SU VE İLAÇ PROBLEMİ GELİYOR"

Türkiye’nin yakında su ve ilaç problemiyle karşı karşıya kalacağını dile getiren İnce, şöyle devam etti;

* Geldiğimiz noktada gıda problemimiz var, güvenli gıda problemimiz var, enerji problemimiz var. Yakında su problemimiz olacak ve yakında yine bir ilaç problemimiz olacak.

* Dört konu; gıda, su, enerji, ilaç. Uyarı görevimizi Memleket Partisi olarak Türkiye’yi karış karış gezerek yapıyoruz. Yakında su problemi geliyor. Su kanunu çıkmazsa ciddi bir su sorunu yaşayacağız.

"GÖBEK ATMADIKLARI KALDI"

* Enerjimizde dışa bağımlıyız. Savaştaki Ukrayna’dan, savaştaki Rusya’dan ayçiçeği gelecek diye, buğday gelecek diye göbek atmadıkları kaldı, havai fişeklerle karşılayacaklar. Yazık günah değil mi? Bak bu ülkenin en bereketli topraklarındayız, Çukurova’dayız.

* Ne yazık ki anlayamadıkları yer şurası; buğday da, şeker pancarı da, ayçiçeği de, pamuk da aynı zamanda bir silahtır silah. Aynı zamanda savaş anında, kıtlık anında bunlar bir silahtır. Bunu anladıkları gün iş işten geçmiş olacak, bunu öğrenemediler.



"ONLAR SEKRETER, BAKAN DEĞİL"

* Tarım Bakanı falan değişmiyor yanlış anlamayın, öyle büyük hayaller beklemeyin. Tarım Bakanı aynı kişi arkadaşlar. Enerji Bakanı, Tarım Bakanı, Milli Eğitim Bakanı, Adalet Bakanı aynı kişi bir kişi; Recep Tayyip Erdoğan.

* Bakan falan değişince bir şey olmayacak yani. Onlar sekreter, bakan falan değil. Önceden deve dişi gibi bakanlar vardı, onlar bitti, onlar yok. Her şeye Erdoğan karar veriyor bu ülkede. Yasama o, yürütme o, yargı o.

"AKILLI EVLATLARA 'GİDİN' DİYOR, 250 BİN DOLARI VERENE VATANDAŞLIK VERİYOR"

* Biz 100 yıllık bu Cumhuriyet’te şu ilkeyle büyüdük; 'Beni Türk hekimlerine emanet edin' Şimdi geldiğimiz nokta 'gidebilirsiniz, buyurun gidin' diyor. Ben de bir tweet attım çok beğendi millet. 'Doktorlara gidin diyeceğine sen doktora git' dedim.

* Bakın doktorlar kimdir? Bu memleketin akıllı evlatlarıdır. Bizim çocuklarımız bunlar, bizi tedavi edecekler. Çocuklar, öğrencilerim gitmek falan yok, nereye gidiyorsunuz ya bu memleket bizim. Beraber kalkındıracağız bu memleketi.

* Memleketin akıllı evlatlarına 'çekin gidin' diyor, 250 bin doları verene vatandaşlık veriyor. Suriyeliye vatandaşlık verecek, Afganlara vatandaşlık verecek, 250 bin dolara ev alan birine vatandaşlık verecek. Kendi evlatlarımızı göndermeye çalışıyor. Çocuklar gitmek yok, geçecek bu günler merak etmeyin, çözeceğiz biz bu işi.



"GAZİANTEP’TEN ADANA’YA GELENE KADAR HESAP ŞAŞIYOR"

* 2021 yılında 739 bin ayçiçeği ve 821 bin ton ham yağ ithalatı yapmışız. 1.5 milyar dolar para vermişiz. Yazık günah. Türkiye’de tarımda 4 milyar litre mazot kullanılıyor, 25 liraya yaklaştı mazot, 10 lirasını devlet karşılasa 40 milyar TL yapar. 14’e bölsen gerçi hesap yapamıyoruz artık.

* Bir hesap yapıyorum Gaziantep’te, Adana’ya gelene kadar şaşıyor. 14,68, 14,88 oluyor, bütün hesaplar alt üst oluyor. Benim matematik bile yetmiyor buna, Recep’in ki hiç yetmez zaten. 3 milyar dolar para yapar. 3 milyar doları Türk çiftçisine versen ne ayçiçeği dileneceğiz ne buğday dileneceğiz. 3 milyar doları Türk çiftçisine vermiyor, 50 milyar dolar parayı Suriyelilere veriyor.

"ENFLASYONDA NEREDEN NEREYE"

* Nereden nereye diyordu. 2002’de iktidara geldiklerinde enflasyon 29,7. 2022 Şubat ayında yalancı TÜİK’in enflasyonu bile 54,44. Bakın ekmezsen dikmezsen, tarlayı sürmezsen sorunu çözemezsin. Bu iktidar da bu muhalefet de marketten başlıyorlar.

* Biri diyor stokçular, öbürü marketlere mektup yazıyor ucuza ver, gelince hallederiz diyor. Oğlan Almanya’dan gelecek, para getirecek vereceğim diyor. Sorunu bilmiyorlar. Sorun rafta değil, sorun tarlada. Öğrenemediniz bunu.



"BUĞDAY ÜRETİMİN ARTMIYOR AZALIYORSA AÇ KALIRSIN"

* 2002 yılında Türkiye Cumhuriyeti 19,5 milyon ton buğday üretmiş. 2021, 17 milyon 650 bin ton üretmiş. Eğer 20 yılda nüfus artmasına karşılık, 5 milyonda Suriyeli olmasına karşılık senin buğday üretimin artmıyorsa, azalıyorsa sen aç kalırsın aç. Rusya’dan gemi gelsin diye yalvarırsın.

* Önce ekeceksin, önce ektireceksin, mazotu ucuza vereceksin, tohumu ucuza vereceksin, gübreyi, ilacı ucuza vereceksin. İkisi de marketçi bunların, işin sonundan başlıyorlar. Düğmeyi yanlış iliklersen yukarı kadar yanlış gider.

"ÜRETİM OLMADAN OLMAZ"

* GSMH’nin yüzde 1’i tarıma verilecekti, kanun var bu konuda. Dinleyen yok. Sadece tarım sektöründe örümcek ağı teoremi vardır. Örümcek ağı teoremi şudur; ürünün üretimi yüzde 10 azalırsa, 100 üreteceğine 90 üretirse, bunun fiyatı iki katına çıkar. 5 liraysa 10 lira olur. Bir tek tarımda böyledir. Bunu bilmeyecek kadar cahil insanlar bunlar. Cahil diyorum sonra mahkemeye veriyorlar. Bunu bilmiyorlar çünkü. Üretim olmadan olmaz. Boşuna söylemiyoruz ne Cumhur ne Millet tek yol Memleket diye.

"HERKESE TASARRUF VAR, TBMM’YE CUMHURBAŞKANLIĞI’NA YOK"

* 2021’de Türkiye ekonomisi yüzde 11 büyüdü, tarım yüzde 2,2 küçüldü. Milli gelirde tarımın payı Erdoğan iktidara geldiğinde yüzde 12’ydi, bugün Türkiye’de tarımın payı yüzde 6’nın altında. Tasarruf genelgesi yayınlıyor. İki yer hariç. TBMM’ye tasarruf yok. Cumhurbaşkanlığı’na tasarruf yok. Herkese tasarruf var, bak millet arabaları çalıştıramamış, çiftçi deposuna mazot koyamamış, herkes tasarruf ediyor. Ama parlamento ve Cumhurbaşkanlığı hariç, genelge böyle.

"BİR KEZ DAHA UYARIYORUM"

* Şimdi bu ülkenin bereketli topraklarında, Çukurova’da yakında mayısta buğday hasatı başlayacak. Bu bereketli topraklardan bir kez daha uyarıyorum ülkeyi yönetenleri. Gıda sorunumuz böyle giderse derinleşecek, enerji sorunumuz derinleşecek, su sorunumuz derinleşecek, ilaç sorunumuz derinleşecek. Dördünde de kriz yaşayacağız.



"HAYVAN YEMİNE KOTA İNEKLERE REJİM YAPTIRACAKLAR"

* Uyarıyorum; hayvan yemine kota getirmeyi düşünüyorlar, ineklere rejim yaptıracaklar. Sen 1 kilo yiyeceksin diyecek, yarın 750 gram. Danalara diyet yaptıracaklar ya. Ve sonra çıkıp şunu derlerse şaşırmayın. Danalar çok yağlanmasın, sizin sağlığınıza zarar vermesinler diye diyet yaptırdık derler. Oraya gidiyor bu iş.

* Bakın uyarıyorum. Ukrayna’ya, Rusya’ya muhtaç kalmamak için, bir bu tarımda ithalat işinden vazgeçin. Bu tarımda ithalat sopasını çiftçiye kullanmayın, çiftçiyi destekleyin. Bakın buğday ihalesi yaptınız geçen sene Türk çiftçisinden 2,25’den aldınız. Ukraynalı’dan şimdi 6 liraya alıyorsunuz.

"SULAMA YATIRIMLARINI TAMAMLAYIN"

* Bakın buğday ihalesi yaptınız geçen sene Türk çiftçisinden 2,25’den aldınız. Ukraynalı’dan şimdi 6 liraya alıyorsunuz. Yazık günah. 6 lirayı Ukraynalıya vereceğinize 6 lirayı Adanalı Ahmet Amcaya verseydiniz de seneye daha çok ekseydi. Sulama yatırımlarını tamamlayın diyorum. Tekrar söylüyorum. GAP dedim KOP dedim Bunları tamamlayın diyorum. Sulama yatırımlarını tamamlamazsanız başımız belaya girer su sorunu yaşarız.

"KOPYA ÇEKMEK SERBEST"

* Memleket Partisi’nin şu an yeni kurulan bir parti olduğu için projelerinden yararlanabilirsiniz. Bütün partilere sesleniyorum. Kopya çekmek serbesttir. Alın kullanın bunları, teşekkür ederiz biz size. Proje bizimdir demeyiz, her geçen gün projemizi ben açıklıyorum, iki ay sonra bir başka parti açıklıyor. Teşekkür ediyorum bu ilgilerinden dolayı. Tekrar söylüyorum bakın, bundan çok memnunuz biz. Önemli olan memleketin sorunlarının çözülmesidir.

"YANLIŞ ANLAMIŞLAR"

* Su sorunu diyerek, hazine arazisi diyerek anlattık ama yanlış anlamışlar, eksik anlamışlar. Tarım envanterini bir an önce çıkarın, Türkiye’nin elinde ne var ne yok bir görelim. Ürün planlamasına bir an önce geçelim. Nerede, ne kadar, hangi üründen ekeceğiz bunu bilelim. Adana’da ne kadar ekeceğiz, Kahramanmaraş’ta ne kadar ekeceğiz, Gaziantep’te ne ekeceğiz, Konya’da ne ekeceğiz, Edirne’de ne ekeceğiz bunu bilelim. Bir envanterimiz olsun.



"ÇİFTÇİYE DOLARLA ÜRÜN GARANTİSİ VERECEKSİN"

* Ürün garantisi vereceksin çiftçiye kardeşim ürün garantisi. Hastane yapan müteahhitte hasta garantisi veriyor musun, veriyorsun. Köprü yapan müteahhitte geçme garantisi veriyor musun, veriyorsun. Havaalanı yapana uçma garantisi veriyor musun, veriyorsun. Çiftçiye niye vermiyorsun? Hem de dolarla vereceksin dolarla.

* Çanakkale Köprüsü’ne zam geldi mi, geldi. Nasıl geldi, daha geçmeden geldi. Bakın bugün Çanakkale Köprüsü’ne sabah girseydin, yolun ortasında zam gelmişti. Övündüğün bütün hizmetlerin dolarla. Çiftçiye de alım garantisini dolarla vereceksin. Ha aç kalmak istemiyorsan. Aç kalırım diyorsan verme. Sürekli düşer buğday üretimi, gemi beklersin Karadeniz’de, İstanbul Boğazı’nın girişinde.

"UCUZ ET YEMEK İSTİYORSAN BUNLARI YAPACAKSIN"

* Büyükşehir Yasası tarım alanlarını mahvetti. Derhal bu yasayı gözden geçirmek lazım. Bunları neden anlatıyorum. Meralar neden önemli. Hepimiz gıda sıkıntısı yaşayacağız, hepimiz pahalılık yaşıyoruz. Markete girdiğimizde ucuz peynir yemek istiyorsak, ucuz et yemek istiyorsak, ucuz ekmek almak istiyorsak buradan başlamalıyız. Üretimden başlamalıyız.

* Bakın söylüyorum Türkiye’de hayvancılıkta her doğan 5 buzağıdan biri ilk 4 ayda ölüyor. Ya Tayyip Erdoğan’ın işi gücü bırakıp bu buzağılarla uğraşması lazım. Ben cumhurbaşkanı olsaydım her 5 buzağıdan birisi neden ölüyor ya öldürmeyeceğiz bunları, veterinerler göreve. İlaç vereceğiz, niye? Ee ucuz et yemek istiyorsan bunu yapacaksın. Yoksa gidersin Sırbistan’dan et alırsın.

* Bütün bu konuşmalarım, tarım, hayvancılık, mazot, elektrik, ilaç bütün bu konuşmalarım dar gelirlinin, işçinin, fukaranın, emeklinin mutfağıyla ilgilidir, tenceresiyle ilgilidir. Kadınlarla ilgilidir, tencerede aş mı pişiyor, taş mı pişiyor, tencerede et mi kanıyor, dert mi kanıyor kadınlar bilir. Onu ucuzlatmak için tarladan başlamak lazım.

MERSİN İL BAŞKANLIĞI BİNASININ AÇILIŞINA KATILDI

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Memleket Buluşmaları programı kapsamında Mersin’e geldi.

Mersin’de düzenlediği basın toplantısında konuşan İnce’nin gündeminde akaryakıt zamları ve gıda krizi birinci sırada yer aldı. İnce, “2002’de Erdoğan iktidara geldiğinde 5 litre mazotu 8 liraya dolduruyorduk. Sabah ki basın toplantısında 5 litre mazota 110 lira dedim. 22 liradan hesaplamıştım, 23 lira olmuş. 110’da değil 115 lira. Memleketin geldiği durum bu. Rakamlar ortada” dedi.

İnce konuşmasına "Türkiye’yi gezdikçe görüyoruz ki herkes hayat pahalılığını konuşuyor. 30 yıldır ülkeyi gezerim, ilk kez bu kadar asık suratlı insanlar görüyorum. Herkesin morali bozuk, herkes depoyu düşünüyor, doğalgazı düşünüyor" diyerek devam etti.

"MEMLEKETİN GELDİĞİ DURUM ORTADA"

İnce, şunları söyledi:

* Bakın 20 yılda Türkiye nereden nereye gelmiş size bunu bir anlatayım. 2002’de Erdoğan iktidara geldiğinde 5 litre mazotu 8 liraya dolduruyorduk. 2018’de beraber yarıştığımızda, cumhurbaşkanı seçildiğinde 5 litre mazotu 30 liraya dolduruyorduk. Şimdi sabah 5 litre mazota 110 lira dedim, kağıda 110 lira yazdım. 22 liradan hesaplamıştım, 23 lira olmuş. 110’da değil 115 lira.

* 2002’de Erdoğan iktidara geldiğinde 3 litre mazotu 4,5 liraya dolduruyorduk. 2018’de beraber yarıştığımızda 18,5 liraya dolduruyorduk. Bugün 3 litre mazot 66 liraydı, zam geldi 70 lira oldu. 2002’de 1 litre mazotu 1,60 liraya dolduruyorduk. 2018’de 6,70 liraya dolduruyorduk. Bugün 22 liraydı, zam geldi 23 lira oldu. Memleketin geldiği durum bu. Rakamlar ortada.

"TÜRKİYE’NİN ACİLEN ÖZGÜR BİR MEDYAYA İHTİYACI VAR"

* Türkiye’nin acilen özgür bir medyaya ihtiyacı var. Besleme medya değil, özgür bir medya. Hazineden besleme değil, belediyeden besleme değil, genel merkezden besleme değil, özgür bir medya. Onun için, yerel basına güvendiğimiz için her ilde bir basın toplantısı yapıyoruz.

* Türkiye’nin acilen bir konuşan STK’lara ihtiyacı var. Koltuklarını düşünmeyen, 10-15 yıl koltuklarında oturmayı düşünmeyen, konuşan bir STK. Odası, borsası, derneği, sendikası… Türkiye’nin konuşan bir üniversiteye ihtiyacı var. Üreten, direnen, baş kaldıran, itiraz eden bir üniversiteye, yüksek liseye değil üniversiteye ihtiyacı var. Türkiye’nin konuşan barolara ihtiyacı var.

"TÜRKİYE’NİN ÇİFTÇİLERİN AYAĞA KALKMASINA İHTİYACI VAR"

* Türkiye’nin çiftçilerin ayağa kalkmasına ihtiyacı var. Ya süt 4,70 lira, yem 6 lira olur mu? İneğe bir kilo yem vereceksin 6 lira, bir kilo süt 4,70 lira. İnekle anlaşma yapacaksın. Sana diyet yaptıracağım, daha yağsız gezeceksin, az yiyeceksin. İneklere diyet yaptırmak zorunda kalacaklar. Böyle olursa fakir bir Türkiye olur, yoksul bir Türkiye olur.

"DOKTORLAR İNSANİ ÇALIŞMA KOŞULLARI İSTİYORLAR"

* Bu memlekette hepimizin ihtiyaç duyduğu doktorlar. Gidiyoruz onlara tedavi olmak için. Bizi ameliyat ediyorlar, tedavi ediyorlar, bakıyorlar. Onları kovuyorsun. Utanmıyor musun onları kovmaktan? Nereye kovuyorsun, babanın memleketi mi burası. Ne istiyor bu çocuklar, bu doktorlar ne istiyor. Önce bir soracaksın.

* Para istemiyorlar, insan gibi çalışma koşulları istiyorlar. Vicdanınıza soruyorum; 24 saat nöbet tutuyor, sabahında da 8 saat mesai yapıyor. Böyle bir şey olabilir mi? 24 saat nöbet tutmuş birisi, sabahında 8 saat mesaiye kalırsa bu kişi nasıl ameliyat yapacak?

* Size soruyorum; 24 saat aracıyla yolculuk yapmış bir otobüs şoförü, sabahında onun otobüsüne binmek ister misiniz? İstemezsiniz. Bu çocukları anlamak lazım, bu doktorları anlamak lazım. Çıkın gidin diyor. Beğenmediyseniz gidin diyor. Sanki Cumhuriyeti o kurdu.

"DOKTORLAR GİDECEK KİM GELECEK? SURİYELİLER, AFGANLAR"

* Peki onlar gidecek de kim gelecek? Suriyeliler, Afganlar gelecek. Başka kim gelecek. 250 bin dolar parayı basar bir konut alırsın vatandaşlık verirler sana. Türkiye’de her şeyin fiyatı artar, vatandaşlığın fiyatı ucuzlar.

* Bir de Tayyip Erdoğan’ın yazdığı kitabın fiyatı düşmüş, herhalde kimse almadı. İş güvencesi istiyor bu çocuklar, bu doktorlar. Özlük haklarını istiyorlar. Sağlıkta şiddetten korunmak istiyorlar. Bu konuda yasal düzenlemeler istiyorlar.

"MÜLKİYE’Yİ BİTİRDİ! HARBİYE’Yİ BİTİRDİ! TIBBİYE’Yİ BİTİRDİ!"

* Türkiye’nin tarımını bitirdi, dış politikasını sıfırladı. Hatta memleketin içine gelirsek üç ayak vardı Türkiye’de. Mülkiye’yi bitirdi, Harbiye’yi bitirdi, Tıbbiye’yi bitirdi. Üçünü de bitirdi. Çiftçi mutsuz, emekli mutsuz, gençler mutsuz, ev hanımı mutsuz, esnaf mutsuz, doktor mutsuz. Mutlu olan 3 – 5 tane yandaş.

"KİME GÜVENİYORUZ?"

* Peki buradan nasıl çıkacağız. Sen nasıl güveniyorsun kendine. Yeni kurulmuş bir partisiniz belediyeleriniz yok, hazine yardımınız yok, arkanızda sermaye yok, medya yok neye güveniyorsun diye soruyorlar bize. Yetimin başını okşayan iyi insanlara güveniyorum. Yolda bulduğu ekmeği öpüp başına koyup kenara koyanlara güveniyorum.

* Fakirin karnını doyuranlara güveniyorum. İyilik yapanlara güveniyorum. Organ bağışı yapanlara güveniyorum. Kan verenlere güveniyorum. Komşunun çocuğuna çaktırmadan üniversite de okurken yardım edenlere güveniyorum.

* Komşunun aç açıkta olup olmadığını merak edenlere güveniyorum. Karşılıksız yardım edenlere güveniyorum. Hayırseverlere güveniyorum. Milletimizin vicdanına güveniyorum. Kaygılı olanlara güveniyorum. Gençlere güveniyorum. Kadınlara güveniyorum.

"SORUN MARKETTE DEĞİL TARLADA"

* Biz Türkiye’de bağımsız, tarafsız, adil, hızlı, etkin bir yargı düzeni kuracağız. Buradan başlayacağız. Herkes bizim yargımıza inanacak. Üreten bir Türkiye olacak. Marketten başlamayacağız işe. Tarladan başlayacağız. İktidarda muhalefette marketten başlıyor.

* Biri stok yapmayın diyor, polisle zabıtayla sorun çözmeye çalışıyor. Öbürü de mektup yazıyor marketlere ucuz verin diyor. Ya sorun markette değil ki. Sorun tarlada tarlada. 4 milyar litre mazot tüketiyor Türk çiftçisi. 10 lirasını sen versen 40 milyar yapar. Dolara bölsen 3 milyar para yapar.

* 3 milyar doları Türk çiftçisine vermiyor, 50 milyar dolar parayı Suriyelilere veriyorsun. Bizim farkımız bu. Biz Türk çiftçisine 3 milyar dolar parayı vereceğiz. Ekecek, dikecek. Buğday üretimimiz düşmüş.

"UTANIR ADAM"

* Bak savaşan ülkelerden buğday bekliyoruz. Utanır adam utanır. Rusya savaşta, Ukrayna savaşta. Gemiler yola çıkmış ayçiçeği getiriyormuş, buğday getiriyormuş. Nereden? Savaşan bir ülkeden. Ülkeyi ben yönetiyor olsam utanırım bundan. Niye ektirmedin?

* Türk çiftçisinden 2,25’den aldın buğdayı. Ukraynalıdan 6 liraya alıyorsun şimdi. Ee Türk çiftçisinden 6 liraya alsaydın da Ahmet Amca da ekseydi, biz de buğday beklemeseydik Karadeniz kenarlarından olmaz mıydı?

"ÇIKIŞ YOLU ÜRETİM, ÇİFTÇİYİ DESTEKLEMEK"

* Biz tarımda ki gıda güvenliğini de, enerjide dışa bağımlılığımızı da, enerji güvenliğimizi de, su güvenliğini de, ilaç güvenliğini de yeniden kuracağız. Önümüzde ki süreçte ilaçta, suda, gıdada, enerjide ciddi problemler yaşayacak bu ülke. Çünkü ithalata alıştılar. Ne gerek var buğday ekmeye, alırız dışarıdan. Ne gerek var ayçiçeği ekmeye alırız dışarıdan. 20 senedir bu kafayla gittiler. Türk çiftçisini ihmal ettiler. Onun için işçi, memur esnaf; tarlada 1 lira olan şeyi rafta 4 liraya alıyor. Bu düzeni mutlaka değiştireceğiz. Bu düzen Türkiye’yi duvara toslatır. Bu düzenden çıkış yolu var. Çıkış yolu üretim, çiftçiyi desteklemek.

"90 MİLYONLUK TÜRKİYE’Yİ 530 BİN KİŞİ BAKAMAZ"

* 530 bin kişi tarım sigortası ödüyor. 90 milyonluk Türkiye’ye 530 bin kişi bakamaz. Bizim o 530 bin kişiyi arttırmamız lazım. Bu da devlet politikasıyla olur. Memleket Partisi olarak biz yeni bir partiyiz daha bir yılımızı doldurmadık. Büyük iddialarla yola çıktık. Allah’ın izni milletin isteğiyle önümüzde ki süreçte bu ülkeyi uçurumun başından çekip alacağız.

[old_news_related_template title="Dünya çapında gıda fiyatları savaş nedeniyle daha da artacak" desc="Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), küresel gıda ve yem fiyatlarının Ukrayna'daki savaş nedeniyle yüzde 8 ile 22 arasında artış gösterebileceğini açıkladı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2022/03/11/iecrop/bugday-ithal_16_9_1549495442_16_9_1646210294_16_9_1647000397.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2022/ekonomi/dunya-capinda-gida-fiyatlari-savas-nedeniyle-daha-da-artacak-7004236/"]